Çöldeki deve; çöl dikenini yemeyi çok sever, iştahla yediği zaman dikenler damağına batar ve damağı kanamaya başlar. Yediği dikenler ve ılık kan birbirine karışır ve bu tadı çok sever. Gelen lezzeti kandan değil, dikenden bildiği için yemeye devam eder. Ve müdahale edilmezse sonunda kan kaybından ölür.

Araplar devenin diken yemesine harese derler. Yani kendi kanında boğulmak yani ihtiras ve hırs!

İhtiras; doymamazlık, aşırı istek, kendini kaybedecek kadar gözü dönmüşlük anlamına gelir. Sonu gelmeyen, bitip tükenmek bilmeyen aşırı tutku, istek, şiddet hırsı ile gözü dönmüşlükle bir şeyleri arzu etmek.

Kendine zarar verdiğini bilmeden delice ve tutku ile yine kendine zarar vermek! Develerde yaşanan bu gerçekçilik İnsanlarda daha farklı!

İnsan için ihtiras ve hırsa kapılma isteği kendisini sonu gelmez bir boşluğun içinde bulmak ile bitiyor maalesef...

İhtiras ve bilinçsiz hırs korkunç bir duygudur! Kaybetmeye başladığını anlayınca hesapsızca, düşüncesizce saldırıya geçirir. Hata üstüne hata yaptırır.

Oysa geriden gelecek zararları, tahribatları düşünmeden, hesap etmeden ve kendinden başkası yokmuş gibi, başkasını tanımam davranmışlığında beraber yaşadığı bütün bu dünyaya ait insanların kalbini kazanmayı değil! Kırmayı becerir...

Bu becerisi onu toplumun dışında kalmasına ve sahip olduklarının değerini bilmemesine neden olur.

Oysa sahip olamadıklarına ulaşmak için kontrollü ve ölçülü bir istek içinde gereken şartları yerine getirerek yürümesi gerekirdi.

Yoksa aşırı istek, aç gözlülük, kendini kaptırma, saplantı, tamah, tutku, iptila, hırs... Hiç anlamadığı şekilde içten içe yok eder insanı.

Eğer hayatınıza; duygu sömürüsünden, yalandan, ihanetten, şantaja kadar uzanan ve amacına ulaşmak için her yolu mübah gören ihtiras tutkunu birilerini alırsanız işte o zaman yandınız ve hayatınızın en büyük hatasını yapmış olursunuz.

Çünkü bedeninize; sizi yok edene kadar uğraşacak ve doymak bilmeyecek bir canavar yerleşmiştir.

Tok gözlü insan bir şeyi ister, doyumsuz insan her şeyi..

Sevgilerimle