Terkoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olduğu için milletvekili olamayan ve dokunulmazlığı kalkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 11 Eylül’de “Sanık: Kemal Kılıçdaroğlu” yazan tebligat gönderildiğini aktardı. Terkoğlu, “Tarihte ilk kez bir CHP genel başkanı sanık olarak tebligatla mahkemeye çağrıldı” diyere, yargılamanın 7 Mart 2024’te İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayacağını duyurdu.

SİYASİ YASAK VE HAPİS İSTENİYOR

26 Kasım 2014’te, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde, CHP İstanbul bölge toplantısı sırasında yaptığı konuşmadaki ifadeleri nedeniyle “kamu görevlisine alenen hakaretle” suçlanan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, 1 yıl 2 ay ile 2 yıl 4 ay arası hapsi isteniyor.

GEREKÇE 'HIRSIZ' İFADESİ

Terkoğlu, eski bakan Erdoğan Bayraktar’ın dilekçe vererek şikâyetçi olduğunu belirten Terkoğlu, “Talepleri arasında elbette siyasi yasak da var” diye ekledi belirtti. Gerekçe ise, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında geçen “hırsız” ifadesi.

Terkoğlu, “Kılıçdaroğlu hakkında 31 Ekim 2016 tarihinde iddianame hazırlanmış. Dokunulmazlığı kalkınca da kamu davası açılmış” dedi.

'HABERİ VERDİĞİMDE GENEL BAŞKANIN MUTLU OLDUĞUNA TANIK OLDUM'

Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, tebligatla ilgili şunları kaydetti:

“Dava açıldığı bilgisini genel başkana arz ettiğim sırada mutlu olduğuna tanık oldum. Davaya konu olan olguların tamamının ispatlanması talimatını verdi. İspat hakkı, Türk Ceza Kanunu’nun ve anayasanın verdiği bir hak. Yolsuzluk eleştirilerinin haklı dayanaklarını delil olarak mahkemeye sunacağız, 17-25 Aralık sürecindeki tapelerle ilgili bilirkişi incelemesi talebimiz var. Zaten eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın da ispat hususuna karşı çıkmayacağı dava dosyasında beyan olarak var. Dolayısıyla mahkemenin delilleri toplayacak olması, ses kayıtları hakkında bilirkişi incelemesi yapmak zorunda olması bizi mutlu etti. Bu dava yoluyla, 17-25 Aralık dönemindeki tüm yolsuzlukları ispat etme şansına sahip olacağız.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.

NE OLMUŞTU?

“Kılıçdaroğlu, o toplantıda şunları söylemişti: “17 ve 25 Aralık’ta Cumhuriyet tarihimizin en büyük yolsuzluğu oldu, gerçekleşti. Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Sonunda bir soruşturma komisyonu kuruldu. TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek mahkemeye başvuruyor. Diyor ki, komisyonla ilgili olarak yayın yasağı getirin. TBMM’de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirin, diyor. Ve mahkemeden karar çıkarıyor. Ne zamandan beri TBMM hırsızların hamisi konumuna geldi Sayın Cemil Çiçek, bunu bir açıklar mısın? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevi bu mudur? Senin görevin başka bir şey. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını korumaktır. Yayın yasağı getirerek kimlere arka çıkıyorsun sen?”