Bütün özlemlere, bütün isteklere ulaşmak,erişmek ve yakaladığımızda sevinç duymak mutluluk belkide böyle bir şeydir .

Küçüktük çocuktuk
Bir köpek havladığında korkar,bir güvercin uçuşu gördüğümüzde sevinirdik. Düşerdik,kalkardık,koşardık.
Bir şey olduğunda hep bize büyüyünce geçer. büyüyünce unutursun derlerdi. Ve büyüdük ve büyüdükçe anladık ki meğer geçen o acılar yada korkular değilmiş !

Geçip giden oralarda kalan mutluluğumuz muş. 
Artık ne başımızda babamız nede bizi bir sofra etrafında toplamaya zorlayan annemiz var! 
çok az görebildiğimiz kardeşlerimiz yada akrabalarımız...

Artık hiç bir şey eskisi gibi değil! söylemek istediklerimizi söylüyemiyor,yapmak istediklerimizi yapamıyor zamanlarda yaşıyoruz. 
İçten içe yavaş yavaş ölüyoruz. 
Akıllı telefonlar yokken olan mutluluğumuzu aldılar,çaldılar.
Annemizin kahvaltıya Çağıran sesi,babamızın güne hazırlayan motive sözü yok !

Bir kalem,bir kâğıt ve zarf daha değerliydi. Zarfın kapağını dilimiz ile ıslatıp kapattığımızda içine duygular ve his katılırdı. Bir saç teli ,bir çocuk eli,ayağı izi,kurutulmuş bir gül bugünün en pahalı çantasından.parfümünden,kremlerinden çok daha değerliydi. 

Yaşamadım görmedim hiç olmazsa çocuklarım yaşasın görsün diye ömürlerini çile ile bitiren büyüklerimizden,
Hiç bir şeyin kıymetini emeğini,alınterini anlayamayan çocuklar ile başbaşa kalmak ve anlamak kaybettiğimiz Baba, anne değerini..

Babam yaşasaydı
Özür dilemek isterdim, her seferinde seni neden daha iyi anlayamamış olmaktan, her seferinde seni neden daha iyi anlayamamış olmaktan, her seferinde seni seviyorum dememiş olmaktan, çok eksik kalan sarılmalarımdan, daha söylenmemiş sözlerimden ,ve yaptığım hatalarımdan dolayı..

Geçmişi özlemek,
özlediğimiz geride kalan o günlerimiz mi ?çocukluğumuz mu ?gençliğimiz mi ?bilemiyoruz..
Bildiğimiz tek şey
değerlerimiz her geçen gün yavaş yavaş eriyor. 


İnsanlar mutlu değil kendilerinden şikâyet ederler kimileri saçından, bedeninden, kilosundan, zayıflığından, cildinden, kendinden. Memur mutlu değil, işçi mutlu değil,
iş adamı mutlu değil,
patron mutlu değil. Çocuk, annesinden, babasından mutlu değil. 
Öğrenci öğretmeninden mutlu değil,vatandaş kendini yönetenlerden
mutlu değil. 
Yönetenler vatandaştan mutlu değil !

yani kısacası mutluluk arama rotasında hayat gider gelir modunda, bazen mutlu bazen 
mutsuz gel,gitli  hayatlar devam eder..

Bir öncesi bir sonrasını tutmayan insanlar! bugün böyle yarın başka diyen insanlar. Öyleydi ama böyle oldu diyenlerin bile bir araya gelemediği ortamlar..

O zaman vur kendini yalnızlığa
yalnız kalmak,seni yalnız hissettiren kalabalıklardan belkide çok daha iyidir..