Hayatın dengesinin aşırı muhafazakar ya da aşırı özgür zannederek uçlarda kaybedilmesi... Oysa Dünya dengedir!
Özgürlüğün sınırı başkasının özgürlük sınırı ile belirlenmiştir. Başkalarının özgürlük sınırlarına kendi yaşam tarzımızı ya da ahlâkî değerlerimizi dayatamayız.
Bu örnekler karşısında insanın aklında şu sorular beliriveriyor: Acaba demokrasi insana göre mi? Suistimâl edilebilir mi? Bakın modada sahilde, kamuya açık bir alanda sevişenler cinsel yönelim özgürlüğünü mü yaşıyorlar? Hani şarkısı var ‘sevişmek ne hoştur yıldızların altında’... Ya da namaz kılmak için otobüsü durdurup bekleten hanımefendi, bu ibadet özgürlüğüm müdür? Bir taraf evinde sevişsin mesela. Bir taraf kazâ namazına yönelsin. Denge olmaz mı?
Ama nerede... yok! Hep bir dayatma, hep bir hayat tarzı ve yaşam kabül ettirme ve amacından şaşmış ilkeler. Kutup kutup... İnsanlar kutuplara kaydıkça denge yok olacak. Kutuplarda yaşam olmaz, yaşam ortada ve ortaklaşa olur. Kutuplar yalnızlık, soğukluk ve insanlığa ölümü getirir. Siz siz olun, acı ve hazdan oluşan dünyada dengeyi mutlak surette koruyun.
Kutuplaşma ve aşırılıklar, dengeyi bozma potansiyeli taşır ve bu yüzden toplumun dikkatli olması gerekir. Hayatın dengesi üzerine inşa edildiğini unutmamak önemlidir. Özgürlükler ve yaşam tarzları, toplumsal uyum ve saygı çerçevesinde denge içinde yaşandığında gerçek anlamını bulur. Bu yaşamın anlamını ve zenginliğini korumanın anahtarıdır.
Çünkü hayat dengedir.