Bazı insanlar öfkelerini doğrudan ifade edemez. Açıkça kavga etmek yerine, küçük imalarla, laf sokmalarla, suskunluklarla karşı tarafı yavaş yavaş çökertirler. Trafikte de ilişkilerde de aynı yöntem uygulanır: Üstünlük kurmak için direksiyon ya da duygular silah gibi kullanılır. Kimse doğrudan kavga etmez ama herkes birbirini içten içe bitirmeye çalışır.
Trafikte Pasif Agresif Savaş
Sabahın erken saatleri. Şehir trafiği sıkışık. Bir kavşakta, iki pasif agresif sürücü karşı karşıya geliyor.
— Sürücü 1 (Kravatlı, iş telaşında, direksiyon başında hafif sinirli ama sakin bir ses tonuyla):
“Vay be kardeşim, önüme sinyal vermeden kırmana bayıldım. Resmen refleks geliştirmek için ders gibi kullanıyorsun trafiği.”
— Sürücü 2 (Spor kıyafetli, kahvesini yudumlayan, hafif gülümseyerek):
“Abi ama sen de maşallah her şeye hazırlıklısın. Senin gibi usta şoförlere sinyal gereksiz zaten!”
Burada pasif agresif taktikler devrede: Kimse doğrudan “Sen yanlış yaptın!” demiyor. Bunun yerine, karşı tarafı sinirlendirecek şekilde üstü kapalı alay ediliyor.
Trafik açılıyor ama savaş bitmiyor. Siyah sedan hızlanıyor, ama beyaz hatchback de peşinden gelip aniden hızını düşürüyor. Şimdi sıra sıra birbirlerini sinir etmeye başladılar. Kornaya basmadan, camı açıp bağırmadan, sadece hareketleriyle karşı tarafın gününü mahvediyorlar.
Duygusal İlişkide Pasif Agresif Çatışma
Akşam, başka bir savaş alanı: Bir çift, bir kafede oturuyor. Görünürde sakinler ama alt metin savaş dolu.
— Kadın (kahvesini yavaşça karıştırarak, gözlerini kaçırıyor):
“Sen zaten görürsün…”
— Erkek (telefonuna bakarken, ilgisizce):
“Neyi göreceğim?”
— Kadın (hafif gülümseyerek ama sesi biraz daha sertleşerek):
“Boş ver, ben bir şey demedim.”
Klasik bir pasif agresif hamle: Bir şey ima edilir ama doğrudan söylenmez. Karşı tarafın anlaması beklenir. Erkek durumu çözmeye çalışırken kadın devam eder:
— Kadın (hafif iç çekerek):
“Gerçi senin için fark eder mi ki? Sen az değilsin, bilirim, ciğerini okurum.”
Burada doğrudan “Bana yanlış yapıyorsun” demiyor. Bunun yerine, karşı tarafı şüpheye düşürecek, suçlu hissettirecek bir ima yapıyor. Erkek ise bunu anlamazdan gelerek konuyu geçiştiriyor.
— Erkek (hafif gülerek, alaycı bir tonla):
“Aa, yine mi ben kötü oldum? Sürpriz olmadı.”
Kadın hafifçe başını sallar, telefonu eline alır ve sosyal medyada gezinmeye başlar. Ama bu sessizlik bir ateşkes değil, bir başka pasif agresif saldırıdır. Erkek bunu fark eder ve oyuna devam eder:
— Erkek:
“Beni stalklamaya başladın yine. Ne bulmayı umuyorsun acaba?”
— Kadın (hafif bir kahkaha atarak):
“Yok ya, ben mi? Ben sadece sosyal medyada neler yaptığını az çok biliyorum zaten.”
Bu cümle, doğrudan “Sen başka kadınlarla ilgileniyorsun” demenin pasif agresif versiyonudur. Karşı tarafı suçlamaz ama ona suçluluk duygusu yükler. Erkek ise yine sakinliğini bozmadan yanıt verir:
— Erkek (omuz silkerek):
“Demek öyle. Sen en iyisi dedektiflik ajansı kur, çünkü bu kadar incelemeye yazık oluyor.”
Ve savaş devam eder. Kimse doğrudan bir kavga çıkarmıyor. Ama her kelime, her ima, her hareket içten içe karşı tarafı biraz daha yoruyor.
Sonuç: Herkes Haklı, Herkes Temiz
Günün sonunda herkes kendi içinde haklıdır.
Trafikteki sürücü, “Ben yanlış yapmadım, adam gereksiz büyüttü” diye düşünerek kendi kendini aklar. Karşısındaki ise “Ben haklıydım ama sabah sabah kavga edecek halim yoktu” diyerek içini rahatlatır.
İlişkide ise erkek, “Yahu ben ne yaptım ki? Hep beni suçluyor” diyerek kendini savunurken, kadın “Ben hiçbir şey demedim, kendi üzerine alındı” diye kendi haklılığını kurar.
Pasif agresif savaşlarda kimse açıkça kaybetmez. Çünkü herkesin kendine göre bir mantığı, bir bahanesi vardır. Ve en önemlisi, herkes kendi kendini temize çıkarır.