Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) proje okullarına yönelik öğretmen atama ve yönetici görevlendirme sonuçları büyük tepki topladı.Türkiye genelinde binlerce öğretmen kadro dışı bırakıldı.

Türkiye'nin önde gelen liselerindeki karar, öğretmenler, öğrenciler ve mezunlar tarafından protesto edildi.

Öğretmenlerin talepleri dışında görevden alınarak norm fazlası ilan edilmesi, “sürgün” olarak değerlendirildi. Eğitim-Sen, atamaların objektif kriterlerden uzak ve siyasi saiklerle yapıldığını savundu.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, tartışmalara ilişkin açıklama yaptı. Tekin, 'sürgün' iddiasını reddetti.

Bakanlıktan flaş karar! Okullardaki 'mavi üniformalar' toplatılıyor Bakanlıktan flaş karar! Okullardaki 'mavi üniformalar' toplatılıyor

Tekin, 'pozitif ayrımcılık' yaptıklarını şu sözlerle ifade etti:

  • "Projenin niteliği açısından gerekse de okulda çalıştıkları süre itibariyle okul müdürlerimizin, idarecilerimizin veyahut da norm fazlası duruma düşmeleri sebebiyle çalışmayacak arkadaşlarımızın, okullardaki görev süresi uzatılmayacak arkadaşlarımızın bir mağduriyet yaşamaması için süreci erken başlattık.
  • Yani o arkadaşlarımız diğer öğretmenlerimizin yer değişikliği süreci başlamadan önce boş olan okullarımıza yer değişikliği talebinde bulunsunlar, yer değişikliği yapsınlar diye bir başlangıç, onlara pozitif ayrımcılık yaptık."

Tekin, 38 bin öğretmenden 6 bine yakınının görev yerinin değiştirildiğini şu sözlerle açıkladı:

  • Şimdi şöyle baktığımızda bu, , ilan ettiğimiz listede yaklaşık 38.000 civarında, şimdi ezbere, cehalet dolu ifadelerle yüz binlerce rakamda ifade edilen, söylenen saçma sapan cümleler var. Ahlakiliği, doğruluğu tutarsız. Böyle saçmalık olmaz yani. Nereden öğrendiniz yani? 180-200.000 rakamından bahsediyorlar. Söylüyorum, 38.000 tane arkadaşımızın görev süresi doldu ve bu 38.000 arkadaşımızın %80'inin görev süresi uzatıldı. Geriye kalan yaklaşık 6.000'e yakın arkadaşımızın da görev süreleri uzatılmadı.

Tekin, muhalefeti de sürgün tartışmasında şu sözlerle hedef aldı.

  • "Bu bayrağın altındaki her okul, öğretmenlerimiz açısından, çalışılması açısından kutsal bir vazife değil mi? Ne demek sürgüne gönderildi? Ne demek? Şimdi bir düşünün arkadaşlar, bir siyasi partinin genel başkanı çıkıyor, ele geçirmek ifadesini kullanıyor.
  • Kimden neyi ele geçiriyoruz ya? Biz devletiz, Milli Eğitim Bakanlığı'yız ya. Yani siz bu okullar, şu "Merdi kıpti şecaat arz edeyim." derken sirkatin söylenmiş tarzında şunu ifade ediyor demek ki bu genel başkan: "Bu okullar bizim arka bahçemiz olarak biz kullanmaya çalışıyorduk ama şimdi siz bizim elimizden alıyorsunuz." Böyle bir şey olmaz arkadaşlar. Siyasetçilere duyarlı, tutarlı, ahlaki davranmaya davet ediyorum.
  • Okullarımız üzerinden, öğretmenlerimiz üzerinden kendi siyasi çıkarlarını lütfen ama lütfen manipüle edecek eylemler içerisine girmesinler. Ben bu vesileyle öğretmen arkadaşlarımıza ve idareci arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
  • Bir siyasi partinin genel başkanı ve onun şürekâsı topyekün bir direnişe çağırmasına rağmen okullarımızı ve öğrencilerimizi, Türkiye genelinde 20 civarında okulumuzda bu olaylar oldu. Bunların da büyük çoğunluğu öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz tarafından değil, ne hikmetse mezunlar derneği tarzından sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade eden yapılar tarafından organize edilmiştir. Ben bu vesileyle öğretmen arkadaşlarımıza ve idarecilerimize teşekkür ediyorum. Öğrenci arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum."

Tekin, velilere de okul kalitesinin değişmeyeceğinin sözünü verdi. Tekin, sürecin bir manipülasyon içerdiğini de şu sözlerle iddia etti:

  • "Bu saçma sapan çağrılara kulak vermeyip okullarımızı bir siyasi partinin politik amaçları için manipüle edilen mekanlar haline dönüştürmedikleri için hepsine teşekkür ediyorum. ve şunun da altını çizerek söyleyeyim: Arkadaşlar okullarımızda, mesela bu bahsi geçen süresi uzatılmayan arkadaşlarımız içerisinde 40 yıldır aynı okulda çalışan arkadaşımız var. Yani diğer öğretmen arkadaşlarımızın da bu okullarda çalışma hakkı yok mu?
  • Biz, bu okullarımızın görev süresini uzatmayıp başka bir yerden başka bir ülkeden öğretmen falan getirmiyoruz. Yine bu sistemin içerisinden performanslarıyla, çalışkanlıklarıyla, öğrencilerle ilişkileri açısından ön plana çıkmış öğretmen arkadaşlarımızı getiriyoruz. Biz bu okullardaki öğrencilerimizin bu okullardaki eğitimin niteliğini daha ileriye taşıyacak azim ve kararlılıkla çalışıyoruz. Bu okullarda eğitimimiz sekteye uğratacak, sıkıntıya sokacak herhangi bir eylemin içerisinde asla olamayız. Yani böyle bir şey yok. dolayısıyla ben, bu protestoların tamamını politik gerekçelerle, yani gündemi kapatmaya yönelik,sadece manipülasyon çabası olarak görüyorum. O yüzden de ben bu sürecin böyle okunmasını arz ederim. Öğretmen arkadaşlarımız, öğrencilerimiz, velilerimiz rahat olsunlar. Bu okullarımızdaki eğitim kalitesi bizim önceliğimiz. O bizim namusumuz. Biz oradaki eğitimi daha ileriye taşıyacak bir sürecin içerisindeyiz."