31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan yerel seçimler için tüm siyasi partiler çalışmalarını başlattı. Bu kadar büyük bir yarışmanın, mücadelenin sebebi hatta tek sebebi Türkiye genelinde tirilyonlarca liranın, bütçenin kullanılması içindir. Parayı, bütceyi kullanmak için halktan yetki alınmasıdır. Bilindiği gibi belediyeler iki şey yapamazlar. Bir para basmazlar, bir de adam asamazlar. Ancak gelecek 10 yılları ipotek altına alacak yatırımlar yapabilirler. Bu seçim her şeyden önce partilerle birlikte adayların boy göstereceği bir seçim olacaktır. Daha önce har vurup harman savuran; garip gureba'nın parasını yandaşlara, yoldaşlara peşkeş çekenler; inşallah bu defa aday gösterilmeyeceklerdir diye düşünüyoruz.
Kimi zaman adaylar partilerinin önüne geçecekler, liderlerini kızdıracaklar, kimi zaman liderlerinden teveccüh alacaklar, kimi zaman da İfşalar açığa çıkacak, kızılca kıyametler kopacaktır. Bu seçim gerçekten çok farklı olacağı; farklı dengelerin gözetilerek yapılacağı, netleşmiştir. Özellikle AK Parti ve CHP belirli bölgelerde belirli söylemlerde bulunurken; belirli bölgelerde de bu söylemlerin tam tersini söylemek isteyeceklerdir. "Dün dündür bu gün bu gündür" veciz sözün yanına "Orası başka burası başka" diyeceklerdir emin olun. Yine bu iki parti hem ortaklarına karşı hem de arka kapı diplomasisi adıyla bazı görüşmeler yapacaklardır. 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde özellikle iktidarın uyguladığı yanlış politikalar İstanbul'u Ankara'yı Adana'yı Mersin'i Antalya'yı kaybetmesine sebep olmuştur. Benzer hataların yine tekrarlanacağı kulaklarımıza gelmektedir. Bu konuda iktidara yaklaşmaya çalışan İYİ Parti seçimi kazanmak için bir formül oluşturur mu? değerlendirmek lazım. Ancak İYİ Parti şu anda kendi seçmenini kaybeden müflis bir parti durumuna düşmüştür. Dedikodular O ki Meral Akşener'e "bu şekilde devam edilirse partinin oy oranının yüzde birlere düşeceği" yüzüne karşı GBY larından birisi tarafından bir toplantıda söyledigi biz gazetecilerin kulağına kadar gelmiştir. Bu arada İYİ Parti'nin CHP ile ittifak yapmasını bazı CHP'li kurmayların uygun bulmaması son derece normal değil mi? Bu konuda CHP'lilere hak vermemek elde değil. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde Millet ittifakına hezimeti yaşatan Meral Akşener'den başkası değildir. Durum böyle olunca İYİ Parti'nin ittifak şartları hiçbir parti tarafından kabul görmeyecektir. Zırt pırt masadan kalkan, baştan kendine rol biçip yancılarına yol veren, partisini aile şirketine çeviren bir lidere güvenmek ne kadar dogru olur? Bir taraftan da MHP ile AK Parti arasındaki Anayasa Mahkemesi tartışması, yeni ayısının temel ilk dört maddesindeki anlaşmazlık, yerel seçimleri kazanmak adına teröristlerden medet ummak noktasında MHP'nin şartsız AK Partiye verdiği destek noktalanacak gibi görünmektedir. Bu oluşacak boşluğuda İYİ parti doldurmak için ellerini oğuşturup beklemektedir. İYİ parti bekleye dursun CHP'nin ve İYİ partinin meclise taşıdıgı DEVA, SADET, ve GELECEK partileri MHP'nin boşluğunu dolduracaklarını hatta milliyetci söylemlere gerek kalmayacağını iddiaetmektedirler.
CHP'de adaylık süreci ya da taht kavgaları tüm hızıyla devam ediyor işin en tuhaf yanı ise çok eski CHP'lilerin tekrar belediye başkanlığına aday olma talepleri. CHP ile hiçbir şekilde yolları kesişmeyen orta sağ partilerin eski önemli isimlerinin CHP'ye veya CHP'li belediye başkan adaylarını belirleme niyetleri takdire şayan bir durumdur. Burada isim vermek çok doğru olmasa da Doğru Yol'un eski bakanlarından bazılarının bu işin içerisinde olduğunu söylemem yeterli olacaktır. CHP'nin bir an önce ittifaksız başarmak kabiliyetine haiz olduğuna kanaat getirmesi gerekmektedir. Israrla bir ittifak içerisinde bulunmak isteği tamamen siyasal yetersizlikten kaynaklanmaktadır. Bu durumu iyi okuyan İYİ parti'nin müflis siyaseti CHP'yi siyaseten sıkıştırmaktadır. Kısaca CHP tek başına adaylarını çıkartmalı alacağı oyla; alacağı belediyeler sadece ve sadece CHP'nin olmalıdır. Çünkü CHP'nin daha önceki ittifak yaptığı partiler AK Parti'nin ittifak yaptığı MHP gibi gözü tok; sadece ve sadece vatan millet edebiyatı yapmamaktadır. Belediyelerin belediye gibi yönetilmesi için hesap verilebilirlilik adına ittifak, ortak, yandaş, yoldaş, ortak, gardaş, kardeş gibi geçersiz ancak etkin yancıların olmaması gerekmektedir.
Belediyelerdeki temel rantı oluşturan mülküyet ve imar konusu olduğu unutulmamalıdır. İmar rantının her bölgede bir iki arsız mütahite peşkef çekilmesinin temel sebebinin bu arsız mütahitlerin siyasal yapıyı fonlamalarından kaynaklanmaktadır. Siyasetin finansı şeffaflaşmadan, hesap verebililirlilik olmayacaktır. Yani arsızın hırsızın yaptığı yanına kâr kalacaktır.