Bugün (25 Kasım) Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü
Yine her yerde klasik söylemler yapılacak. Öneriler ve tavsiyeler verilecek.
Haa bir de Meclis'e soru önergeleri verilecek, araştırma komisyonları kurulması teklif edilecek!
Şiddet gören kadınların başvurabileceği kurumlardan bahsedilecek sanki sorun başvuracağı karakol ya da dernek olmamasıymış gibi!
Halbuki hepimiz biliyoruz ki sorun o kadının daha sonra başına geleceklerden korkması!
Şikayet sonrası korunamamaktan, devlet tarafından korunamamaktan korkuyor ve buna o kadar emin ki!
Bu konuyla ilgili Nisan 2021'de ‘Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi ‘amacıyla bir meclis araştırma komisyonu kuruldu.
Sanki daha önce hiç yapılmamış gibi!
Komisyonun çalışmaları süresince 24 toplantı yapılmış. Komisyon Başkanı AK Parti Milletvekili Öznur Çalık Komisyonu’nun ortaya koyduğu rapor için ‘uzun soluklu ve yoğun bir çalışmanın ürünüdür’ diyor.
Evet gerçekten uzun soluklu bir çalışma olmuş! Rapor 912 sayfa.
Hakkını vereyim çok fazla ayrıntılı bir rapor olmuş gerçekten.
Daha önceki rapor 700 küsürlerde idi zannedersem, üzerine bir 200 sayfa daha konulmuş .
İçerikte ise, Kadın örgütlerinin yıllardır dile getirdikleri talepler tekrar ediliyor. Bol bol TÜİK verileri ile yorumlar, analizler yapılıyor.
Komisyon üyelerinden CHP Milletvekili Suzan Şahin kayıtlara geçmiş olan konuşmasında:
- Daha önce de defalarca deneyimlediğimiz üzere yoğun bir mesai harcıyoruz, uzmanları dinliyoruz. Verdiğimiz emek doğrultusunda net ve somut önerilerde bulunuyoruz ancak bu öneriler, söylendiği gibi, tozlu raflarda kalıyor ya da raporlar hiç hazırlanmıyor, ne Meclis gündemine geliyor ne politikalara yansıtılıyor, iktidarın söylemleri dışında herhangi bir politika ve bilgi de üretilmiyor, üretilmesine de izin verilmiyor ve her seferinde yeniden tavsiye kararı verilmesi yönünde yeni bir komisyon kuruluyor.’’diyor.
Gerçeten öyle.Onca çalışmalara,araştırmalara,kurulan komisyonlara rağmen rakamlar ortada .
2022'nin başından bu yana 327 kadın öldürüldü. 715 kadına şiddet uygulandı.
Bırakın artık öneri vermeyi,komisyon kurmayı.Şimdiye kadar yapılan komisyonlardaki raporlarla bundan sonra yapılacak olan komisyonlarda alınacak kararlar,öneriler farklı mı olacak!
Komisyonun raporunda Müge Anlı ile yapılan görüşme dikkatimi çekti.
Müge Anlı gerçeten samimi olduğuna inandığım, somut izlenimlerini ve önerilerini dile getirmiş. Toplantı tutanaklarındaki konuşması şöyle:
- Kanunda bir sıkıntı yok, uygulamada sıkıntı var !
- Bakın,ben size çok açık bir şey söyleyeyim: Televizyonlara bu kadar bel bağlamayın.
-Aslında ben komisyon üyesi olsam, ne yaparım biliyor musunuz?
Gidelim, şurada Taksim Meydanı’na oturalım, çevirelim 10 adam “Kardeşim, sen şimdi burada şu kadına tokat atsan cezaevine girer misin?”diyelim, bakalım kim “Girerim” diyecek?
Kadına da soralım “Şimdi seni kocan dövdü, ceza evine atarlar mı?” diyelim; kadınların hepsi diyecek ki: “Atmazlar”
Toplumdaki inanış bu. Toplumda cinayet işleyenin bile salıverildiğine dair bir inanış yok mu zaten?
Bunu uzaylı gibi bir tek ben söylemiyorum, bunu zaten hepimiz biliyoruz.
Adam yirmi dört yıl ceza almış dört yılda çıkmış, benim programıma gelmiş, ben bile şaşırdım. “Sen nasıl dört yılda geldin?” dedim.
“On iki yıla indirildi, on iki yıldan sonra açık cezaevine girdim.” oradan sekize inmiş, coronadan sekiz dörde inmiş, yirmi dört yıl almış, dört yılda çıkmış ve benim programıma gelmiş.
Yani şimdi, bunlar gerçek, bunları ben uydurmuyorum ki .Geçen bir başsavcı yardımcısı hatta dedi ki: “Müge Hanım, bugün çok mutluyum, bir adam çocuğa tacizde bulundu, tutukladık, ettik, en az yirmi yıl yatacak”
Dedim ki: “Sayın başsavcım bu çabanızdan dolayı çok memnunum fakat bu kadar yatmayacak”
“Nasıl?” dedi.
Dedim ki: “Bakın, şöyle, şöyle, şöyle.” “Hayır, Müge Hanım, öyle değil” dedi, benimle kendisi iddialaştı. “Açın infaza” dedim.
İnfaz savcısına açtı “Nasıl yani?”
Benim dediğimin de yarısı çıkmış çünkü aslında her gün bu ülkede af var, her gün infaz yasaları değişiyor ve herkes affoluyor. Biz bilmiyoruz, infaz yasaları değiştikçe insanlar dışarıya çıkıyor arkadaşlar, hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, bunlar gerçek.
Hani biriside“ kral çıplak” diyor, hep de diyen ben oluyorum, hep de benim başım belaya giriyor ama girsin girdiği kadar, sonuçta ben doğru söylüyorum.
Evet Müge hanımın dediği gibi bu gerçekleri sadece kendisi değil herkes biliyor ve farkında.
Fakat çözüm için açık yüreklilikle bunları itiraf edecek, üzerine gidecek kimse yok!
Türkiye’deki her konuda olduğu gibi ‘Kadına Şiddetin Önlenmesi’konusunda da en başta gelen çözüm Adalet, Adalet, Adalet!