Yaşam

Abone Ol

Yaşam nedir diye sorulduğunda;
Doğumdan ölüme kadar geçirdiğimiz süre diyebiliriz.
Maç 90 dakika ama uzatmalar olabiliyor...
Bizler için yaşamda öyle biraz fazla, biraz eksik...

Ne çare, seçmeden ortasına düştüğümüz ve payımıza düşeni yaşamayı ve bunun için çabalamayı...

Hiç unutmam! İlkokulda ve ortaokulda hocalarımız hep sorardı: Hatta bazen kompozisyon dersi olarak ödev verilirdi bize.

"Çok gezen mi bilir?
çok okuyan mı?
Belki aynı kuşaktan olduğum her öğreniciye de sorulmuştur. 

Benim cevabım nedense hep  çok gezenden, görenden yana olurdu.
Gözlemlemek, yaşamak, hissetmek daha samimi gelirdi çünkü...

Tecrübeye dönüşümü ve aktarmak birilerine, sonramıza,
İçimde hep var olduğundan dolayıdır ki, 17 yaşımda ilk defa çıktığım memleketimden görebildiğim diğer şehirlerimiz ve sonrası Avrupa’ya gidişim...
ardından sebep olan işlerimden dolayı artık profesyonel bir gezginci oluşum.
ya da oldum...

Evet rahatlıkla
iyi bir gezginci
iyi bir gurme
iyi bir aşçı 
olduğumu söyleyebilirim... 

Çok sevdiğim yazarlardan Fransız Jean-Jacques Rousseau’nun kitabındaki gibi; 'Yalnız Gezerin Düşleri'nde yaşamış gibi oldum sanki.

Ve geriye baktığımda
Biz zamana çok şans verdik, 
Ama zaman bize çok şans tanıdı mı bilinmez...


Belki de tanıdı farkında olmadık, ya da değerlendiremedik!
Pişmanlıklarımız ve keşkelerimiz oldu ya da kaçınılmaz olacaktır.
Ama ne faydası oldu?
veya olacak!

Geride ve geçmişte kalan zaman üzerinde hayal kurmaktan başka...

Başımızı önümüze doğru eğdiğimizde içimizin aslında bir boşluk olduğunu, geride bir şey kalmadığını anlayabildiğimizden başka...

Hiçbir mücevher, pırlanta ile değişemeyecek kadar olduğunu da
bizi içinde büyüten annemizden başka...
Meğer en kıymetli olanıymış...

Bu dünyaya geldik ve vakti geldiğinde gidiyoruz...

En başa dönersek tekrar şu an geldiğim finalde anladım ki...

1980’li yıllarda hocalarımın sorduğu bu soruya 2021’de ulaşabildiğim cevap

Ne çok gezen bildi,
Ne de çok okuyan, 
Ne de kafa yoran, araştıran
Ne de açık yüreklilikle konuşan, eleştiren 
Ne de bir şeyler yapmaya çalışan...

Anladım ki;
En iyi bilen cahiller oldu. 
Anladım ki;
onlar her şeyi en iyi bildiler... 

Frans Kafka’nın dediği gibi:
Dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş, insanlarmış...