CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sancaktepe Belediyesi temel atma töreninde AKP'nin belediyelere yönelik baskını eleştirdi. Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yeniden seçilmesinin ardından hükümetin belediyelere baskı yaptığının altını çizdi. .
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "belediyeleri silkeleyin" talimatını eleştiren Özel, CHP'li belediyelerin hizmetlerine engel olunmaya çalışıldığını söyledi.
Özel, "Dönüyor bir bakıyor. Sancaktepe çalışmaya devam ediyor. Ataşehir çalışmaya devam ediyor. Kadıköy çalışmaya devam ediyor. İstanbul Büyükşehir çalışmaya devam ediyor. İyice çıldırmış bakana dönüyor diyor ki, biraz daha silkeleyin biraz daha silkeleyin. Bugüne kadar ne yaptıysak durduramadık. Biraz daha silkeleyin diyor. Vallahi siz bunu yapmaya devam ederseniz zaten vatandaş sizden yaka silkiyordu. İlk seçimde sizi sırtından silkeleyip atacak Tayyip bey. Silkeleyip atacak. O yüzden, o yüzden, Tayyip beyin ne dediğine değil de, gelin birazcık Alper beyin ne yaptığına bakalım" ifadelerini kullandı.
Özel, Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin'in 2.2 milyar lira borçla devraldığı belediyede önemli hizmetler gerçekleştirdiğini vurguladı.
CHP'li belediyelerin performansından gurur duyduklarını belirten Özel, iktidarın kıskançlık yaptığını ve seçim başarısı getireceğini gördüğü için engellemeler yaptığını savundu.
Emekli ve asgari ücretlilerin alım gücünün düştüğünü belirten Özel, emekli maaşının asgari ücrete denk olması gerektiğini ve asgari ücrete gerçek enflasyon oranında zam yapılması gerektiğini söyledi.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun belediyelerden alacakları konusunda da iktidarı eleştiren Özel, yandaş şirketlerin vergi ve sigorta borçlarına göz yumulduğunu dile getirdi.
Özgür Özel şöyle konuştu:
"İnsanlar oylarını verdiler ve Alper başkanı göreve getirdiler. Biz İstanbul’u son 5 sene nasıl yönettiysek, ranta değil de halka hizmet ederek, israf yapmayıp oradan arttırdığımız parayı İstanbul’daki insanların yoksulluğuna bir nebze olsun çare bulabilmek için ya da küçücük evladı olan annelerin ulaşımını ücretsiz yapmak için, çocuğa süt vermek için, okuldaki çocuğun beslenme çantasını doldurabilmek için hizmet ettik.
Bundan sonra da etmek istiyoruz dedik. İstanbullu düşündü ve Ekrem başkana bir kez daha artan bir destekle görev verdi.
Bunun üstünden daha 8-9 ay geçti. Daha bir senesi olmadı ama bir anda Tayyip beyde bir hareketlenme başladı. Ve bu belediyelerin elini kolunu bağlayalım, hizmet edemez hale getirelim diye her yola başvurdu.
"ERDOĞAN DAHA DA ÇİRKİNLEŞECEK"
Ve bundan sonra da biraz önce Ekrem başkanında bahsettiği gibi daha da çirkinleşeceğini gösteriyorlar. Diyor ki, belediyeleri biraz daha silkeleyin.
Bizim Ekrem başkan dedi ki, silkeleme güreş meydanında olur. Bizim Manisa’da bilhassa Akhisar Türkiye’nin en çok zeytin ağacı olan en bereketli topraklarından bir tanesidir Akhisar ilçemiz.
Silkeleme bizim orada da zeytin ağacında olur. O verimli zeytin ağacından aldığını alırsın
Son kalanlarda kalmasın diye silkelrler o ağacı. Tayyip Erdoğan’ın bilinçaltı şunu söylüyor.
O da bir şeyi görüyor, ben de görüyorum. Belediyelerimizin ilk 7-8 aylık performanslarını ölçtürdük. Türkiye çapında, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin memnuniyet oranı yüzde 58 ortalama. Yani tek bir belediye olsa vatandaşa sorduğunuzda yüzde 58 oyla yeniden seçilecek.
"TAYYİP BEY HASETLİK YAPIYOR"
Biz görüyoruz bunu, gurur duyuyoruz. Tayyip beyin de demek ki vatandaşıma iyi hizmet ediliyor deyip mutlu olması gerekirken ama o hasetlik yapıyor.
O kıskançlık yapıyor. O bu başarının bize yeni seçim başarıları, yeni 31 Martlar ve iktidar getireceğini görüyor. O yüzden de talimatlar yağdırıyor.
O son söylediği o silkeleyin sözü aslında daha önce kapalı kapılar ardında, bu CHP’li belediyelerin imkanlarını daraltın.
Bu bizim bu belediyeler Sancaktepe belediyesinin 2 milyara yakın borcu varmış. Bunu Ak Partili belediye zamanında yaptı ama SGK’ya vergi dairesine faizini de koyun, bir seferde bu parayı Sancaktepe’den alın.
Başka nereden bunlara para gidiyorsa, kaynaklarını kesin.
Sonra dönüyor bir bakıyor. Sancaktepe çalışmaya devam ediyor. Ataşehir çalışmaya devam ediyor. Kadıköy çalışmaya devam ediyor. İstanbul Büyükşehir çalışmaya devam ediyor.
"ERDOĞAN İYİCE ÇILDIRMIŞ"
İyice çıldırmış bakana dönüyor diyor ki, biraz daha silkeleyin biraz daha silkeleyin.
Bugüne kadar ne yaptıysak durduramadık. Biraz daha silkeleyin diyor.
Vallahi siz bunu yapmaya devam ederseniz zaten vatandaş sizden yaka silkiyordu.
İlk seçimde sizi sırtından silkeleyip atacak Tayyip bey. Silkeleyip atacak. O yüzden, o yüzden, Tayyip beyin ne dediğine değil de, gelin birazcık Alper beyin ne yaptığına bakalım.
2.2 milyar lira borçla devraldı belediyeyi. Kasasında 1 TL para yoktu devraldığında. Tüm bunlara rağmen ilk verdiği sözü tuttu.
19 mahallede mahalle buluşmalarını yaptı. Geldi size Sancaktepe’yi nasıl yöneteyim diye sordu. Sordu mu? Geldi mi? Geldi. Sizi dinledi mi? Dinledi. Söz verdiğini yapıyor mu? Yapıyor. Bakın ne yapıyor. 6 bin öğrenciye okul çantası ve kırtasiye malzemesi dağıtmış. 1 lira para yokken aldı dev belediyeyi. 2 milyar borçla.
Engelliler derneğine tam donanımlı bir bina yaptı. İhtiyaç sahibi 1000 üniversite öğrencinize 12.500 TL burs verdi. İstanbul Büyükşehir’in desteğiyle 10 yeni hatta 515 tane sefer koydu.
Sizlerin, buradan otobüs geçmiyor dediği yere hat açtı. Yeni seferler koydu 515 tane sefer. Aziz Bayraktar İmam Hatip Lisesi’nde spor salonunu yaptı, sahayı yaptı. İlk 8 ayda 12 tane park, halı saha, 3 tane spor salonu, 1 tane kreş, 1 tane muhtarlık binası, bir kent bostanı olmak üzere 18 tane projeyi tamamladı.
Yetmedi. Yetmedi. Ekrem başkanı çağırdı. Özgür başkanı çağırdı. Bugün sizinle birlikte 15 tane daha yeni projenin temelini atıyor.
"BİRİLERİ GARİBANIN ÇOCUĞU KREŞE GİTMESİN İSTİYOR"
Biraz önce her birini izledik. Ne yapıyor? Verdiği sözü tutuyor. Bir mahalleye kreşi yapmıştı. Şimdi 3 mahalleye daha kreş yapıyor. Birileri garibanın çocuğu ucuza ya da hiç yok imkanı olmayan bedavaya kreşe gitmesin isteyen birileri.
Anneler çocuğu kreşe koyup da işe gitmesin. Oradan evine ekmek getirmesin diyen birileri. Çünkü bunları yapınca insanlar Alper başkan insanların gönlüne giriyor. Gözüne giriyor diyen birileri bu işe engel olmaya çalışıyor. Geçen hafta yazı yollamıştı.
Kreşleri ya ge siz kapatın ya gelip ben kapatacağım diye. Karşısına hep birlikte gördük. Anneler dikildi. Karşısına anneanneler babaanneler dikildi.
Evladımızın kreşine torunumuzun kreşine dokunmayın dediler. Geri vites yaptı. O gün ben Ankara’da söyledim. Ekrem başkan İstanbul’da söyledi. O iş o kadar kolay değil dedik. Hodri meydan dedik. Gel bakalım garibanın kreşini kapat da görelim dedik.
Bugün de geldik. 3 tane daha temel atıyoruz temel. O yüzden o yüzden onlar kreşin düşmanı, onlar çocuğun düşmanı, onlar çocuğunu bırakıp da çalışmaya giden evine bir somun ekmek de ben getireyim diyen kadının düşmanı.
Onlar huzurun düşmanı. Ama Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları hepinizin evladı, hepinizin kardeşi, hepinizin yoldaşı.
Paraları keserek, kaynağında keserek hizmete engel olmaya çalışanların esas yaptığı iş Sancaktepe Belediyesi’ni nasıl kaybederiz?
"TAYYİP BEYE BİR DAHA SÖYLÜYORUM"
Buradan Tayyip beye bir daha söylüyorum. Eğer vatandaşın gönlünden düştüysen bunun çaresi vardır. Gönlünü geri kazanmak.
Bunun için çirkeflik yapmak, arkadan çelme çakmak, belediyenin hizmet aracının lastiklerini patlatmakla olmaz. Ne yapman lazım? Ne yapman lazım?
O gönüle yeniden girmek için çalışmak lazım. Daha iyisini yapmak lazım. Onlar 3 yapıyorsa ben de 5 yaparım dersen vatandaşın gönlüne girersin.
Yok bunu yapmayıp, ben yapmadım. Ben bıraktığımda İstanbul’da sıfır kreş vardı. Şimdi 100’ü geçmiş. Ben bunlara engel olayım dersen, ben bıraktığımda 10 tane metro vardı. Hepsi de durmuştu. Kaynağı yoktu.
Parası yoktu. İlerlemiyordu durmuştu. Ben bıraktığımda 10 altıl metro vardı ama bu Ekrem İmamoğlu nasıl yaptıysa yaptı. Dünyadan para buldu. Kredi buldu. İsrafı durdurdu. Parayı doğru yerlere yönlendirdi ve 10 tane metroyuda birden 10 metro inşaatını birden yaptı deyip ben bunlara engel olayım çalıştırmayayım dersen ya da Esenyurdu ben aldığımda 100 bin nüfusluydu.
1 milyon oldu elimden aldılar dersen. Esenyurda kayyum atarsan, Ovacık’a kayyum atarsan, alamadığın belediyelere hazımsızlıkla kayyum atarsan, paralarını kesersen, hizmete mani olmaya çalışayım dersen, o vatandaşın gönlünden düştüğün yere geri gelemezsin.
Ama bunları yaptığın zaman vatandaşın bir de gözünden düşersin. Gönlünden düşenin gönüne girmek için imkanı olur.
Ama bunları yapan vatandaşın gözünden düşerse bir daha vatandaşın gözüne girmenin imkanı yoktur. Ve vatandaşın gözünden düşen çok yakın zamanda vatandaşın önüne konulacak ilk sandıkta iktidardan da düşecektir. Bunu hep birlikte göreceğiz. Bu sürekli Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borçlarından bahsediliyor.
"SGK'YA KİMİN BORCU VAR?"
Bu borçların toplamı 100 TL. Bu paranın 10 TL belediyelere ait. Bu 10 TLde içinde Ak Partilisi var, MHP’lisi var, DEM’lisi var, CHP’lisi var. Hepsi 10 TL. Toplam borç 100 TL. Bu 10 TL'nin başında kıyamet koparıp....
Sosyal Güvenlik Kurumuna kimin borcu var? Yukarıdan aşağıya bir açıkla bakalım. Bunu 6 ayda bir açıklamaları lazım. Yıllardır açıklamıyorlar. Nerede yandaş şirketler var, nerede bunların desteklediği, bütün ihaleleri verdiği şirketler var, bu şirketler vergi vermiyorlar
Sıfır matrah, 43 şirketleri var bunların. 36-37’si hiç vergi vermemiş geçen sene ve sigortaya da öldür Allah para ödemiyorlar.
Bugün sigortanın bütün belediyelerden, her partiden, bütün belediyelerden 10 alacağı varsa toplam 100 alacağı var. O 100’nun peşine düşeceğine buradaki 10’nun peşine düşüyor. Bu 10 borcu da geçmişte kendi belediyeleri yaptı.
Nasıl olsa Tayyip bey af çıkarıyor, yatırırsak boşu boşuna öderiz. Bu para dursun. Af çıkar. Faizi silinir, taksitlere bölünür diye hesap ettiler de yaptılar.
"ERDOĞAN'IN BU HAZIMSIZLIKLA..."
Şimdi yeniden af gelecek. Buradan söylüyorum. Tayyip Erdoğan, Ocak ayı içinde şirketlerin SGK borçlarının faizini silecek.
Eşit taksitlere bölecek. Sırf bundan belediye şirketleri yararlanmasın diye şimdi bu işe teveccüh ediyorlar, tenezzül ediyorlar. Bunun için biz bu işi en yakından takip ediyoruz. Önümüzdeki günlerde bunu yaptığında bütün Türkiye’de perdeyi açtığında karşısındaki duvarda görecek.
Yolda yürürken yolda görecek. Eline verilen afişte görecek. Bütün vatandaşlarımız Tayyip Erdoğan’ın nasıl bu hazımsızlıkla bu güzel hizmetleri engellemek için, bu yatırımları engellemek için, Ekrem başkanın yaptığı işleri engellemek için bu işlere kalkıştığını her yerde görecek.
Ama esas esas şunu asla ve asla unutturmayacağız. Tayyip Erdoğan iktidara geldiğinde şuradan beni dinleyen emekli ablam aldığı en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alıyordu 8. Şimdi aldığı en düşük emekli maaşı 12.500. 2,5 tane çeyrek altın alıyor. Tayyip bey geldiği günden bugüne her ay 5,5 çeyrek altın kaybı var onun.
Asgari ücretli kardeşim Tayyip Erdoğan geldiğinde 7 çeyrek altın alabiliyordu asgari ücretle. Şu anda 3 çeyrek altın alabiliyor. Yani her ay 4 tane çeyrek altın kayıp.
Sancaktepelilere soruyorum. Şuradan karşıdaki kuyumcudan gitseniz bir çeyrek altın alsanız, bunu cebinize katsanız, eve gidip baksanız ki düşürmüşsünüz. İnsanın aklı çıkmaz mı? Ne yapar? Gezdiği yerlere bakar, nerede düşürdüm bunu diye. Bakın bir emekli değil, her emekli. Bir çeyrek altın değil, 5,5 çeyrek altın.
"DÖRT ÇEYREK ALTIN KAYIPTA"
Bir sefer değil, her ay kaybediyor. Bir işçi değil, her işçi. Bir sefer değil, her ay, bir çeyrek değil, 4 çeyrek altın kayıpta. Bir taneyi kaybeden gidip nerede düşürdüm diye arar ya. Her ay bunu kaybedenler nerede düşürdülerse bu altınları gidip orada bulacaklar.
Bu altınlar bir seçim sandığında kaybedildi, bir seçim sandığında bulunacak. Bir seçim sandığında bulunacak ve geri alınacak. Buradan, buradan çağrımızdır. Buradan çağrımızdır. Emekli maaşı mutlaka ve mutlaka asgari ücrete denk olmalıdır şimdilik.
2002 yılında en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretli. Şu anda 0.7 asgari ücret. Eskiden asgari ücretin 1,5 katıydı. Şimdi asgari ücretin neredeyse 2/3’ü kadar. O yüzden emekliye geçim haktır ve bir asgari ücret şarttır. Ayrıca asgari ücret belirlenmesi için toplandılar.
Diyorlar ki, asgari ücrete zam yaparsak enflasyon artar. Hayatımda bu kadar büyük bir yalan görmedim. Geçen yıl 17.000’lik asgari ücreti bir yıl boyunca bir kuruş zamlamadılar. Seçimden önce diyorlardı ki 3 kere zam yapacağız. Bir kere bile zam yapmadılar asgari ücrete.
Ne oldu? Enflasyon yüzde 50 oldu. Asgari ücreti arttırmamakla enflasyon baskılansa geçen sene bu enflasyon olmazdı. Asgari ücretin enflasyona katkısı, yüzde 1 asgari ücret arttırırsan binde 0.7 enflasyona katkısı var.
Yani hiç alakası yok. Ama sırf bu emekçinin cebinden çalmak için böyle bir yalan uyduruyorlar. Onun için biz asgari ücretliye TÜİK’in yani Tayyip Erdoğan’ı üzmeyen istatistik kurumunun verileriyle değil, gerçek asgari ücretlinin enflasyon rakamıyla zam istiyoruz."