Diyarbakır’da kaybolan Narin Güran, 19 günün ardından evinin yaklaşık 3 kilometre uzağındaki dere yatağında ölü bulundu. 8 yaşındaki Narin’in şüpheli ölümüne karşı yurt genelinde protestolar devam ediyor. TİP İstanbul İl Örgütü de İstanbul’un Şişli ilçesindeki bir alışveriş merkezi önünde eylem yaptı.
“Narin için adalet” yazılı pankartın açıldığı eylemde, “Narin’in hesabı sorulacak”, “Narin için adalet, herkes için adalet”, “Narinler ölmesin, çocuklar yaşasın” ve “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok” sloganları atıldı. TİP adına hazırlanan ortak açıklamayı Senem Güneysu okudu. “Narin’in gerçek katilleri İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkanlardır” diyerek konuşmasına başlayan Güneysu, şunları dile getirdi:
“Narin’in kaybolduğu ilk günden beri ‘Küçücük köyde 1 saatin içinde, 8 yaşında bir çocuk kaybolamaz; Narin Güran nerede’ diye sorduk. Günler geçti, hiçbir haber alamadık. Haber alamadığımız gibi yayın yasağı kondu. Çocuk ölümlerinde, kadın ölümlerinde katil yandaşsa hele katilin korunacağını Rabia Naz’dan öğrenmiştik, Ensar davasından, Aladağ’da yanan kız çocuklarından biliyorduk. O nedenle 19 gün boyunca her gün daha yüksek sesle sormaya devam ettik. Narin Güran nerede? Narin Güran, 19 günün sonunda bulundu ve artık aramızda değil. Cansız bedeninin torbaya konularak bir nehir kenarına atıldığını öğrendik. Daha önce de torbanın içinde çocuklar taşıdık biz. Bu ülke bir çocuğunu daha gençliğine, yetişkinliğine, hayatının baharına yetiştiremedi. Acımız ve öfkemiz çok büyük ama Narin’in katilinin bulunamayacağına, doğru kişinin, kişilerin cezalandırılmayacağına dair endişemiz daha büyük.
'HAYATINI YAŞAYAMADI'
Niye mi? Narin’in cansız bedeni her yer güvenlik güçleriyle doluyken daha önce 3 kez aranan bölgeden çıktı, tam 19 gün sonra. Niye mi? Diyarbakır AKP vekili Galip Ensarioğlu, ‘Narin’in öldürülmesinde kimin parmağı varsa hepsini tek tek cezalandıracağız’ demek yerine henüz otopsi bile yapılmamışken arsız arsız ‘Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var çünkü aile, bizim dostlarımızdır’ diye açıklama yapma cüretini gösterdi. Niye mi? Narin’in ölümünden sorumlu olanların Hizbullah tarikatından oldukları iddiaları var çünkü. Biz artık çocukların, kadınların kirli aile ilişkileri nedeniyle, tarikatlar nedeniyle, aşiret kanunları nedeniyle ölmesini kabul etmiyoruz. Çocukları ölümden koruyamayan AKP hükümetine soruyoruz. Narin Güran’ın katilleri nerede? Bu haber yasağı nereden çıktı? Katiller neden bulunamıyor? Halktan neyi saklıyorsunuz? AKP hükümetini uyarıyoruz. Bizim yasalarımız yeterli diyerek İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasaydınız, 6284’ü gereğince işletseydiniz çocuklar ve kadınlar bu kadar kolay katledilmeyecekti. Siz koruyamadığınız için bugün Narin okula başlayamadı, çocukluğunu, gençliğini, hayatını yaşayamadı.
'SORUŞTURMAYI DA DAVAYI DA TAKİP EDECEĞİZ'
Hemen, bugün adalet istiyoruz. Az önce söyledik, yine söylüyoruz. Narin’in ölümü şüphelidir, kamuoyuna yansıyanlar organize bir cinayet ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Aydınlatılması için tüm imkanlar seferber edilmelidir. Narin için adalet, çocuklar için adalet istiyoruz. Katilleri değil, çocukları koruyun istiyoruz. Narin artık geri gelmeyecek, biliyoruz ancak siz de şunu bilin ki, biz de çocuklarını bile koruyamayan bu düzenden hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz. AKP’ye sesleniyoruz, elinizde Narin’in, Rabia Naz’ın, Leyla Aydemir’in, Oğuz Arda Sel’in, Aladağlı 11 kız çocuğunun kanı var. Halkın vicdanından, adalet duygumuzdan aldığımız güçle soluğumuz ensenizde, Narin’i soruşturmasını da davasını da takip etmeye devam edeceğiz. Halktan kaçıracağınız bilgiler olursa biz duyuracağız. Halkımıza söz veriyoruz. Bir çocuğun daha tarikat, aşiret, devlet üçgeninde aramızdan ayrılmaması için elimizden gelenden fazlasını yapacağız. Hepimizin başı sağ olsun.”