Seçim bitti bitmesine de, dedikoduları bitmedi. Hala hayalperestler...

“Seçimde oylar çalındı”, “Aslında %52 ile CHP kazanmıştı, hakkımızı yediler”,  “Bu binde birlik partiler yüzünden kaybettik”, “İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Hanım masadan kalkmasaydı kesin kazıyorduk”, “İnat edilmeyip Kemal Bey yerine Ekrem İmamoğlu aday olmalıydı”, “Kemal Bey yanlış adaydı, Mansur Yavaş aday olmalıydı”…

Mazeretten bol bir şey yok. Hayaller Beştepe, gerçek Söğütözü.

CHP’de seçim sonrası değişim fırtınası esmeye başladı. Kaybedilen bir seçim değil, iki seçim. Kaybedilen Türk solunun hayaliydi. Kaybedilen özgüvendi. 
Türk solunun Siyasal İslamcılar tarafından nasıl kandırıldığı ortaya çıktı. 

Gelecek Partisi, Deva Partisi, Sadet Partisi ve Demokrat parti CHP’ye ve İYİ Parti'nin sırtında Türkiye Büyük Millet Meclisine girmeyi başarmışlardır. Kısaca hem CHP hemde İYİ Parti'nin milletvekili sayıları azalmıştır. İktidarın yıpranmışlığına, depreme, ekonomik krize, pandemiye, sığınmacılara, terörün azmasına,  ifşalara, uluslararası problemlere, yandaşların aymazlıklarına rağmen muhalefet hem oylarını hem vekil sayılarını azaltmayı başarmışlardır. Kısaca Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi Türkiye’de bir muhalefet problemi olduğunu tekrar ispat etmişlerdir.  
Muhalefet Seçim satı mailinde eski İç işleri Bakanı Süleyman Soylu’nun söyleminden yola çıkarak “Hem milletvekili sayısını hemde Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzdesini bilmeleri hiç normal değil. Demekki daha önceden biliyorlardı” diyecek kadar garip düşünce yapısına sahip olmayı başarmışlardır. Türk solunun uçuk entellektüelleri. 

Bu seçim sonucunu kabullenmeyenlere buradan seslenmek istiyorum. Kaybetmek zor. Herşeyden önce ben de seçim toto oynadım ve kaybettim. Kaybetmem sonucu değiştirmedi. Buradan birkaç soru ile bu çalındı çırpıldı sonuçlar elektronik olarak değiştirildi tevatürlerine cevap bulmaya çalışacağız.

Hiç uzun uzun hesap yapmaya yada atomu parçalayacak kadar derin bilgi ve beceriye gerek yok.

1-Muhalefet partilerinin il ve ilçe teşkilatlanmaları yok mu?

*Muhalefet partilerinin il ilçe mahalle teşkilatları kağıt üzerinde var. Çalıştılar mı derseniz bence hayır. Hayal kurmaktan ileri bir şey yapmadıkları kesin. En azından bana hiç bir muhalif parti temsilcisi gelmedi. Memlekette yaşayan ailemede kimse gitmedi. Nerdeyse tüm muhalefet Sedat Peker, Muhammed Yakut ve Ali Yeşildağ’ın ifşalarını ağızları açık tekrar tekrar dinlemekten başka bir şey yapmadılar. 

2- YSK’nın hazırlamış olduğu seçmen kütüğü bilgileri tüm partilere açık değil mi?

*Seçmen  kütükleri kanuni olarak tüm partilere açık. Kimse bizimle paylaşılmadı yada yanlış bilgi aktardılar diyemezler.

3- İçişleri Bakanlığı ve YSK tarafından oluşturulan adres bilgileri partilere kapalı mı?

*Seçmen bilgileri ve seçmen kütük bilgileri partilere açık ve partililerce kullanılmakta. Hatta bazı partilerin bu dataları bankalara sattıkları iddia edilmektedir. Partilerin mahalle, ilçe, il teşkilatları bu işlerin doğrulamak için vardır.  

4- Çok sıkça kullanılan yolsuzluk iddiasından birisi olan adreslerde yabancı ve tanımadığınız kişilerin seçmen kütüğüne işlenmesi. Bu Partiler tarafından daha önceden tespiti mümkün değil mi? 

*Partilerin adreslerde tanımadığımız, yabancı uyruklu kişiler vardı; tanımadığımız kişiler vardı demeleri hiç doğru olmaz. Bu konuda Muhalefet partilerinin il, ilçe ve mahalle teşkilatları ne işe yarıyor diye sormak zorundayım o zaman. Ben İstanbul’da yaşayan bir vatandaş olarak, oturduğum adreste seçimden önce adres ve seçmen bilgilerimde bir problem var mı diye kontrol edebiliyorum. Bir sıkıntı olmadı ancak olsaydı muhtar ve kaymakamlık nezdinde gerekli çalışmaları başlatırdım. Bahse konu olan olaylada sonuç alamadık denmesin. Basın için bu tür haberler manşetlik olduğunu herkes bilir. Hiç bir mülki amirde bu tür bir risk oluşturacak işi görmezlikten gelemez. 

5- Sosyal medyaya düşmüş bir kaç münferit olay tüm Türkiye’de yapılmış gibi göstermek doğru mu?

*Sosyal medyaya düşmüş münferit olaylar ile mazeret üretmek sadece kaybetmenin suçunu karşı tarafa atmaktan başka bir şey değildir. Bu tür olaylar varsa ilk olarak mensup olduğunuz parti ile yada basın ile paylaşmak ve hemen hukuki sonuç oluşturacak girişimlerde bulunmak gerekmektedir. Bu konuda da herşeyden önce gönüllü kuruluşlar aktif olarak çalışma yapmaktalar. Sonuç olarak sonucu değiştirecek nitelikte ve nicelikte olaylar olmamıştır. 

6- Hukuka aykırı olan çalışmalar ile ilgili neden bir şey yapılmadı?

*Hukuka aykırı yapılan işler varsa partilerin hukuk bölümleri armut mu topluyor? Yüce Türk adaleti gerekli kararı verir. Karar veremedi mi; en azından hukuki olarak müdahil olunmuş olunurdu. Kaç dava açıldı. Bu davalar ile ilgili muhalefet neden sonuç bildirgesi yayınlamıyor? Çünkü muhalefet sadece konuşup iş yapmamayı şiar edinmiş durumda.

7- Tüm suç iktidarda da; muhalefet çok doğru işler mi yaptı? 

*Bence de tüm suç iktidarda. Muhalefet muhalefetlik görevini yapamadığı için iktidar kendi muhalefetini yaratmış durumda. CHP den Memleket Partisini, kendi bünyesinden Deva’yı ve Gelecek partisini, MHP den İYİ partiyi ve Zafer Partisini, Sadet Partisinden Yeniden Refah Partisini, Büyük Birlik Partisinden Milli Yol partisini var etti. İşin kötü kısmı yeni doğan partilerinde prematüre olduğu bu seçimde ortaya çıktı. 

8- İktidar devlet gücünü arkasına aldı ve muhalefeti ezdi.

*Muhalefetin bu söylemde haklı olduklarını söylemek durumundayım. İktidar seçimi kaybetme korkusu ile propoganda da gayri ahlaki davranışlarda bile bulundu. Kimse CHP’nin yada İYİ partinin PKK ile iş birliği yaptığını iddia edemez. Ancak yapıldı. Montaj kasetlerle propoganda yapılmaz ancak iktidar yaptı. Devlet malı ile propoganda süreçi yürütülmez iktidar yürüttü. İbadethaneler içerisine siyaset sokulmaz. İktidar cami açılışlarında ve cami içlerinde propoganda yaptı. Kışlalarda siyaset olmaz. Kışlaların patronu paşalar siyasetin tam göbeğine oturdular. Bu yanlışlar ilerde bu iktidarı ve iktidarın yancılarını çok rahatsız edecektir, emin olun. Bu yanlış; bu iktidarı bir gölge gibi takip edecektir. Benzer konulardan kendileride rahatsız olduklarında bu günleri hatırlatırlar.

Siyaseti bir kenara bırakarak bu hafta sonu geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz yeni bir yol ayrımına geldiler. Lise son sınıf ögrencileri yeni hayatlarına merhaba demek için hafta sonu üniversite sınavına girecekler. Başta canım oğlum Rasim Kaan Deniz’e ve tüm gençlerimize başarılar dilerim. Allah yollarını bahtlarını açık kılsın.