Avusturya Türkiye maçı sırasında Merih Demiral'ın yapmış olduğu Bozkurt işareti gayet güzel ve fotojenik olmuş. Bu hareketi bir suç olarak göstermek tamamen yanlı ve yanlış olacaktır. Gol attığında sevincini boğazında asılı olan kolyeyi öpen ile ne farkı vardır? Bozkurt işareti bir siyasi partiye indirgenmesinin yanlış olduğunu söylemek gerek. Bozkurt, Türk milletinin sembolü olduğu unutulmamalıdır. Ergenekondan çıkışımızın sembolü olan Bozkurt ve Bozkurt işareti bazı tipleri korkutmasını anlayışla karşılamalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk batı tarafından Bozkurt olarak kabul edilirdi, unutmayalım. Gazinin yaptırdığı Bozkurt  heykelleri, bastırmış olduğu paralardaki Bozkurt figürleri kimleri rahatsız ediyorsa? rahatsız etmeye devam etsin.Sonuç olarak İt ürür Bozkurt yürür.

İHVAN'nın kurucuları ne ister?

Suriye ile Türkiye bölgede bir barış ortamı oluşturmak isterse ne olur?   

Olacaklar belli. 

Kayseri'de yaşanan nahoş olaylar  ve hemen akabinde Kuzey Suriye'de Türk vatandaşlarına yapılan iğrenç saldırılar ortada. 

Biraz tarihin derinliklerine gidelim. Müslüman Kardeşler Cemiyeti. Cemiyyetül İhvânül Müslimin olarak bilinen yapı 1928 yılında Mısır'da Hasan El Benna tarafından kurulduğu bilinmektedir. El Benna'nın yardımcısı olan Seyid İbrahim Hüseyin Kutup görünürde İngilizlere düşman Şeriat devleti kurmayı amaçlamışlardı.  Bu yapı İslam dünyasını şekillendirmek için İngiliz istihbaratı tarafından kurgulandığı bilinmektedir. İngilizlerin menfaatleri için bölgede gereken her tür manipülasyon yapmaktan çekilmeyen bu yapı evlere şenlik işler yapmıştır. Binlerce insanın kanına giren bu yapının son roveşatası Arap Baharından başka bir şey değildir. 1982 yılında Suriye'nin Hama kentinde Hafız Esad'a karşı bir ayaklanma düzenlediler. Bu ayaklanmayı Hafız Esad çok kanlı bir şekilde bastırıldı ve on binlerce insanı katletti. 

Şimdi Oğul Esad'ın  bölgedeki hesabı ne olabilir? 

Beşar Esad'ın artık ciddi komşuları ve iş ortakları var. Bunların başında Rusya ve Rusya'nın seçilmiş lideri Vladimir Putin var. Arap Baharı ile Suriye topraklarının bir kısmına çöken yeni ve istenmeyen komşu olarak kabul edilen ABD var. Yine Haçlı seferlerinden beri Arapların kadim dostları olan İngiliz kraliyeti ve Fransız aristokrasisi ile komşuluk ilişkileri kesintisiz devam etmektedir. Suriye'ye uzak da olsa kalplerinin aynı attığını iddia eden İran Suriye'nin ideolojik komşusudur. Filistin ve Lübnan ise Suriye'nin arka bahçesi ve kaçak barındırma merkezi halindedir. Ürdün'e gelince bahtsız bedevi durumunda Osmanlı sonrası ne yapacağını bilmeyen bir devlettir. Suriye ile en uzun sınıra sahip olan devlet ise Türkiye Cumhuriyetidir. 911 km olan Suriye sınırımızdaki mayınları temizleten ihvan aklı bugün hala ensar muhacir söylemi ile Kayseri'de ki olaylarla ilgili Türk milletine parmak sallamaktadır.  Ahlaksızlık yapanların Türk kolluk kuvvetlerine suçluyu vermekte imtina etmeleri konusunda kimse bir şey dememektedir. Tabiki Kayseri'de yaşanan olaylar kabul edilemez. Lakin siz Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkarsanız vatandaşın tepkisinede parmak sallayamazsınız. 

Biz Türk milleti olarak 1919 yılından itibaren Kuvayi Milliye ruhu ile vatanımıza ayak basan na mahremi söküp attık. Rahmetli Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde Türkiye'de yaşayan her aile en az ya bir şehit ya da gazi vererek bu vatanın sınırlarını kanla çizdi. Misakı Milli sınırları içinde olmasına rağmen sınırlarımızın dışında kalan yerlerle ilgili kalbimizin yarısı Selank'de yarısı Adalar denizinde yarısı Kerkük'te yarısı da Halep'de bıraktık. Biz acılarımızı kalbimizde taşırken üç tane çapulcu Kuzey Suriye'de Teröristan kurmaya çalışmakta; Esad'ın sürdüğü geçici sığınmacılardan birileri benim kültür ve ahlakıma aykırı davranmakta, benim kaymakamam atadığım bölgede Türk bayrağı indirilmekte. Bu olaylar hiç bir şekilde kabul edilemez. Bu hadsizlik içerisinde kim olursa olsun ister ÖSO'cu ister bilmem ne tugayı mensupları olsun farketmez. Suç işlediği düşünülen kişilerin ivedilikle tutuklanmaları, Türk hukukunun huzuruna çıkarılmaları gerekmektedir. Kayseri'de yaşanan nahoş olaylar ile ilgili onlarca kişi Türk hukukunun huzuruna çıkarıldığı gibi. 
Sonuç olarak Türk milleti mazlumu sever, hakkın ve hakkaniyetin yanında yer alır. Ancak mazlum kabul ettiğimiz haddini aşarsa Türk milleti haddini bildirmekten de geri durmaz. Türk devlet aklı, çok acil olarak Suriye ile ilişkileri kurmalı ve Türkiyede barınan geçici sığınmacıların çoğunu insani şartlar çerçevesinde ülkelerine geri gönderilmesi sağlanmalıdır. Bu geri dönüş ile ilgili benim metod söylemem hadsizlik olur. Ancak devlet isterse bu geçici sığınmacıların kendi vatanlarına dönmeleri maksimum altı ay içerisinde tamamlar. 

Her ağacın kurdu kendi özündendir.

"Her ağacın kurdu kendi özündendir" der Pir Sultan Abdal. Birazda iç siyasete bakalım. Rahmetli Sinan Ateş Reisin şehit edilmesi ile ilgili mahkeme safahatında olmasından dolayı konuya çok girmeyeceğim.  Sadece şunları söylemek zorundayım. Türkiye Cumhuriyetinde eski Ocak Genel Başkanının silahlı saldırı ile şehit edilmesi ilk ve tek olaydır. Ülkücülerin bu menfur suikast sonrası paramparça olması ideolojinin fikri altyapısının yeterli olmadığını yada fikir adamlarını okumadıklarını göstermektedir.  Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in oğullarından olan Tuğrul Türkeş'in "Babamın partisi" ifadesi ise Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in kemiklerini sızlatmış olmalıdır. Binlerce şehit verilen Ülkücü hareketin geldiği durum ortadayken Başbuğ'un oğlunun ifadesi evlere şenlik bir durumdur. Ne diyelim. Ülkücü harekete ve Türk milliyetçiliğine zarar verenler kendi içerisinden çıktı; tamda Pir Sultan Abdal'ın dediği gibi. 
İmar barışının mimarı Kayserinin medarı iftarı olduğu iddia edilen eski Bakan Sayın Özhaseki'nin ansızın bakanlık görevinden ayrılması dikkat çekmektedir. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığından beri tanıdığım Sayın Bakanın Bakanlık görevinden ansızın ayrılması pek hayra alamet değildir. Bir hafta önce danışmanları tarafından "turp gibi maşallah" tanımlaması sonrası sağlık nedeni ile ayrılık mektubu yazılmasının ardında ne olabilir?  Aynı gün Kayseri'de Suriyeliler ile ilgili nahoş durumun ortaya çıkması Sayın Özhaseki'nin Suriyeliler ile ilgili daha önceki açıklamalarının akla gelmemesi mümkün değil. Sayın Özhaseki'nin Kayserideki kurduğu aile vakfında kaç Suriyeliye görev verdi sormak lazım? Kale içinin mağrur mensubu olduğunu iddia edenler Sayın Bakanın Kayseriye katkılarını çabuk unutacaklarına eminim. Yine ne varsa Cumhuriyetin kurucu partis olan CHP'lilerde var. CHP'nin Kayseri Milletvekili Aşkın Genç canlı yayınlarda eski Bakan Özhasekiye kimsenin teşekkür etmediği kadar teşekkür etti. Ben bile ittifakın MHP ile AKP arasında değilde AKP ile CHP arasında olduğunu düşündüm.  

Sonuç olarak. AK Partinin eski kadroları yeni kadrolaşma içinde olma ihtimalleri vardır. Pek yakında Müstemleke valisi gibi hareket eden Sayın Şimşek'de affını isteyerek Gül dolu bahçelerde Özhaseki ile dolaşabilir mi? Türk siyaseti üç günlüğüne siyaseti bırakıp sonra geri dönenlerle dolu.