Eski Türkler hastalıklara kötü ruhların sebep olduğuna inanırdı. Kötü ruhlar kopuz, dombra gibi çalgılarla çalınan müzik ve bazen dans eşliğinde def edilir bu yolla şifa aranırdı. Azerbaycan’da Mingyar kaya resimlerinde bulunan dans eden figür çizimleri de bunun kanıtı.
Yüzyıllardır insanlar farklı yöntemlerle hastalıklara şifa aramış. Müzik de bu yöntemlerden biri. Müzikle şifa bulmak, müziği, sesleri hatta dansı hastalıktan iyileşmekte bir şifa yöntemi olarak kullanmak neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip.
Evliya Çelebi’nin anlattığına göre hekimbaşı hastalara belli makamlar dinletir, kalp atışlarının hızına yavaşlığına bakar, hangi şikâyete hangi makamların iyi geldiğini tespit eder, bu tespitlere göre sınıflandırdığı hastalara, Darüşşifanın müzisyenlerine haftanın belli günlerinde konser verdirtir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu şifahaneden şöyle bahseder: “Bu hakir Evliya garip bir şey gördüm. Merhum ve mağfur Beyazıd Veli Hazretleri vakıfnamesinde hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda, def’i sevda olmak üzere 10 adet biri neyzen, biri kemani, biri muskar, biri santuri, biri çeng santuri, biri udi olup haftada üç kerre hastalara hasseten delilere musiki faslı verilir. Nicesi avaz-ı sazdan hoşhal olur. Hakiki ilm-i musikide neva, rast, dügâh, segâh, çargâh, sûznak makamları anlara mahsustur. Cümle saz ve makamlar da ruha gıdadır. Hazin nağmeleri dinleyen kimseler biperde, biendazane seslerle ağaz ve feryat ederler. Şeb ve rûz üç kerre divanelere ve hastalara ve her marızın derdine göre nefis taamlar verir. Allah’ın rahmeti vakfın üzerine olsun vesselam." Bu saydıklarımızdan başka Amasya, Sivas, Kayseri, Manisa, Bursa şifahanelerinde de müzikle tedavinin uygulandığını biliyoruz.
• "Rast makamı havale ve felç illetine devadır. İnsana sefa huzur ve neşe verir.
• Rehavi makamı baş ağrısı ve hafakana devadır. İnsana sonsuzluk hissi verir. Sabah vaktinde etkilidir.
• Küçek makamı insana hassasiyet verir.
• Büzürk makamı ateşli hastalıklara iyi gelir, zihni temizler, vesvese ve korkuyu uzaklaştırır.
• İsfahan makamı insana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir. Zihni açar zekâyı arttırır.
• Neva makamı insana lezzet ve ferahlık verir.
• Uşşak makamı insana gülme hissi verir.
• Zengule makamı insana uyku verir. Kalp hastalıklarına iyi gelir. Öğleye doğru etkilidir.
• Saba makamı insana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
• Buselik makamı insana kuvvet verir. Kuşluk vaktinde etkilidir.
• Hüseyni makamı insana sulh (sükûnet, rahatlık) verir.
• Hicaz makamı insana tevazu verir. İkindi vakti etkilidir."
Müzik de birebir ölçüyle ilişkili. Müzik seslerin türlü ölçülerle bir nizam halinde vücuda gelişidir. Başka başka seslerin uyumlu dizilişiyle ortaya çıkan ahenktir. Neyzen Niyazi Sayın’ın musiki iki sesin manevi münasebetidir minvalinde bir tanımını hatırlıyorum. Sadece iki ses, ama rastgele iki ses değil bir ölçü gözetilerek bir araya getirilmiş iki ses bile bizim üzerimizde bir tesire sahip olur. Mesele o iki sesi tanıyıp aralarındaki münasebeti gözeterek onları peş peşe getirmek yani ki bir ölçüyü gözetmek. Böyle olunca insan tabiatı üzerinde tesiri muhakkak olan ses hem güzel hem ölçülü olduğu zaman, insanın kimyasına etki ediyor. Belki de sesler arasındaki bu ölçü insanın yaratılışındaki ölçüye denk düşüyor yani bu iki ölçülü şey arasında bir insicam oluşuyor.
Müzik ruhun gıdası ve tanrının sesidir.