Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Kossuth Radyosu’na verdiği mülakatta, Avrupa Birliği (AB) liderlerinin Rusya ile silahlı çatışma hazırlığı içinde olduğunu belirterek, hükümetinin bu sürece katılmayacağını vurguladı. Orbán, “Brüksel’de savaş hazırlıkları yapılıyor; en kaygı verici olan, bu planların zihinsel zemini” ifadelerini kullandı ve Macaristan’ın barıştan yana duracağını açıkladı.

Orbán, AB yetkililerinin yurttaşları su, gıda ve ilaç stoklamaya çağırmasını, öngörülen “72 saatlik kriz senaryosuna” yönelik bir hazırlık olarak değerlendirdi. “Bu tür adımlar, Avrupa’nın kendi halkına savaş kâbusunu yaşatma noktasına gelmiş olduğunu gösteriyor,” diyerek, söz konusu alarm durumlarının paniğe yol açabileceği uyarısında bulundu.

ABD Başkanı’nın özel elçisi Steven Witkoff ise Fox News mülakatında, Avrupalıların Vladimir Putin’in Avrupa’yı işgal etme arzusu taşımadığı yönündeki değerlendirmelere ikna olmaya başladığını ifade etti. Witkoff, “Putin’in bu konuda samimiyetine güveniyorum; Avrupalı liderlerin de aynı kanaate erişeceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da Moskova ile Washington arasında Ukrayna meselesinin çözümü için uzun ve titiz bir müzakere sürecinin şart olduğunu vurguladı. Peskov, “Avrupa’nın askeri harcamaları artırması ve Ukrayna’da asker bulundurma planları, krizin temel nedenlerini derinleştirmektedir. Çatışmanın sona ermesi, öncelikle bu nedenlerin ortadan kaldırılmasına bağlıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Orbán, Brüksel’deki “liberal elit”in yerini ulus-devlet ilkeleri doğrultusunda hareket eden vatansever yönetimlerin alması gerektiğini iler sürdü. İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini’ye Janos Hunyadi Ödülü’nü takdim ederken, “Avrupa’nın birlik ve dayanışması, ulusal egemenliklerin güçlendirilmesiyle teminat altına alınır” dedi. Ayrıca, AB Komisyonu’ndan George Soros’a yakın isimlerin, Avrupa Parlamentosu’ndan ise “yolsuz lobicilerin” tasfiye edilmesini talep etti.

Orbán, eski ABD Başkanı Donald Trump’a USAID’i kapatarak “karanlık komploları” ortaya çıkardığı için teşekkür etti ve Macaristan’da benzer bir temizliğin yapılması gerektiğini belirtti. “Yurtdışından finanse edilen sivil toplum kuruluşları, ülkemizin iç işlerine müdahale etmeye yönelik bir araç haline gelmiştir; bunlara karşı gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır” dedi.

Başbakan, Batı uygarlığının beş yüz yıllık hâkimiyet döneminin sona erdiğini, 21. yüzyılın ise Avrasya’nın yükselişine tanıklık edeceğini savundu. “Liberal dünya düzeni sona ermiştir; kendi değerlerine sahip çıkan uluslar ayakta kalacak, diğerleri geride kalacaktır” yorumunu yaptı.

20 Mart’ta Brüksel’de gerçekleştirilen AB Zirvesi sonrasında Orbán, birçok liderin savaşı sürdürme eğiliminde olduğunu ancak barış yanlısı seslerin giderek güç kazandığını dile getirdi. “Henüz çoğunlukta değiliz; ancak zaman içerisinde Macaristan’ın barışçı yaklaşımının hâkim olacağına inancım tamdır” diyerek, diplomatik çözüm yollarının önemine dikkat çekti.

Son olarak, Orbán Ukrayna’nın AB üyeliğini maliyet gerekçesiyle eleştirdi. “Rakamlar, Ukrayna’nın katılımının Avrupa’ya ağır bir mali yük getireceğini göstermektedir. Bu nedenle, sürecin dikkatle değerlendirilmesi elzemdir” ifadeleriyle yazıyı noktaladı.

Rusya Federasyonu Başkanı Sayın Putin 8 Mayıs itibarı ile Ukrayna'ya karşı ateşkes ilan etmesi belki de barış için atılmış en önemli adımdır. Diğer taraftan ise ısrarla Filistin halkını sürgün ederek Gazze'de tatil köyü açma hayalinde olan Trump dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyeceğini ifade etmesi çok manidardır. 

Yaşanacak bir dünya için paylaşımcı ve insanı açıdan eşitlikçi bir yapının kurulması için üç maymunu oynayan liderlere ihtiyaç yoktur. 

Bu minvalde barış için elini taşın altına sokacak liderlere ihtiyaç var. Bireysel menfaatleri kenara bırakıp yaşanacak bir dünya için çalışanların yolu açık olsun.