Bu hafta Meclis’te görüşülmesi beklenen ve şirketlere kayyum atanmasının önünü açan düzenleme, yeniden gündeme getirildi. Daha önce muhalefetin Anayasa’ya aykırılık ve ticari faaliyetler üzerinde risk oluşturduğu gerekçesiyle torba yasadan çıkarılan düzenleme, AK Parti tarafından hiçbir şey olmamış gibi tekrar Meclis’e sunuldu. Terörle mücadele bahanesiyle hazırlanan bu düzenleme, ticari hayatı tehdit eden yeni bir kayyum uygulamasını getirmeyi amaçlıyor.
CHP Eski Genel Sekreteri Gürsel Tekin, hükümetin bu adımına tepki göstererek, düzenlemenin hukuki ve ekonomik açıdan tehlikelerine dikkat çekti.
'DOYMADINIZ MI?'
Gürsel Tekin, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Doymadınız mı? Depremde insanların evlerine el koydunuz, köy kanunlarını gerekçe göstererek kupon arazilere el koydunuz, şimdi de gözünüzü şirketlere diktiniz. Şimdi terörle mücadele bahanesiyle, hiçbir yargı kararı olmadan şirketlere kayyum atamanın yolunu açıyorsunuz. Bu düzenleme, hukuk devleti ilkesine tamamen aykırıdır ve keyfi uygulamalara kapı aralamaktadır.
Şirketlerin genel kurul yetkilerini Türk Ticaret Kanunu hükümlerine aykırı bir şekilde TMSF’ye devretmek, özel sektöre müdahale etmektir. Azınlık hissedarlarının rızası olmadan satış ve tasfiye kararı almak, serbest piyasa ekonomisinin ruhunu yok eder. Bu ortamda ne yerli ne yabancı yatırımcı Türkiye’ye güvenip yatırım yapar. Şirketler için büyüme ve rekabet etme şansı bırakmıyorsunuz."
Hükümetin kayyum uygulamasını belediyelerden sonra şirketlere taşımaya çalıştığını belirten Tekin, şu eleştirilerde bulundu:
“Belediyelerde halkın desteklemediği yönetimlere kayyum atadınız, şimdi aynı anlayışı özel sektöre taşımaya çalışıyorsunuz. Bu düzenleme yalnızca ekonomiyi değil, Türkiye’nin uluslararası itibarını da sarsacaktır. Keyfi kayyum uygulamaları, yatırımcıların kaçmasına ve ekonominin darbe almasına yol açacaktır."
Gürsel Tekin, TMSF’ye geniş yetkiler tanıyan bu düzenlemenin bir an önce geri çekilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’yi kayyum düzeniyle yönetmeye çalışmak, ülkemizi hem ekonomik hem de hukuki bir felakete sürükler. Bu uygulama sürdürülebilir değildir ve derhal durdurulmalıdır,” dedi.