Yeni bir kelime buldum: Marjimani. “Marjinal” ve “mani” kelimelerinin bir birleşimi. Bu terim, son dönemde sosyal medyada, sokaklarda ve gündelik hayatta sıkça gördüğümüz, farklı olmak uğruna sergilenen zorlama davranışları anlatmak için doğdu.
Peki, nedir bu marjimani? Estetik, ahlaki, etik ya da komik sınırları zorlayarak, sırf dikkat çekmek veya “benzersiz” olmak uğruna yapılan aşırıya kaçan hareketler. Mesela, sosyal medyada “ilginç” bir görünüm yaratmak için abartılı kıyafetler giyenler, ne dediğini anlamadan felsefi cümleler paylaşanlar, ya da bir kavramı tamamen çarpıtarak kendi kurallarını koyanlar…
Bir yandan bu davranışlar, bireysel özgürlüklerin bir yansıması gibi görülebilir. Kimsenin kimseye karışmadığı, herkesin kendi dünyasını kurduğu bir çağdayız. Ancak bu özgürlük, bazen estetik ve etik sınırları o kadar zorluyor ki ortaya absürt ve yapay bir görünüm çıkıyor. İşte o noktada marjimani devreye giriyor.
Zorlama Benzersizlik Takıntısı
Sosyal medya bu durumu körükleyen en büyük araçlardan biri. “Herkes beni görsün, herkes benim farklı olduğumu bilsin” çabası, kişisel gelişim ve bireysel farkındalık yolculuğunu bir kenara bırakıp tamamen dış görünüşe ve gösterişe yönelmiş durumda. Öyle ki, kim olduğun değil, nasıl göründüğün veya nasıl bir “trend” yarattığın önem kazanıyor.
Örneğin, yalnızca bir moda akımı yaratmak adına giyilen abartılı kıyafetler, kendine ait bir anlam ifade etmeyen fakat “cool” görünen söylemler, ya da herkesin kahkaha attığı komik ama derinliksiz videolar… İşte bunlar, bireysel bir kimlik arayışından çok, toplumsal bir beğenilme kaygısının ürünü gibi duruyor.
Farklı Olmak mı, Yoksa Farklı Gözükmek mi?
Marjimani, farklı olmak ile farklı görünmek arasındaki o ince çizginin kaybolduğuna işaret ediyor. Gerçek anlamda farklı olan birey, zaten topluma değer katan, özgün fikirleriyle fark yaratan kişidir. Ancak marjimani etkisinde olan birey, yalnızca dikkat çekmek için sıradan şeyleri absürtleştirerek bir “yanılsama” yaratır.
Oysa birey olmanın, fark yaratmanın, topluma katkı sağlamanın yolu, içsel bir derinlikten gelir. Sırf görünür olmak için yapılan şeyler, aslında içi boş bir kabuğa dönüşür.
Marjimani, bir trendin ya da davranış biçiminin eleştirisi değil. Bu kelime, bize insan olarak özümüzden ne kadar uzaklaştığımızı ve kendimizi başkalarına beğendirme uğruna ne kadar zorlama yollar denediğimizi hatırlatıyor. Belki de biraz durup şu soruyu sormamız gerekiyor: Gerçekten biz kimiz ve ne istiyoruz? Farklı olmak için mi, yoksa gerçekten kendimiz olmak için mi yaşıyoruz?
Unutmayalım, en marjinal olan, kendini olduğu gibi kabullenebilendir. Marjimani’nin tuzağına düşmeden, kendi özgünlüğümüzü keşfetmek dileğiyle…