TÜİK raporlarındaki ana senaryoya göre, Türkiye'nin nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına düşecek.
TÜİK, 2023 ile 2100 yılları arasındaki nüfus projeksiyonlarını yeniledi. Düşük, ana ve yüksek senaryolar olmak üzere üç başlıkta tahmini nüfus projeksiyonları yayımlandı. Raporda, artan nüfusun 20 ile 30 yıl içinde düşmeye başlayacağı belirtildi. TÜİK, nüfusun düşüş eğilimine girmesinin ana nedenlerinden birinin doğurganlık hızındaki düşüş olduğunu belirtti.
Raporda, nüfusun yaşlanmaya devam edeceği ve 2075 yılında her üç kişiden birinin yaşlı olmasının beklendiği ifade edildi. TÜİK verilerine göre, çalışma çağındaki nüfus oranının 2100 yılında yaklaşık yüzde 55 olması öngörülüyor.
"Türkiye'deki doğurganlık hızındaki düşüşün, nüfus projeksiyonundaki sonuçları etkili olmuştur"
TÜİK'in yayımladığı raporda, doğurganlık hızındaki düşüş ile uluslararası göç eğilimindeki değişimin farklı projeksiyonların yapılmasına neden olduğu belirtiliyor. TÜİK'in ana senaryosuna göre Türkiye nüfusunun 2050'li yılların ortasına kadar artması ve sonrasında azalışa geçmesinin ardından 2100 yılında 77 milyonun altına düşmesi bekleniyor.
TÜİK'in "doğurganlık göstergelerindeki hızlı düşüş eğiliminin devam edeceğini" varsayan düşük senaryoya göre, Türkiye nüfusunun 2100 yılında 55 milyonun altına düşmesi; "Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olacağını” varsayan yüksek senaryoya göre ise Türkiye nüfusunun 2056 yılında 100 milyonun üzerine çıkması olasılığı dile getiriliyor.
"Türkiye nüfusu yaşlanmaya devam edecek"
Raporda, Türkiye'de nüfusun yaşlanmaya devam etmekte olduğu belirtiliyor. TÜİK'in üç senaryosunda da nüfus yaşlanma eğilimi gösteriyor. TÜİK'in verilerine göre ortanca yaş 34 iken 2050 yılında ana senaryoya göre 44,8, 2075 yılında 51,5 ve 2100 yılında 52,2 seviyesine ulaşması bekleniyor.
"Türkiye'de 2075 yılında her 3 kişiden 1'inin yaşlı olması beklenmektedir"
TÜİK'in açıkladığı nüfus sonuçlarına göre yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 10'un üzerine ilk kez bu sene çıktı. TÜİK'in ana senaryosuna göre yaşlı nüfus oranının 2050 yılında yüzde 23,1, 2075 yılında yüzde 31,7 ve 2100 yılında ise yüzde 33,6 seviyesine ulaşması bekleniyor.
Bu yıl, çalışma çağında yer alan 15-64 yaş grubundaki nüfus oranı yüzde 68,3 olduğu belirtiliyor. Ana senaryoya göre çalışma çağındaki nüfus oranının 2050'de yüzde 61,9, 2075'te yüzde 55,9 ve 2100'de yüzde 54,6 olması öngörülüyor.
TÜİK raporuna göre bu yıl çocuk nüfus olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfus oranı yüzde 21,4. Ana senaryoya göre çocuk nüfus oranının 2050'de yüzde 15,1, 2075'te yüzde 12,4 ve 2100'de yüzde 11,8 olması bekleniyor.
"Demografik fırsat penceresinin 2030'un ilk yarısında kapanacağı öngörülmektedir"
Bağımlı nüfus toplamının, çalışma çağı nüfusunun yarısından az olduğu dönem, "demografik fırsat penceresi" olarak adlandırılıyor. Çocuk nüfus olarak tanımlanan 15 yaş altı nüfusun toplam nüfusun yüzde 30'undan az, yaşlı nüfus olarak tanımlanan 65 yaş üzeri nüfusun ise toplam nüfusun yüzde 15'inden az olduğu dönemde demografik fırsat penceresi açık olarak değerlendiriliyor. TÜİK'in projeksiyon sonuçlarında, 2030'un ilk yarısında yaşlı nüfus oranının yüzde 15'i aşacağı ve demografik fırsat penceresinin kapanacağı belirtildi.