30 Haziran 2023 tarihli yazımda Wagnerlerin bir operasyonla Afrika’ya kaydırıldığını söylemiştim. Yine aynı yazımda Afrika’da Rusya ile Çin arasındaki stratejik savaşı aktarmıştım. Şimdi o yazımdan bir kısmını tekrar yayınlayarak durum değerlendirmesi yapacağım.
“…Batı Ukrayna’ya kitlenmiş vaziyette iken çok yetenekli bir aşçı Putin’e baş kaldırdı. Bu ayaklanma nerdeyse hiç kan dökülmeden Moskova’ya 200km mesafede durduruldu. Bazı erkenci kuşlar bu ihtilali biz organize ettik derken aslında Putin’in ekmeğine yağ sürdüklerinin farkında bile değillerdi.
Şimdi bu aşçıbaşı Yevgeni Prigojin kim diye bakalım. Putin gibi Leningradlı. 1961 doğumlu olan Prigojin Putin gibi koyu bir Rus milliyetçisi. Ne gariptir Prigojin 1981 yılında hırsızlıktan tutuklanan ve 12 yıl hapis yatan Prigojin bir anda Kremlin sarayının yemek işlerini alıyor. Prigojin için şunu söylersek yanlış olmaz sanırım. 12 yıl boyunca Rusya için illegal faaliyetlerde bulunan Prigojin daha sonra cezaevlerinde bulunan suçluların rehabilitasyonu ile ilgilenmiş ve yeni bir model geliştirmiştir. Çok uzun zaman varlığı ispatlanamayan sonraları Rusya tarafından varlığı kabullenilen paralı askerler, Wagnerler. Acıması olmayan kural tanımayan savaş hukuku gözetmeyen; ipten alınan hayatların savaş tanrısı Ares’e kurban edilenlere verilen isim. Tahmini olarak yirmi beş bin kişiden oluştuğu söylense de kayıt altına alınanların sadece bu kadar olduğu düşünülmelidir. Prigojin Putin tarafından affedilerek Afrika ülkelerinden birisine geçişi onaylanmıştır. Hayırdır? Devlete karşı gelen bir aşçı ya da eski KGB ajanı Moskova’nın 200km yakınına kadar gel isyan çıkart; Rus devleti bunu affetsin. Bu tür hareketlere Papua Yeni Gine’de bile müsaade edilmez. İsyanı çıkaranın ağırlaştırılmış müebbet; yardım ve yataklık edenlere de ağır cezalar veriri. Putin hem affediyor hem sıcak ülkelere tatile gönderiyor. Buna inanan batılı istihbarat örgütlerinin resmî açıklamaları ise yok artık dedirtecek cinsten. “Putin çok sıkışmış onun için yeni cephe açmak istememiş” diyenlere mi inanalım? yoksa “Putin ile Prigojin yol ayrımına geldiler; böyle olacağı belliydi bizde destek olduk” diyenlere mi?
Peki şöyle bakmak gerekmez mi? Rusya Batı cephesinde ki Ukrayna’yı stabilize etmiş, Beyaz Rusya ise Avrupa’ya gerekli uyarıları yapmış bulunuyor. Suriye’de ABD’yi kabul etmese de Türkiye ile olan ilişkiler Suriye’yi kaybetmeyeceğini gösteriyor. Uzun zamandır elini çektiği Afrika’da hiç olmayan bir oyuncu çıka geldi ve bu bölgede Rusya’nın menfaatlerini yok sayıyor. Yetmiyor Fransa’nın ve İtalya’nın güç kaybettiği bölgelere ya ABD ya da Türkiye giriyor ya da yeni, eski düşmanı olan Çin. Soğuk savaş döneminde bölgede cirit atan Rus askeri varlığı tekrar bölgeye girmesi gerektiğini hatırlamış olabilir mi? Hala hazırda modernize edilmesi gereken eski tip Rus askeri malzemesi o kadar çok ki; bunların tekrar envantere alınması, modernize edilmesi, kullanıcıların eğitilmesi gerek. Bunun içimde Wagner komutanı Putin’in can dostu Prigojin’dem daha iyi kim olabilir. Rusya’nın içerişimde 20 yıl gayri nizami savaş yürüten, çoğu suçlulardan oluşan yirmi beş bin kişilik bir ordunun komutanından daha iyi kim olabilir? Küçük bir askeri birlik ile hem Çin’i hem Avrupa’yı hem Türkiye’yi ama en önemlisi baş rakibi ve ortağı ABD’yi bölgede kitlemiş olur.” Demiştim.
Yeni dünya düzeninde düzeni bozan bazı devletler var. Tabi bu düzen kime göre neye göre cevabını içermez. Bu minvalde Çin Halk Cumhuriyeti sıra dışı faaliyetler yürütmektedir.
Bugüne kadar Afrika parsellenmiş bir şekilde batı tarafından sömürülmekteydi. Rusya soğuk savaş sonrası bazı Afrika ülkelerini batının elinden almayı başarmıştı. Bu başarısının ardında komünist manifesto ve silah gücü vardı. Bu durumdan da pek rahatsız olmayan batı; Afrika’dan varlık transferi yapmaya devam etmişti. 2010 yılına gelindiğinde Batı büyük bir hata yaptığının farkına vardı varmasına da elinden artık bir şey gelmezdi. Batı İslam Dünyasını düşmanlaştırmak için Çini dost edindi. Rusya’nın tekrar uyanacağını o tarihlerde düşünmeyen batı gerekirse Çini hem Rusya’ya hem Türkiye’ye hem de İslam dünyasına karşı kullanabileceklerini düşündüler. Afrika’dan sömürdükleri servetleri millileştirerek Çin’e devrettiler. Artık Çin halkını sömüreceklerdi. Çin büyük bir sabırla teknoloji transferini yaptı, batının Çin’de ki fabrikalarında yıllarca bedavaya çalışan Çinliler devlet kapitalizmi ile kendi markalarını oluşturdular. Kendi arabasını, kendi uzay sitemini, kendi yazılım tabanını, kendi cep telefonunu ve kendi açık istihbarat diye bilinen sosyal medyasını kurdular ve dünyaya kabul ettirdiler. Artık Çin devleti kendi milli menfaatleri için Afrika’yı sömürme sırasının kendinde olduğunu düşündü ve Afrika’ya iki milyondan fazla insanını göç ettirdi. Afrika’nın bereketli ve sıcak topraklarında iki milyondan fazla Çinli tarım ile uğraşıp yüzyıllardır açlıkla terbiye edilmeye çalışılan Çin halkını doyurmaya çalışıyorlar. Bu durum hem ABD’yi hem de Rusya’yı rahatsız ettiği için Afrika’da Çine karşı bir ittifak oluşmuş durumda. ABD daha çok Avrupa sömürgelerini ele alırken Rusya soğuk savaş dönemi silahlandırdığı Afrika ülkelerini ele almak taraftarı. İki eski düşman Afrika’da dost olmanın yollarını Çin sayesinde ögrenirken Türkiye denklemini unutmuş değiller. Bir taraftan ABD diğer taraftan Rusya yeni adımlarla Türkiye’yi özellikle Türk ve İslam Dünyasının hamiliğini yapmasını istememekteler. Bunun içinde Türkiye’ye her tür operasyonu yapmayı meşru gören bu iki müttefikimiz son günlerde şeytan ile bile pazarlık yapmaktan çekinmez durumdalar.
Suriye’de sınır komşusu haline gelen bu iki müttefikimiz İŞİD’e karşı mücadelenin adını artık Türkiye’ye karşı mücadele olarak değiştirmiş durumdalar. Rusya’nın son yaptığı petrol kaçakçılığı haritalarında İŞİD’in adı çıkarılarak Türk Devlet adamlarının isminin konmasının altında tamamen bu durum yatmaktadır. ABD açık açık PKK’yı desteklerken bölgede Rusya Türkiye Suriye ilişkilerini çıkmaza sokma gayreti içinde olduğu görünmekte. Şayet Türkiye bu bataklıktan çıkarsa bu defa Afrika savanalarında Çini aslanlar, Rusya’yı sırtlanlar ABD’yi kaplanlar yer. Türkiye Afrika’da yapılan zulmü ve insanlık dışı faaliyetleri ortaya çıkarır.