Yaşam

Uzman isim uyardı! "Gündüz kuşağı programları ruh sağlığını bozuyor!"

Türk televizyonlarında yıllardır süre gelen ve büyük reyting toplayan gündüz kuşağı programları ile ilgili uzman isimden çarpıcı yorumlar ve uyarılar geldi. Klinik Psikolog Ege Ebrar Önür paylaştığı video ile uyarılarda bulundu.

Abone Ol

Klinik Psikolog Ege Ebrar Önür’ün Sosyal Medya hesabından yaptığı paylaşımda yayınladığı videoda gündüz kuşağı programlarının halkın ruh sağlığı üzerinde yarattığı yıkıcı etkiyi konu aldı. Yıllardır neredeyse bütün kanallarda birbirinin kopyası konseptlerle yapılan programlarda verilen mesajlara değinen Önür, "Çok masumane görünen ve çarpıcı olaylara parmak bastığı, sorunları çözdüğü  izlenimini veren gündüz kuşağı programları, hem seyirci tarafından dramatize edilip hayret, korku ve panikle izlenirken hem de kesince ötekileştiren, ayrışma ve kutuplaşmayla karakterize bir güdülenmeyi doğuran, bazen de absürt olarak değerlendirilip, alay konusu olan ve tüm medya organlarında bir şekilde yer bulan, her yönden toplum sağlığını riske atan yayınlardır.” İfadelerini kullandı.

MESLEK ETİĞİ TANIMIYORLAR!

Program sunucularının uzmanlık alanları ve meslekleri üzerinden değerlendirmede bulunan Ege Ebrar Önür, “Bugün sunucusu bir psikolog olan gündüz kuşağı programı bile vardır. Özellikle kendi mesleki kimliğini kullanarak orada yer alan ve buna karşı bütün etik ilkeleri çiğneyerek gizlilik ilkesi gereği danışan-danışman mahremiyeti içerisinde kalması gereken konuları tüm ülke kamuoyunun gözleri önüne serip bu rezaleti bir tür pornografi serilerine dönüştürüyorsa burada yolunda gitmeyen birtakım şeyler var demektir.” İfadeleriyle konunun ciddiyetine dikkat çekti.

Önür’ün paylaştığı videoda kullandığı diğer ifadeler şöyle;

“Bu, mesleği de itibarsızlaştırmak, mesleği layığıyla yapanlara da olan bakışı zedelemek demektir. Yayınlayan, izleyen ve duyumsayan herkesi kaplayacak şekilde erotik ve sapkın aktarımlara maruz bırakmak, toplum sağlığını alenen tehdit etmektir. Tam da bu yüzden kişilerde uyandırdığı hisler ve bıraktığı izler sebebiyle TCK Madde 217-A'ya uygunluk göstererek halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak suretiyle kamu düzeni ve genel sağlığı tehdit etmektedir. Haliyle bunun bir cezai yaptırımı da olması gerekir.

"Eşimin abisiyle birlikte oldum."

Ülkenin belki çok küçük bir kesimince yaşanan bu hikayelerin sanki her evde yaşanıyor gibi topluma pompalanması, özellikle pornografiye konu olan içeriklerin, örneğin ensest ilişkiyi özendiren olayların bilinçaltı ve bilinç dışına itilmesi, günümüz travmasıdır. İlerleyen süreçlerde daha büyük travmatik yaşantılara yol açacaktır.

Pornografiye konu olan bu içeriklerde bile bu olayların tamamen kurgu olduğu belirtilir. İzleyiciler bu konuların gerçekliğini sınamaz. Buna rağmen pornografinin toplumlar ve birey üzerinde yıkıcı etkisi görünmektedir. Bu itiraf adı altında işlenen konular ve yapılan yayınların, yetişkinlerin ve özellikle de çocukların üzerinde ağır yoğun ve yıkıcı sonuçları olduğu gibi bu travmatik yaşantıların çocukların gelişim sürecini etkileyip ilerleyen dönemlerde taciz, tecavüz, şiddet, ensest gibi sapkın ilişkileri doğuracağı muhakkak.

Özellikle tesettürlü kadınlar üzerinden yapılan bu yayınlar bir noktada Türk toplumunun dini değerlerine olan saygısızlığı da kapsamaktadır. İzleyicisi olmayan kesimlerin dahi sosyal platformlarca yayınlandığından önüne düşen bu gündüz kuşağı programları ve şiddet içerikli, din üzerinden, sonuç olarak da kadınların ahlaksızlığı üzerinden ayrımcılığı doğuran, şiddeti körükleyen diziler toplum yapısını ve ahlakını çökertmektedir.

Bu tür yayınları izliyor, bir şekilde şahit oluyor olmak, bizlere herhangi bir fayda sağlamadığı gibi, bir de ruhsallıkta bıraktığı yıkıcı etkileriyle bizleri adeta zehirlemektedir. "Kocama annesi banyo yaptırıyor." "Kocam önce ablamı hamile bıraktı, sonra teyzemle kaçtı." "Annem, amcamla birlikte oluyor" gibi biz yetişkinleri dahi dehşete düşürecek hikayeler sürekli yayınlanarak bu sapkınlıkları normalize etmemiz bekleniyor. Türk toplumunun aile ve ahlak yapısının çöküşüne zemin hazırlanıyor.

Sadece reyting ve tanınırlık kaygısı üzerinden bu programlar yayınlanmaya devam ediyor. Bir de sunucuları Altın Kelebek gibi bir törende aday gösterilip ödüllendiriliyor. Üstelik bu tür yayınların toplumun hiçbir kesimine faydası olmadığı, toplumda daha büyük, yıkıcı sorunlara yol açtığı halde.” Şeklinde konuşan Ege Ebrar Önür, videonun sonunda verdiği mesajda ise bu tarz programların bir an önce kaldırılması ve gereğinin yapılması gerektiğini vurguladı.