Gündem

100 Yıllık Dostluğun Sessiz Tanığı: Türkiye’nin Prag Büyükelçilik Konut Binası

Türkiye'nin Prag'da bulunan büyükelçilik konutunun hikâyesi ve Türk-Çek ilişkilerinin tarihçesi kitaplaştırılarak yayımlandı.

Abone Ol

Türkiye'nin Prag'da bulunan büyükelçilik konutunun hikâyesi ve Türk-Çek ilişkilerinin tarihçesi kitaplaştırılarak yayımlandı. Kitap iki ülke arasındaki ilişkiler hakkında bugüne kadar yayınlanan en kapsamlı eser olma niteliği taşıyor.

Prag'ın protokol yolu olarak bilinen Pevnostni Caddesi üzerinde yer alan konut, tanınmış birçok Türk Büyükelçisine ev sahipliği yapmasının yanı sıra, aynı zamanda yabancı misafirler için de Türk misafirperverliğinin merkezi olarak tanınıyor.

ÖNSÖZÜNÜ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KALEME ALDI

Kuşe kağıda Çekçe ve İngilizce basılan, Türkçe dahil üç dilde açıklamalar ile tasarlanan renkli ve siyah beyaz fotoğraflarla 250 sayfa kalınlığındaki prestij kitabı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Dr. Hakan Fidan da birer önsöz kaleme aldı. Kitabın ilk tanıtımı Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky ile birlikte yapıldı. Sınırlı sayıda basılan ancak aynı zamanda dijital olarak da hazırlanan eser kitapseverlerin erişimine sunulacak.

Tanıtım toplantısında konuşan Türkiye'nin Prag Büyükelçisi Egemen Bağış ile Çek Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky, Prag Kalesi eski Baş Küratörü Profesör Jaroslav Sojka tarafından kaleme alınan kitabı kamuoyuna sunmaktan büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti.

Büyükelçi Bağış, eşi Beyhan N. Bağış'ın öncülüğünde ve koordinasyonunda oldukça özverili bir ekibin 2 yılı aşkın bir süredir üzerinde çalıştığı kitap ile 2024 yılını karşılamaktan büyük memnuniyet duyduklarını vurguladı. Bağış, eşine teşekkür ederek “Pandemi sürecinde yaşanan kısıtlamalar ve birçok etkinliğin organizasyonumuzun yoğunluğu sırasında insanüstü emek ve çaba verilerek, hafta içi ya da sonu demeden, gece, gündüz çalışılarak bu kitap yayınlanabildi. Beyhan hanımın koordinasyonu, kararlılığı ve azmi olmasaydı bu eser yayınlanamazdı" dedi.

DOSTLUĞUN 100'ÜNCÜ YILINA DOĞRU

Bağış; “Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıl dönümünü kutladığımız 2023 senesinin sonuna yaklaştığımız şu günlerde, Türkiye ve Çekya arasında 1924 yılında tesis edilen diplomatik ilişkilerin yüzüncü yıl dönümünü kutlayacağımız 2024 senesini karşılayacak olmanın da sevincini yaşıyoruz" dedi. Bağış, bu tarihi dönemin anısına, 2025 yılında yüz yaşına girecek olan büyükelçilik konut binası hakkında hazırlanan kalıcı eserin, Çekya ve dünyanın farklı yerlerindeki birçok kütüphane ile de paylaşılacağını bildirdi.

Egemen Bağış, "Çekya'da görev üstlenen Türk diplomatları için tarihsel bir husumetin olmadığı ve hiçbir zaman birbirine karşı savaşmamış olan dost ve müttefik bir ülkede görev yapmak bahse konu temsil misyonunu daha da önemli kılar. Muazzam ikili ilişkilerimizin güncel bir göstergesi olarak, kitap aracılığıyla da vurguladığımız gibi 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimi sırasında zarar gören Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki Bohemya kristali avizelerini Çek Hükümeti'nin restore etme girişimi, Türk milleti tarafından derinden takdir edilmektedir. Enerji, güvenlik, savunma, turizm, kültür, eğitim ve ticaret alanlarında hâlihazırda önemli bir işbirliğimiz olsa da, ülkelerimize karşılıklı fayda sağlayacak işbirliği için çok daha büyük bir potansiyel bulunmaktadır. Türkiye'nin Çeklerin en çok tercih ettiği turistik merkezlerden biri olması ve öğrenci değişim programları kapsamında Çekya'nın Türk öğrenciler tarafından en çok tercih edilen ülkelerden biri olması, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri güçlendirme yönündeki umudumuzu pekiştirmektedir" ifadelerini kullandı.

"ATATÜRK DE KARLOVY VARY'DE TEDAVİ GÖRDÜ"

Bağış, "Kalıcı küresel barışa katkıda bulunmak amacıyla, NATO şemsiyesi altında ülkelerimiz arasındaki iş birliğini artırmak ve Çek Cumhuriyeti'nin Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği desteği sürdürmek ve güçlendirmek için her türlü çabayı gösteriyoruz. Prag, aynı zamanda bir dönem Türkiye'nin Çek Cumhuriyeti Büyükelçisi olan Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Türk edebiyatının klasik eserlerinden bazılarını kaleme aldığı bir şehirdir. Dilimizin en iyi ve efsanevi şairlerinden biri olması nedeniyle siyasi karşıtları tarafından bile hala saygı duyulan Nâzım Hikmet Ran, en iyi şiirlerinden bazılarını Prag'daki sürgün döneminde yazmıştır. Bir çoğumuzun bildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de yaralanıp gazi olduktan sonra Karlovy Vary'de tedavi görmüştür. Çek dilindeki bazı harflerin vurgularından etkilenmiş ve yeni alfabemizi oluştururken 'ş' ve 'ç' gibi harflerden ilham almıştır. Ancak halklarımız arasındaki en önemli bağlardan biri, Birinci Dünya Savaşı sırasında Galiçya cephesinde şehit düşen ve bugün Çek Cumhuriyeti'nin Pardubice, Hodonin ve Valesky Mezirici şehirlerinde ebedi istirahatgahlarında bulunan askerlerimize ait şehitliklerin bulunmasıdır. Binden fazla genç Türk askeri, müttefiklerimizi ve yerel halkı işgalci güçlerden korumak için burada hayatlarını feda etmiştir" dedi.

Bağış, "İkili ilişkilerimiz ve konut binamız ile ilgili az bilinen bu bilgileri ortaya çıkarırken birçok farklı kurum ve şahsın katkılarını aldık. Özellikle, bu kitabın yayınlanmasına destek olan sayın Ahmet Yüce'ye ve Türkiye'de Škoda otomobillerinin distribütörlüğünü yapan Yüce Auto firmasına destekleri için şükranlarımızı sunuyoruz. Avrupa'nın kalbinde yer alan altın şehir Prag'da ülkemizi, milletimizi ve Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil etmek bizim için büyük bir onur vesilesidir. Ülkemiz ile müttefikimiz Çek Cumhuriyeti arasındaki ikili ilişkilerimizi her alanda daha da geliştirme iradesine sahip olduğumuzu söylemekten gurur duyuyorum. Her zaman olduğu gibi, dost ve müttefikimiz Çek Cumhuriyeti ile ikili ilişkilerimizi her alanda daha da geliştirme iradesine sahip olmaktan da ayrıca gurur duyuyoruz. Yaşasın Türk-Çek dostluğu ve müttefikliği" ifadelerini kullandı.

"1944 YILINDAN BERİ TÜRKİYE ENVANTERİNDE"

Kitabı hazırlayan ekibin koordinasyonunu üstlenen, Büyükelçinin eşi Beyhan Bağış ise kitabı hazırlarken, konutları ve Türkiye'nin Çek Cumhuriyeti'yle ikili ilişkilerine ilişkin pek fazla bilinmeyen hususları bir araya getirdiklerini vurgulayarak "15 Mayıs 1944 tarihinden bu yana devletimiz tarafından kiralanan bu ihtişamlı bina, üzerinde bulunduğu arazisiyle birlikte, 1976 yılında rahmetli Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ve dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in vizyon ve girişimleri ile satın alınarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin envanterine katıldı" diye konuştu.

"ÇEK PORSELENİ HER ZAMAN TÜRKLERİN İLGİSİNİ ÇEKMİŞTİR"

Beyhan Bağış “Büyükelçilerin sorumlulukları, tüm aile bireylerinin de temsil misyonunu üstlenmelerini gerektiriyor. Konutu düzenli tutmak ve her zaman misafir ağırlamaya hazır olmasını sağlamak genellikle eşlerin sorumluluğundadır. Çek cam ve porseleni her zaman Türklerin ilgisini çekmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nda, Sultan Abdülhamit döneminden bu yana, saraylarımızda ve Cumhuriyet döneminde de bu kitabın ithaf edildiği Büyükelçilik konutumuz dâhil olmak üzere, dünyanın dört bir yanındaki Büyükelçiliklerimizde misafirlerimizi ağırlarken Çek kristal markası Moser ürünlerini kullanıyoruz. Çek Cumhuriyeti'nin önde gelen devlet, siyaset, sanat ve iş dünyasının temsilcilerine de gönderilen kitap aracılığıyla birçok tarihi gerçeği hatırlatma fırsatını yakaladık" dedi.