1 Mayıs denildiğinden bu topraklarda ilk 1 Mayıs şiirini yazmış olan şair Yaşar Nezihe Büyüklemez'i (17 Ocak 1880 - 5 Kasım 1971) hatırlamamak olmaz. Yaşar Nezihe, Osmanlı'nın son döneminde yaşamış İstanbullu bir kadın şairdir...
Gerçekçi şiirin ilk örneklerini vermiş bir şair olan Yaşar Nezihe hanım, Amele Cemiyeti'ne üye olmuş; militan şiirler yazmış; toplumsal konulara
ilişkin düşüncelerini düzyazılarıyla açıklamıştır. Bu yüzden suçlanmış, koğuşturmalara, iftiralara uğramıştır.
Yaşar Nezihe, 17 Ocak 1880 günü Silivrikapı'da Hünkâr İmamı Sokağı'nda yoksul bir evde doğdu. Bahçesaray'lı Tatar bir ailenin kızı olan annesi Kaya(sonra Eda) Hanım ve diğer dört kız kardeşi o doğduktan sonraki yıllarda veremden öldüler.
Kantar İdaresi'nde memur, geçim sorunları altında ezilen alkol sorunları olan şairin babası, gizlice mahalle mektebine yazılan Yaşar Nezihe’yi okumak istemesi nedeniyle evden kovmuştur. Yaşar hanımın kendi anlatımına göre, dere kenarlarından papatya, ısırgan otu, deve dikeni, ebegümeci tohumları toplayarak aktarlara satıp kazandığının kırk parasını mahalle mektebinin hocasına, kırk parasını da kalfaya vererek bir süre okuma isteğini doyurmak için çabalamış...
Ancak bir yıl mahalle mektebine devam edebilen Yaşar Nezihe'nin aldığı eğitimin tamamı bu kadar olmakla beraber Yaşar Nezihe’nin yaşamı süresince geçimini sağlamasına büyük ölçüde yardımcı olacak dikiş - nakışı da yine bu dönemde komşu kızlarından edindi.
Aruzla şiir yazmayı kendi kendine öğrendi
Yaşar Nezihe, edebiyatı, aruzla şiir yazmayı kendi kendine öğrenmiş ve taş basması ne kadar aşk kitabı varsa hepsini satın alıp okumuş.
İlk şiiri on beş yaşındayken "Malûmat" gazetesinde yayımlanan Yaşar Nezihe’nin şarkı formunda ve Leyla Feride imzasıyla yayımlanan bu şiiri Ahmet Rasim tarafından çok beğenilmiş!
Şiirlerini genellikle Mazlume ve Mahmure takma adlarıyla yayımlanan şair, o günleri şöyle anlatıyor: " Eski zaman dergilerinde en çok benim şiirlerim yayınlanırdı. Bunların tümü yaslı, dertli ve acılı şeylerdi. Bestelenen bir iki şarkım vardır ki, meyhanelere devam eden mutsuz kişileri ağlatırdı!"
1901 yılında Terakki gazetesinde yazmaya başlayan Yaşar Nezihe, "Hanımlara Mahsus Gazete" nin adeta daimi yazarı olmuş ve "Sabah", "Menekşe", "Kadın Yolu" ve "Kadınlar Dünyası" gibi dergilerde yıllarca şiirlerini yayımlamıştır.
Şiirlerini 1913 yılında "Bir Deste Menekşe" adlı kitapta toplayan ve kendisini edebiyatımızda acıların şairi olarak tanıtan "Feryatlarım" şiir kitabı 1924 yılında yayımlandı.
"Nevsal" adlı yayında kısa biyografisi, Akşam ve Tanin gazetelerinde yaşamını anlatan iki kupür yayımlandı.
Asıl ilginç olanı: Bir Alman olan Prof. Dr. Martin Hartmann'ın 1919 yılında Berlin'de yayımlanan, "Dichter Der Neuen Türkei" adlı antolojisinin 81-83. sayfaları Yaşar Nezihe'ye ayrılmıştı.
Edebiyat tarihçilerinin ise o ana kadar bir kadın şair olarak Yaşar Nezihe hakkında bilgileri yoktu. Bu yıllarda Alman "sol" akımları, Spartakist sempatizanlar Türkiye'ye gidip geliyorlardı. Hartmann'ın bu yollardan Yaşar Nezihe'nin adını duyabilmiş olduğu düşünülüyor.
Yaşar Nezihe yaşamı süresince üç kez evlenip boşanmış; iki kez intihar girişiminde bulunmuş. Yaşar Nezihe Hanım, ilk aşkı Hilmi çavuş ile iki yıl, elli gün evli kaldığı eski kocası Yusuf Niyazi Bey ile de 1911 yılından itibaren kırk yıl mektuplaştığı bilgiler arasında.
Kırk beş yıl memurluk yaptıktan sonra 1912 yılında koleradan ölen babasından kendisine 45 kuruş maaş bağlanması üzerine Yaşar Nezihe bu komik maaşı gazetelere mektup göndererek protesto etmiş, bir yıl sonra şiirleri ve bu yazılar nedeniyle hakkında soruşturma açılmış.
Yaşam ve geçim sorunları karşısında asla pes etmeyen; her türlü işe girip çıkmış bir kadın olan Yaşar Nezihe; Darphane'de işçi olarak da çalışmış.
Eşlerinin üstüne kuma getirme isteklerine direnmiş; böyle bir şeyi kabul etmeyerek kadınlık onurunu korumuş, çocuklarını yanına alarak onları terk etmiş.
İşte Yaşar Nezihe'nin yazdığı Türkiye'nin ilk 1 Mayıs şiiri:
Ey işçi!
Bugün hür yaşamak hakkı seninken
Patronlar o hakkı senin almışlar elinden.
Sa'yınla edersin de "tufeyli"leri zengin,
Kalbinde niçin yok ona karşı yine de bir kin?
Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkad;
Lakin seni fakr etmede günden güne berbad.
Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden,
Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden.
Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün,
Bir parça da evlatlarının çehresi gülsün.
Mayıs birde bu birleşme gününde
Bişüphe bugün kalmadı bir mani önünde...
Baştan başa işte koca dünya hareketsiz;
Yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz.
Patron da fakir işçilerin kadrini bilsin
Ta'zim ile hürmetle sana başlar eğilsin,
Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi.
Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.
Herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay.
Sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say.
Bir gün bırakınca işi halk şaşkına döndü.
Ses kalmadı; her velvele bir mum gibi söndü.
Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;
Sen olmasan etmezdi teali medeniyet.
Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!
Kuvvettedir hak. Hakkını haksızlara anlat...