CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in partisinin grup toplantısında gündemi ilişkin açıklamalar yaptı.
Özel, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın geçtiğimiz gün yaptığı çağrı sonrasında devam eden sürece ilişkin "Eğer samimi bir iş yapılacaksa Meclis çatısı altında yapılacak. Demokratikleşme paketine varız, kim geliyorsa hodri meydan" diye konuştu.
AKP'nin Bursa Büyükşehir Belediyesi'ni yönettiği dönemde HÜDA PAR, MHP, DSP ve BBP için belediyenin kasasından yapılan harcamaları tek tek sayan Özel, "Ey Bursa Cumhuriyet Başsavcısı. Bunlara soruşturma başlatacak mısın? Yoksa bu millet gelip senin alnını mı karışlasın?" ifadelerini kullandı.
'MELİH GÖKÇEK DÖNEMİNE DAİR TAM 97 DOSYA VAR'
Bu rakam Ankara'da. Tabii Ankara'nın kimden alındığının ve hangi dönemin sorgulandığının da farkında olalım. Melih Gökçek dönemine dair tam 97 dosya. 97 büyük yolsuzluk dosyası var. Kapağını açan var mı? Hesabını soran var mı? Bu yolsuzluk dosyaları üzerinden bir kelime konuşan var mı? Bundan sonra buradan konuşacağız arkadaş. Buradan konuşacağız.
Ben kendimi hakim yerine savcı yerine koyacak değilim. Ama o makamda oturanlara soruyorum. Şöyle bir bakalım dedik. Belediyelerimiz savcılıklara ne yollamışlar? Ne işlem yapılmış? Bakın gelecek haftalarda gelecek. Bir Denizli var aman Allah'ım. Bir Balıkesir var utançtan yüzüne bakamazsın. Bu nasıl iş diye. Bir Manisa var aman aman aman. Hepsi hepsi teker teker gelecek buraya. Ama şimdi Bursa'dan başlayayım ve sadece özel kalem harcamalarından başlayayım.
BELEDİYE KASASI CUMHUR İTTİFAKI'NA AKTI
Bakın bozuk saatin bozuk ahlakın bozuk vicdanın ne yaptığına bakın Bursa'nın parasıyla. Dosyadan okuyorum. Harcama kalemleri altında dönemin Büyükşehir Belediye başkanının onay imzası var. Alaattin Köseler'in dün sorulan soruların birinde onay imzası yok
Onay imzası AK Parti özel buluşma harcaması AK Parti İl Başkanlığı'na giden paketler kalemi imzalamış. AK Parti il binasında kokteyl gideri imzalamış. AK Parti temayül yoklaması masrafları imzalamış. AK Parti Ankara'nın istediği promosyonlar imzalamış. Seçim çalışması yemek gideri imzalamış. AK Parti kadın kollarına yemek imzalamış. Alinur Aktaş seçim çalışması kendi kendine imzalamış. Yetmemiş Hüda Par İl Kongresi yemek bedeli özel kalemden ödenmiş.
Ülkü Ocakları yemek bedeli özel kalemden ödenmiş. Büyük Birlik Partisi yemek bedeli Bursa özel kalemden ödenmiş. Demokratik Sol Parti lansman gideri Bursa özel kalemden ödenmiş. DSP yemek gideri Bursa özel kalemden ödenmiş. Tügva yemek bedeli Bursa özel kalemden ödenmiş. Milliyetçi Hareket Partisi Kemalpaşa ilçe örgütü harcamaları Bursa özel kalemden ödenmiş. Bursa'ya gelen 10 bakanın tek tek isim isim yazılı. Bursa'daki seçim çalışma masrafları Bursa özel kalemden imzayla resmen ödenmiş. 100 154 kalemde 154 kalemde 15,5 milyon TL'lik harcama Alinur Aktaş tarafından AKP, MHP, BBP, DSP, Hüdapar, Türkva ve kendi seçim kampanyası için 15,5 milyon lira para ödenmiş. Ey Adalet Bakanı...
'EY SAVCI SORUŞTURMA AÇMAYACAK MISIN?'
Haram zıkkım olsun demekle haram zıkkım olmuyor. Senin adına bu işi yapacak biri var Bursa'da. Ey Bursa Cumhuriyet Başsavcısı. Ey harekete geçmeyen savcıları neden geçmiyorsun diye soracak Hakimler Savcılar Kurulu.
Onun başkanı onun başkanı Adalet Bakanı. Onu atayan Recep Tayyip Erdoğan. Bu sadece Bursa Büyükşehir'in belediye başkanının kendi imzasıyla oluruyla ödedikleri. Bunlara soruşturma başlatacak mısın? Yoksa bu millet gelip senin alnını mı karışlasın? Hadi bakalım.
CHP'DEN BİR ÖZÜR BİLE DİLEMİYORLAR
Tayyip Erdoğan bu sorunu inkar etmiş bir siyasetçidir. Sayın Bahçeli'nin DEM grubunun elini sıkmasıyla başlayan süreci dikkatle, itinayla ve sorumluluğumuzu taşıyarak takip ediyoruz. CHP DEM Parti ile görüştüğünde terörist ilan ediliyorken, kayyım atamaya itiraz ettiğinde eleştirilmişse, CHP'nin bir belediye başkanı taziye için telefon açtığı için terör örgütü mensubu kabul edilip içeri atılırken heyet görevlendirmesinin önü açılıyorken CHP'ye bir özür bile dilemiyorlar.
Bu sorunun Meclis çatısı altında çözülmesini savunuyoruz. Demokratikleşme adımları atılarak, kanunlar yapılarak çözülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Tam bir samimiyet, şeffaflık ve toplumsal mutabakatla sürdürülmesi gerektiğinin atını çiziyoruz. 2015'te olduğu gibi Erdoğan tarafından nasıl felakate sürüklendiğini biliyoruz.
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİNE VARIZ
Bugün de aynı yanlış bakış açısı olduğunu ifade ediyoruz. Dolmabahçe'de masa kurulup canlı yayın hazırlıkları yapılırken Erdoğan tarafından inkar edildiğini hatırlatıyoruz. Bu süreci 'Erdoğan doğru yönetiyor' diyenlere hatırlatıyorum; Erdoğan'ın Dolmabahçe mamasındaki tüm aktörlerle yine aynı masada olduğunu hatırlatırım. Müzakerelerin devlet tarafından yürütüldüğünü söylediğimizde DDM'den yalanlama yaptılar. Açık çağrı yapıyorum; Öcalan'a bir sihirli değnek değmesi ile, her şey yoluna girecek denmesiyle çözülmez, bunun gerçekliği yok. Böyle bir sorun çözülecekse demokratikleşme ile Meclis çatısı altında çözülecek. Gazeteciler, Gezi tutukluları, Kürdü Türk'ü yerel yönetimciler içerideyken, kayyım uygulamaları devam ediyorken bu ülkede bir çözüm mümkün olmaz. Çıkar ilişkilerine dayalı bir ilişki olursa bu işin sonunda Kürtler de Türkler de kaybeder.
2015'te doğru bir süreç yönetilmeseydi, o günden bu güne akan kan, gözyaşı olmazdı. Despotik bir iktidar herkesi pataklayıp hapse tıkacak, sonra da demokratikleşme konuşulacak. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sorumluluk almalıdır. Al ver pazarlığının içinde olmadık, sonunda da olmayız. Bu yol ancak tam demokrasi ile olur. Kim Kürt sorunu çözülsün istiyorsa, bilhassa DEM Parti, demokratikleşme paketinde yer almalıdır. Demokratikleşme paketine varız, kim geliyorsa hodri meydan.