Gıda bilimcileri, Amaropostia stiptica isimli mantar türünden elde ettikleri üç kimyasal bileşiği analiz ederek, bu maddelerin insan tat reseptörleri üzerindeki etkilerini inceledi.
Almanya’da bulunan Leibniz Gıda Sistemleri Biyolojisi Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmada, keşfedilen bileşiklerin insanlık tarihinin bilinen en acı maddeleri olduğu tespit edildi.
Araştırmaya göre, özellikle "oligoporin D" adı verilen kimyasal bileşik, son derece düşük konsantrasyonlarda bile insan dilindeki TAS2R46 acı tat reseptörünü uyarabiliyor. Bilim insanları, bu maddenin yalnızca bir gramının, tam 106 küvet su içinde bile acılığını kaybetmeyecek kadar güçlü olduğunu belirtiyor.
TAT YALNIZCA AĞIZDA ALGILANMIYOR
İnsanların binlerce farklı acı bileşiğe karşı duyarlı olduğu biliniyor. Ancak bu bileşiklerin büyük kısmı çiçekli bitkiler veya sentetik kaynaklardan elde ediliyor. Mantar, hayvan veya bakteriyel kökenli doğal acı bileşikler hakkında ise bilgi oldukça sınırlı.
Araştırmacılar, acı tat algısının evrimsel kökenlerini daha iyi anlamak ve bu konuda daha doğru tahmin modelleri geliştirebilmek için farklı kaynaklardan gelen acı bileşiklere yönelik kapsamlı veri koleksiyonlarının önemine dikkat çekti.
Araştırmanın eş yazarı Maik Behrens, “Ne kadar çok acı bileşik sınıfı ve tat reseptörü varyantı hakkında veriye sahip olursak, acı tat reseptörü aracılı etkileri o kadar isabetli şekilde tahmin edebiliriz. Bu bulgular, doğal acı maddelerin moleküler çeşitliliğine dair anlayışımızı geliştiriyor” ifadelerini kullandı.
TÜM ACI TATLAR ZEHİRLİ DEĞİL
Bilim insanları, acı tadın evrimsel olarak, insanları potansiyel olarak zararlı ya da zehirli maddeleri tüketmekten alıkoymak için geliştiğine inanıyor. Ancak her acı maddenin zehirli olmadığı gibi, ölümcül bazı maddelerin de acı tat bırakmadığı vurgulanıyor.
Daha önce yapılan çalışmalar, tat reseptörlerinin sadece ağızda değil; mide, bağırsak, kalp ve akciğerlerde de bulunduğunu ortaya koymuştu. Bu durum, acı tat sensörlerinin vücutta ne gibi başka işlevler üstlenebileceği sorusunu da gündeme getiriyor.
Yeni keşfedilen oligoporin D bileşiğiyle ilgili araştırmaların, tat algısına dair bilimsel çalışmalara önemli katkılar sağlaması bekleniyor.
