Gündem

Sümeyye Erdoğan'ın başkan yardımcılığını yaptığı KADEM'den İstanbul Sözleşmesi tepkisi

Abone Ol

Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan kararla Türkiye, kadın haklarını savunan ve AİHM kurallarını esas alan, insan hakları sözleşmesi İstanbul Sözleşmesi'ni iptal etti.

Sümeyye Erdoğan’ın başkan yardımcısı olduğu, Erdoğan'ın diğer kızı Esra Albayrak'ın da kuruluşunda yer aldığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) sözleşmenin en büyük destekçilerindendi. 

KADEM tarafından tanıtılan ve savunulan sözleşme 10 Şubat 2012'de Bakanlar Kurulu’nda kabul edilmiş, 8 Mart 2012’de Resmi Gazete de yayımlanmış ve 1 Ağustos 2014 tarihinde de yürürlüğü girmişti. 

AK PARTİLİ BAZI İSİMLER TEPKİ GÖSTERMİŞTİ

Sözleşmeyle beraber AK Parti içinde bazı isimlerin tepkisinin odağına yerleşen KADEM'den ilk açıklama geldi. 

KADEM sözleşmenin kadına şiddetle mücadele için önemli bir girişim olduğunu belirtti ve toplumsal geriliminin kurbanı olduğunu savundu. 

"GERİLİMİN NETİCESİ"

Derneğin mesajı şöyle: 

"İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetle mücadele için önemli bir girişimdi. Geldiğimiz noktada zemininden koparılmış ve toplumsal bir gerilim öznesi haline dönüştürülmüş durumda. Verilen fesih kararını da bu gerilimin bir neticesi olarak okuyoruz.

"ÖNEMLİ KAZANIM"
 

Kadın ve Demokrasi Derneği olarak bu konudaki tercihimiz, Avrupa Konseyi’ne söz konusu tartışmaları bertaraf edecek bir yorum beyanı verilmesi yönündeydi. Nitekim şimdiye kadar hükümetin kadın hakları konusunda tüm ön açıcı ve destek politikalarıyla önemli kazanımlara imza atıldı.

"İLAN EDİYORUZ"

KADEM olarak, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da "Varoluşta Eşitlik Sorumlulukta Adalet" sloganıyla genel kadın hakları mücadelesinde kazanımlarımızın ısrarlı takipçisi olacağız.

Şiddetle mücadele noktasında 6284 sayılı kanunun daha da güçlendirilmesi ve uygulamalardaki sorunların giderilmesi için tüm gücümüzle çalışacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz."

KADEM NASIL İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ NASIL SAVUNMUŞTU?

KADEM gelen eleştirileri geçen yıl “Bu sözleşmenin eşcinsel yönelimlerin meşrulaşmasına sebep olduğunu iddia etmek ise en hafif tabirle kötü niyetliliktir” yanıtını vermiş ve “Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak” ifadeleriyle sözleşmenin amacını açıklamıştı.