AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Cumhur İttifakı partilerinin İstanbul il ve ilçe yöneticileriyle Riva'da bulunan bir restoranda bir araya geldi.
'ÜÇ GÜNLÜK ÖMÜRLERİ VAR'
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklekleme kararını hatırlatan Yıldırım, Millet İttifakı'nı şu ifadelerle hedef aldı:
"Türkiye 1950'den beri serbest iradeyle demokratik, şeffaf bir şekilde seçim yapıyor ve bunda da çok başarılı. Özellikle altılı masaya monte edilen iki belediye başkanının o gece ne durumlara düştüğünü gördünüz. Tamamen bir kepazelik. Dolayısıyla ancak hırs, intikam hırsı bunların aklının beş karış üstüne çıkıyor. Şu anda şirazesinden çıkmış vaziyetteler. Ne ilkeleri var, ne hedefleri var, ne doğruları var. Bugün söylediklerini yarın yalanlıyorlar. Yani işleri güçleri yalan dolan. Altıyla başladılar, yediyi gizlediler. Şimdi yediyi de açık ettiler. Yetmedi bugün birini daha aldılar. Burada da durmayacaklar. Bu on ikiye kadar gider ama zamanları yok. Şurada üç günlük ömürleri var. Ne yaparsa yapsınlar. Niyet hayır, akıbet hayır."
'OYLARINI PAZARLAYAN BİRİSİ ÇIKTI'
'Zafer Partisi’ne verilen bakanlıklarla' ilgili kulis bilgilerine dair de konuşan Binali Yıldırım'ın, bakanlıklara yönelik "Ya kimin malını kime veriyorsunuz siz?" ifadeleri şaşırttı.
"Seçim alabilmek uğruna yapmadıkları iş yok. Atmadıkları takla yok. Efendim daha önündeki işi yapmayan belediye başkanlarına cumhurbaşkanı yardımcılığı ikram ettiler. Her bir parti başkanına birer cumhurbaşkanlığı, birer bakanlık. Daha sonra efendim, geri kalan bakanlıkları nasıl paylaşacağız diye tartışmaya başladılar. Meral Hanım diyor ki 'Öyle Cumhuriyet Halk Partisi'nin içine girip yan gelip yatıp milletvekili kazananlara ben bakanlık vermem' diyor. 'Sonuca bakarız. CHP ne aldı. Ben ne aldım? Oranlarız. O kadar bakanlık ben alırım. Diğerini de CHP alır ama CHP istiyorsa onlara kendi hakkından versin' diyor. Bugün de oylarını pazarlayan birisi çıktı. O da diyor ki 'Ben İçişleri Bakanı olunca' diyor, 'Şöyle yapacağım, böyle yapacağım falan, asacağım, keseceğim'.
'BAMBAŞKA TİPLER HEPSİ'
Buradan anlıyoruz ki; ona da İçişleri Bakanlığı verilmiş. Şimdi buradan ben sormak istiyorum. Ya kimin malını kime veriyorsunuz siz? Bir kere millet sizi seçti mi? Yetki verdi mi? Bol keseden nasıl dağıtıyorsunuz? Bu ne aymazlıktır. Bu ne rezalettir. Bu milletin iradesine ipotek koymaktır. Milletin iradesini yok saymaktır. Bunun başka izahı yok. Maalesef ortada bir türvat var. Bir tiyatro oynanıyor ve millet de bunu izliyor. Hangi Kılıçdaroğlu diye soruyorum. 14'üne kadar efendim, FETÖ'yü yere göğe sığdıramayan, PKK Terör örgütü HDP bizi destekliyor bu destekten memnunuz diyen 14'ünde tabloyu görünce çark eden ve yalandan terör örgütlerine biz karşıyız diyen, FETÖ'yle biz değil iktidar, AK Parti iktidarı daha çok ilişki kurdu deme noktasına gelen bir Kılıçdaroğlu. Bugün de Sinan Oğan'ın oylarını Ata İttifakı başkanı pazarlamaya çıktı. Bu adam da çok değil, 14'ünden önce diyordu ki 'HDP'yle ortaklık yaparsanız Türkiye bölünür. Türkiye karışır, iç savaş çıkar'. Şimdi bunların hepsi bir çuvala nasıl girecekler? Bunlar içeride birbirlerini imha eder. Bambaşka tipler hepsi. Ya bizim sorunumuz değil. Yani onlar aynı torbada pazar günü, ağzını bağlayıp göndereceğiz zaten."
'AÇIK ARA FARKLA KAZANACAĞIZ'
"Arkadaşlar, rehavet yok. Daha çok çalışacağız, daha çok gayret edeceğiz. İş bitti. Nasıl olsa gitmesek de olur. Başka kim alacak bu seçimi gibi bir gevşekliğe asla meydan vermeyelim. Çünkü seçim sandıkta kazanılır, sandıkta kaybedilir. Sandıkta verilen oylar o oy verenlerin namusudur. Onu korumak da hepimizin görevi. Sandıklara sahip olacağız, oylara sahip olacağız ve bu seçimi İnşallah açık ara farkla kazanacağız. Bundan zerre kadar şüphem yok. Sizin de aynı kararlılıkta olduğunuzu biliyorum." (DHA)