CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, TBMM'de Can Atalay kararı ile ilgili basın toplantısı düzenledi. 

Kemal Kılıçdaroğlu hakim karşısında: Hırsıza hırsız dediğim için karşınızdayım Kemal Kılıçdaroğlu hakim karşısında: Hırsıza hırsız dediğim için karşınızdayım

"KARARIN BAĞLAYICILIĞI YOK"

Günaydın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Can Atalay kararını okumadan önce grup başkanvekilleri ile yaptığı toplantıyı anlattı. Günaydın “Katibin okuduğu Yargıtay kararı duyulmadı, kararın bağlayıcılığı yok” dedi.

İçtüzüğün 68. maddesi göre "Gürültü ve kavgaya engel olunamıyorsa başkan birleşimi kapatır" diyor.

Gökhan Günaydın, "Bekir Bozdağ çalışma imkanı bulunmadığı için Meclis'i kapattı peki bu karar nasıl okunabiliyor" dedi.

"SİYASİ BİR DAVA"

Günaydın şöyle konuştu:

"14 Mayıs 2023 günü milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay, sürmekte olan Gezi Davası çerçevesinde ortaya çıkan AYM-Yargıtay itişmesi kapsamında Meclis’e gelemeden milletvekilliği düşürülen bir vekil olarak tarihe geçti. Aslında kendi hukukunu koruyamayan Meclis de bir anlamda tarihe geçti.

Hep bugünü konuşuyoruz, Gezi Davası’nın biraz geçmişine bakmak gerekmez mi? Gezi ile ilgili başlatılan soruşturmada 30 Ocak 2014’te kovuşturmaya yer yoktur denildi. Sonra, 27 Şubat 2014’te bir kez daha aynı karar verildi, buna rağmen kovuşturma başlatıldı. İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi 18 Şubat 2020 tarihinde Gezi Davası sanıklarının tamamı için beraat kararı verdi. Biz müebbetlerin havada uçuştuğu bir davadan bahsediyorsak neden 9 yıl önce iki kez üst üste kovuşturmaya yer yoktur kararı verildi ve neden bundan 4 yıl önce bu sanıkların tamamı beraat etti?

Hepimiz biliyoruz ki bu dava hukuki değil siyasi bir davadır. Gezi bir direniştir, bir halk protestosudur. Ortaya çıkan kamu zararı ve benzer görüntülerin yargılanan arkadaşlarımızla ilişkisine dair ne bir tanık beyanı ne de bir kanıt söz konusu değildir. Sanıktan delile gitme yöntemi ile siyasi bir öç alma işi gerçekleştirilmektedir."

"MECLİS MAHKEME KARARLARININ OKUNMA MERCİİ Mİ?"

"Gelelim bugüne; Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında kabul edilemez diyaloglar yaşandı. Yargıtay’ın TBMM Başkanı’na 'Sen nasıl olur da benim kararımı okutmazsın?' demesi ile başlayan ve asla birbirini denetleyen ve birbirinden bağımsız erklerin yatay hiyerarşisine uymayan söylemini hatırlatalım.

Peki bu sözlerin muhatabı olan ve bugüne kadar kararı okutmayan Numan Kurtulmuş’un tavrı neydi? Numan Kurtulmuş geçmişte Mustafa Şentop’un düştüğü duruma düşmemek ve Meclis’i de o duruma düşürmemek için AYM kararı sonrası hak ihlali kararı verilip verilmeyeceğini bekledi. Biliyorsunuz Mustafa Şentop daha önce benzer bir kararı okutmuştu ve dosya ilk derece mahkemesine dönmüştü ve ilk derece mahkemesi yargılamayı durdurup kararı Meclis’e gönderince kararı tekrar okumak zorunda kalmıştı. Meclis mahkeme kararlarının okunma mercii mi?"

Günaydın, "Katibin okuduğu Yargıtay kararı duyulmadı, kararın bağlayıcılığı yok. Biz bugünkü Meclis oturumunda konuya ilişkin usulü itirazı sunacağız. Bu çerçevede bunu bir usul tartışmasına sahne olmasını talep edeceğiz" dedi.

İYİ PARTİ'YE JET YANIT

“Biz muhalefete muhalefet etmeme tavrımızı sürdürüyoruz. İYİ Parti nerede duracağına kendisi karar verir. Artık, halkımız, milletimiz partiler arasındaki yapılan anlaşmalardan bıkmış durumda ve buna da herhangi bir saygı duymuyor. Dolayısıyla biz bir Türkiye İttifakı sürecinin yürütücüsüyüz. Bu tartışmaların hiçbir şekilde içine girmiyorum. Bir afişin nasıl asılacağına ilişkin ilkeler, kurallar, ticari ilişkiler bellidir.

Bu ticaretin gereğini yerine getiren, özel sektör tarafından yönetilen çok sayıda afiş ortamına afişlerini asar. Ne Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ne de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ankara İstanbul ve İzmir’in bütün afiş mekanlarını kontrol etme durumu yoktur. Bunların önemli bir bölümü ticareten kapalı ya da açık tutulan yerlerdir. İYİ Parti de bu gerekleri yerine getirir, kendisini tanıtır.”