1 Mayıs öncesi “güvenlik önlemleri” gerekçesiyle atılan adımlar, temel hak ve özgürlükleri baskılayan operasyonlara dönüştürüldü. Türkiye'nin üç büyük kentinde dün ve bu sabah saatlerinde yapılan ev baskınları, gözaltılar ve sosyal medya operasyonları, işçi ve emekçilerin bir araya gelerek mücadeleyi büyütecekleri bir günün nasıl kriminalize edildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Hak arayışıyla sokağa çıkma talebi, AYM’nin daha önceki “1 Mayıs engeli hak ihlalidir” kararına rağmen devlet zoruyla karşılık buldu.
İktidarın “güvenlik” eksenli politikaları, emekçilerin ve gençlerin taleplerini bastırmanın aracı haline getirilirken, 1 Mayıs’ta alanlara çıkma çağrısı yapmak “suç unsuru” gibi muamele gördü.
İşte il il 1 Mayıs operasyonlarındaki tablo...
İZMİR: EV BASKINLARI, SENDİKACILAR VE ÖĞRENCİLER GÖZALTINDA
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü öncesi dün İstanbul gözaltılarının ardından operasyonlar İzmir’e sıçradı. Sabah saatlerinde birçok eve düzenlenen baskınlarda üniversite öğrencileri, sendikacılar ve parti üyelerinin de aralarında bulunduğu 41 kişi gözaltına alındı, 19 kişi hakkında daha gözaltı kararı olduğu belirtildi.
Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Savaş Candemir ve eşi Gülsen Candemir de gözaltına alınanlar arasında yer aldı. Gözaltına alınanların Emek Partisi, SOL Parti ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyeleri olduğu öğrenildi.
ANKARA: 16 KİŞİ HAKKINDA GÖZALTI KARARI
Ankara’da 1 Mayıs öncesi yapılan operasyonlar kapsamında 16 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kişilerin örgütsel faaliyetlerde bulunduğu ve sosyal medya üzerinden propaganda yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınmalarına karar verildiğini duyurdu. Başsavcılık, "Terör Suçları Soruşturma Bürosunca" yürütülen soruşturmalar kapsamında, "THKP-C/Devrimci Hareket tarafından verilen çağrı/talimatlara uyarak çeşitli tarihlerde Ankara sınırları içerisinde yapılan örgütsel faaliyetlere katıldıkları, kendilerine ait olduğu tespit edilen sosyal medya adresleri üzerinden propaganda yaptıkları, il yapılanmasında yer aldıkları tespit edilen kişilerin" ifadesiyle gözaltı emri verilidiğini duyurdu
Gözaltı işlemlerinin Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince sürdürüldüğü açıklandı.
İSTANBUL: 92 GÖZALTININ ARDINDAN, 8 GÖZALTI DAHA
İstanbul’da 1 Mayıs öncesi yapılan operasyonlarda önceki gün 92 kişi gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Taksim’e çağrı yapıldığı gerekçesiyle başlattığı soruşturma kapsamında düzenlenen üç ayrı operasyonda dijital materyal ve örgütsel dokümanlara el konuldu.
Gözaltına alınanlar arasında BEKSAV Eş Başkanı Ahmet Uçar, Özgür Gelecek muhabiri Perihan Erkılınç, ESP üyeleri ve çeşitli sosyalist yapıların temsilcileri yer aldı.
İstanbul’da ayrıca Beyoğlu'nda düzenledikleri basın toplantısıyla Taksim’e çağrı yapan 1 Mayıs 2025 Taksim Tertip Komitesi üyeleri de gözaltına alındı.
Karayolları Taşımacılık ve Emekçileri Sendikası (Kataş-Sen) Genel Başkanı Şahin Başaraner, Limter-İş sendikamızın Genel Başkanı Kanber Saygılı ile İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş) Örgütlenme Sekreteri Yunus Özgür de aralarında bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı.
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARINA DA OPERASYON
DHA’nın paylaşımına göre de İstanbul’da sosyal medyada “1 Mayıs’ta Taksim” çağrısı yapan 8 kişi daha gözaltına alındı, 3 kişi hakkında da arama kararı çıkarıldı. Soruşturmanın sosyal medya içerikli kısmında, X platformunda yayımlanan bir videonun yeniden paylaşılması suçlamasına da yer verildi.
OPERASYONLARA SENDİKA VE MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN TEPKİ
1 Mayıs öncesi yapılan gözaltı operasyonlarına sendika, meslek örgütleri ve parti temsilciliklerinden de tepki geldi. Operasyonlara ilişkin “bizi mücadelemizden vazgeçiremezsiniz” mesajı verildi.
EĞİTİM SEN İZMİR 5 NO’LU ŞUBE: BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ
Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube, şube başkanı Savaş Candemir ve eşi Gülsen Candemir’in bu sabah gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Şube yürütme kurulu tarafından yapılan açıklamada, “Bu sabah şube başkanımız ve eşinin gözaltına alındığını üzülerek, ama ne yazık ki alışık olduğumuz bir tabloyla yeniden karşılaşarak öğrendik” denildi.
Açıklamada, gözaltıların 1 Mayıs öncesinde emek ve demokrasi mücadelesine yönelik bir gözdağı niteliği taşıdığı ifade edilerek şu sözlere yer verildi:
“İzmir’de geçtiğimiz günlerde yaşanan gözaltıların ardından bugün yaşanan bu yeni operasyon, sadece bir hukuk ihlali değil, aynı zamanda 1 Mayıs’a giden yolda emekçileri alanlardan uzak tutma, korku iklimi yaratma ve sendikal mücadeleyi bastırma girişimidir.”
Sendika, yaşananların hukuksuz olduğunu vurgulayarak, sendikal faaliyet yürütenlerin hedef alınmasını kabul etmediklerini belirtti. Açıklamanın devamında şu ifadeler dikkat çekti:
“Ne sabah baskınlarıyla ne gözaltılarla ne de tehditlerle bizleri mücadelemizden vazgeçiremezsiniz. Hukukun asgari ilkeleri bile hiçe sayıldığı bir ortamda, bu karanlığa karşı başta eğitim emekçileri olmak üzere, 1 Mayıs alanlarını doldurarak güçlü bir yanıt verilecektir.”
Şube yönetimi, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ederken, tüm emek ve demokrasi güçlerine de dayanışma çağrısında bulundu.
İZMİR BAROSU: DEMOKRATİK HAKLARI KULLANMAK SUÇ DEĞİLDİR
İzmir Barosu da “Demokratik hakları kullanmak suç değildir. Gözaltılar derhal serbest bırakılsın” çağrısıyla yazılı basın açıklaması yayımladı.
Barodan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bugün sabah saatleri itibariyle çok sayıda yurttaşımızın Mart ayındaki protestolarla ilgili gözaltına alındığını öğrenmiş bulunmaktayız. Demokratik haklarını kullanan yurttaşlarımızın gözaltı / tutuklama uygulamalarıyla susturulmak ve sindirilmek istenmesini kabul etmiyor, gözaltındaki tüm yurttaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Gözaltılar derhal serbest bırakılsın!”
SOSYALİST PARTİLERDEN TEPKİLER: TEK ADAM İKTİDARI KORKU İÇİNDE
Türkiye İşçi Partisi ise, “İktidarın keyfi bir uygulama haline getirdiği gözaltılar, 1 Mayıs iradesini zayıflatma ve emekçi halkın direnişini kırma amacına ulaşamayacak. Gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılsın!” diye seslendi.
SOL Parti, sosyal medya hesabından gözaltılara şöyle tepki gösterdi: "İzmir’de dört ilçe yöneticimiz, üye ve dostlarımızın da aralarında bulunduğu onlarca kişi sabah ev baskınlarıyla gözaltına alındı. Baskılara teslim olmayız, hukuksuz gözaltılar serbest bırakılsın" denildi.
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan da yaptığı açıklama ile, “Türkiye'de grev yasakları konusunda bir rekora imza atan, emekçileri sefalete mahkûm eden AKP iktidarı, daha önceki yıllarda olduğu gibi bu 1 Mayıs öncesinde de işçi ve emekçilere gözdağı vermek için harekete geçti. İşçi ve emekçilerin değerleriyle üretilen kentler ve o kentlerin mekanları işçi ve emekçilere yasaklanamaz. Bu ülkenin meydanları, sermayenin, sermaye iktidarlarının malı değildir. İşçi sınıfının, uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’a, Türkiye bu yıl, kent meydanlarının iktidarın irade gaspına, sömürü ve baskı politikalarına karşı doldurulduğu bir iklimde gidiyor. Bunun, tek adam iktidarına korku saldığı açıktır” dedi.
AYM KARARI TAKSİM MEYDANI’NDA 1 MAYIS ENGELİNİ HAK İHLALİ SAYMIŞTI
Anayasa Mahkemesi 2023 yılında DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin başvurusu sonucu 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanılmasının engellenmesini “hak ihlali” olarak değerlendirmiş, “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı”nın ihlal edildiğine hükmetmişti.
Kararda, Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs için “sembolik değeri olan bir alan” olduğuna dikkat çekilirken, “Barışçıl toplantı ve gösteri hakkının, Anayasa'nın 34. maddesi kapsamında korunduğu ve idarenin “güvenlik” gerekçesiyle bu hakkı keyfi şekilde sınırlayamayacağı” belirtilmişti.