Gündem

Ali Mahir Başarır'dan sert sözler: Sen Cem Küçük değilsin

TBMM'de AKP’liler, İBB’ye yönelik iddiaları dillendirdi. Delil yetersizliğine dikkat çeken CHP'li Başarır, çocukların kumbarasına el konulmasını eleştirdi. Başarır, konuşurken AKP sıraları buz kesti. AKP'den yanıt gelmedi. Bir tek AKP'li Zengin, usulden eleştirmeye çalıştı. Fakat AKP'li Bozdağ, Başarır'ın söz almasını usule uygun bulup Zengin'e beklenmedik bir yanıt verdi. "

Abone Ol

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın başkanlığında toplandı. Genel Kurul’da bazı AKP’li milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen soruşturmaya dair iddialarda bulunarak CHP’yi ve İBB'yi hedef aldı.

Söz konusu açıklamalara yanıt vermek üzere kürsüye çıkan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, iddialara sert tepki gösterdi. Başarır'ın söz almasına AKP'li Özlem Zengin karşı çıktı. Fakat AKP'li Bozdağ iç tüzüğe uygun olduğunu belirtti.

Başarır, soruşturmanın hukuksuz ve ahlaki olmadığını belirterek, şunları söyledi:

“Milletvekilleri, burası Parlamento, Meclis. Yasa yapıyoruz. Hukuku, kanunu, kanunların yerine getirilmesi için hepimiz mücadele veriyoruz. Ve maalesef ki muhalefetin başında dünyanın, ülkenin en ahlaki olmayan, hukuksuz bir soruşturması var.”

"NE ÇIKIYOR ÇOCUĞUN KUMBARASI"

Soruşturma dosyasının gizli olduğunu hatırlatan Başarır, bazı milletvekillerinin bu dosya hakkında nasıl konuşabildiğini sorguladı:

“Ve bu dosya gizli bir dosya. Nasıl oluyor üç milletvekili, benim avukatlarımın bilmediği, göremediği bir dosya hakkında burada 86 milyona konuşuyor?”

Ev aramalarında herhangi bir delil bulunmadığını vurgulayan Başarır, Murat Ongun'un oğlunun karton kumbarasına el konulmasını da şöyle eleştirdi:

“Evlerden para arıyorlar, para. Ne çıkıyor? Çocuğun kumbarası. Evlerden takı arıyorlar, altın arıyorlar. Ne çıkıyor? Kızının, kızının küpesi.”

Soruşturmada kullanılan delillerin güvenilir olmadığını savunan Başarır, “Sahte tanıklarla, gizli tanıklarla, sahte evraklarla bu ülkede soruşturma yapıyorsunuz” diyerek tepkisini dile getirdi.

Soruşturmanın aile bireylerine kadar uzatıldığını belirten Başarır, “Çocuklarının tokasına, kumbarasına el koymaya kalkıyorsunuz. Ya bu utanmazlık” ifadelerini kullandı.

"SİZİN ÇOCUĞUNUZA EL SÜRSELER NE DERSİNİZ?"

Milletvekillerine seslenen Başarır, şöyle devam etti:

“Rezil olduk arkadaşlar, rezil. Ben size soruyorum Özlem Hanım (AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin), söyleniyorsunuz ama soruyorum. Sizin çocuğunuzun kumbarasına, kızınızın küpesine gelip bir polis memuru el sürse ne dersiniz?”

"NEREDE PARA"

Soruşturmanın sonuçsuz kaldığını belirten Başarır, yüzlerce adrese yapılan aramaların sonuçsuzluğunu şu sözlerle özetledi:

“200’ün üzerinde ev, iş yeri arandı. Nerede para? Yüzlerce banka hesabına baktınız, ne buldunuz?”

"SEN CEM KÜÇÜK DEĞİLSİN"

Başarır son olarak, bazı vekillerin soruşturmayı siyasi algı operasyonuna dönüştürdüğünü söyleyerek eleştirisini sürdürdü:

Aileyi, anneyi, babayı, teyzeyi, dayıyı, çocukları, çocukların kumbarasını incelediniz. Ne buldunuz? Ha buradan algı yapıyorsunuz. Değerli kardeşim, sen milletvekilisin milletvekili. Cem Küçük değilsin.

Sen Cem Küçük ya da benzeri yazarların yaptığı kirli algıyı burada yapma. Varsa elinde evrak, varsa elinde video, varsa elinde banka dekontu, çık burada söyle. Söylemezsen müfteri duruma düşersin.

AKP'Lİ ZENGİN'İ BEKİR BOZDAĞ BİLE SAVUNAMADI

Başarır'ın ardından AKP'li Özlem Zengin söz aldı. Zengin, partisinin vekillerinin hiçbir sözünü savunmadı, İBB soruşturmasına ise değinmedi.

AKP'li Zengin, yalnızca Başarır'ın vekillerin yanıtlarına usule aykırı şekilde söz alarak karşılık verdiğini söyledi.

Başarır, söz almasının usule uygun olduğunu belirtti.

CHP'li Başarır’ı, AKP'li TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ da destekledi.

Bozdağ, Başarır’a söz vermesinin usule uygun olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

Anayasa ve İç Tüzük rehberimizdir. Uygulamalarımızı biz Anayasa ve İç Tüzüğe göre yapıyoruz ve bir dakikalık kişilerin yaptıkları konuşmalar sırasında sayın grup başkanvekilleri söz istediler ama işlem başladığı için biz işlem bitene kadar arada söz vermiyoruz. Ama bir dakikalık konuşmalar bittikten, işlem tamamlandıktan sonra, eğer bir sataşma varsa, İç Tüzük açık. Biz ona göre söz vermek zorundayız, bu sözleri de veriyoruz. Usulde bizim uygulamamızda bir hata yok ama dediğimiz gibi, işlemi kesmiyoruz. Konuşurken vermiyoruz veya bir işlem devam ederken vermiyoruz. İşlem nihayete erdikten sonra o sözü vermek bizim vazifemiz. Bunu hatırlatmak isterim. Şimdi, bizim uygulamamızda o yüzden İç Tüzüğe ve Anayasaya aykırı bir durum söz konusu değildir.