CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
AKP KADINLARI KORUYAMIYOR
-Faili ve katledilen kadınlar arasındaki ilişkiyi magazinleştiren bir dil kullanılıyor. Ülkemiz nasıl bu hale geldi. Bu iktidar kadınları eşit görmüyor, koruyamıyor. AKP'nin kadınları hedef alan projelerinin en büyüğü İstanbul Sözleşmesi'nden tek kalemden çıkmasıdır.
-Türkiye'nin adıyla anılan sözleşmeden Erdoğan'ın imzasıyla çıkıldı. Tayyip ben devleti kadınların ve çocukların arkasından çekti. Failler dedi ki 'Şiddet artık herkesin karşı çıktığı bir şey değil, girsem de kıravatı takarım iyi halden yargılanırım. Devlet bey bir mafya lideri için gider ricada bulunur. Hapishaneler boşalır, ben de araya karışırım' dediler.
-İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldığında AKP'li vekillerin ne kadar üzüldüğünü biliyorum. Ama kadınları sadece Aile Bakanı olarak gören, kadının yerini ev diye gören anlayış Türkiye'ye bunu yaptı.
ERDOĞAN HÜDA-PAR'A VERDİĞİ SÖZÜ TUTTU
-Erdoğan seçimden önce çok söz verdin. Emekliye, depremzedeye söz vermişsin. Tuta tuta Hüda Par'a verdiğin sözü tuttun.
-Çıktı dedi ki 'İsrail'in bir sonraki hedefi biziz'. Sonra arkasını dönüp gitti. Soruyoruz böyle bir tehlike var mı? Bunun akla yakın bir tarafı yok. Kendisini davet ettik. 'Gel anlat' dedik. Kendi gelmedi, iki bakanını yolladı. Gelip anlatacaklar birazdan.
-Bu toplantıda anlatılanlar 10 yıl konuşulamayacak. Ama içeride konuşulmayanları ifşa ederiz.
-'Açsınız ama İsrail saldıracak arkama geçmelisiniz' diyorsan, gel anlat dedik. Ama sadece "tehdit büyük" diyeceksen kimse bu numarayı yutmaz. O hesaba teslim olmayacağız. Bu ülkenin gerçek sorunlarını kimseye örttürmeyiz.
-7 Ekim akşamı Hamas'ın İsrail'i saldırmasını kınadık, terör eylemi dedik. Sivillerin üzerine attılar. İsrail kendini savunmak için katliam yapıyor. 47 bin kişiyi öldürdü.
-Bağımsız Filistin bizim davamızdır. Türk solunun, Ecevit'in, Deniz Gezmiş'in davasıdır.
İSRAİL İLE TİCARET CAYIR CAYIR DEVAM EDİYOR
-Saldırılar Ekim 2023'te başladı. İsrail ile ticareti kes dedik. İnkar ettiler. Nisanda yazıyı çıkardılar "İsrail ile ticaret yasaklandı" diye. O güne kadar aylarca 90 milyar TL'lik mal satılmış. Bunun 20 milyarı savaş malzemesi.
-İsrail ile ticaret cayır cayır devam ediyor. İthalatta İsrail meyşınıyla ürünlerin 3. ülkelere satılıp gelmesi yasaklanmamış. Bu mal nereye gidecek sorusu yasaya konmamış. Türk gemilerinin İsrail limanlarına girmesi yasaklanmamış.
-Ey Erdoğan sen mi samimisin biz mi samimiyiz?
SENİN CEBİNE ELİNİ ATAN ERDOĞAN'DIR
-Cep telefonunu lüks diye gören şunu bilsin hamal, su tesisatçısı, elektrikçi, boyacı cep telefonuyla bulunuyor. Yoksulların buna erişimi işlerini de engelliyor. Türk Telekom devletin, Turkcell devletin, dünya devi Vodafon'la da anlaşmışlar 700 liralık faturayı 2 bin 300 liraya çıkarmışlar. Şimşek'in onayı yoksa Erdoğan'ın vardır. Senin cebine elini atan Erdoğan'dır.
-Eksi enflasyon beklediler yüzde 3 geldi. Dünyadaki 83 ülkeden yüksek. Enflasyonu tek haneye indirmek için masal bitmez. Enflasyonu eksi yapmadan fiyatlar düşmez. Bundan sonra ekonomi masamızın desteğiyle iş dünya, emek örgütleri ile ev hanımlarıyla, asgari ücretle çalışanlarla konuşmaya devam edeceğiz.
-Hatay'da 254 bin konut vereceğiz dediler. Yüz depremzedenin 96'ı çadırda ya da gurbette.
-Senete imza atmadan konut vermiyorlar, mafya gibi. Gazi'nin vasiyeti öyledir. Hatay onun milli meselesidir. Hatay bizim meselemizdir.
ERDOĞAN'I DERHAL ESAD İLE GÖRÜŞMEYE DAVET EDİYORUM
-Esad genel af ilan etti. İlan tarihinden önce işlenen suçlar sayılmayacak. "Türkiye'de geçici çalışma statüsü olanların oturma izinlerinin 3 yıla çıkarılmasına, istihdama katılmasına..." imza attı. Yani Suriyelileri istihdama katacağına bizim evladımızı kat. Biz Erdoğan gibi politikacılara karşıyız. Genel af da çıktı. Bizim yoksulumuz bize yeter. Erdoğan'ı derhal Esad ile görüşmeye davet ediyorum.
-2019'da YSK'ya suç işletti.
AHMAK DAVASI AÇIKLAMASI
Bu meselesinin özü İmamoğlu'na siyasi yasak getirmek değil, Türkiye'ye kendisini kimin yöneteceğini seçmeye yasak getirmektir. Mesele Türk milletine seçme yasağı getirmektir. Bu tip kumpasları çok gördük. Ama bu meseleyi tüm boyutları ile ele alıyoruz. Türkiye 2024 yılında seçmenin seçim hakkının elinden alınacağı bir ülke haline gelirse, bu ülkenin hukuk devleti olmaktan çıktığını tescillersiniz. Bu dava siyasi yasakla sonuçlansın en kötüsü önümüzde. Herkes aklını başına, ayağını da denk alsın.