Karanlık Bulutların Ardındaki Gerçek: Pesimistlerin Dünyası

Abone Ol

Karanlık Bulutların Ardındaki Gerçek: Pesimistlerin Dünyası

Yüzlerindeki kasvetli ifade, omuzlarına çöken görünmez bir ağırlık gibidir. Henüz iki cümle bile etmeden, dünyanın en kötü senaryolarını sıralamaya başlarlar. Hava güneşli olsa bile, size yağmurun ne zaman başlayacağını sorarlar. İşte, karşınızda iki pesimist.

Ortaköy de, bir kafede karşılaşabilirsiniz. Ben pazartesi önüme gelen çayla ve börekle haftaya başlamaya çalışırken, onlar yan masada oturmuş, her yudumda daha da karamsarlaşıyordu.Biri önce, kahvesinin tadından şikayet etti. Ardından, öteki garsonun yavaşlığından, çok pişmiş, az pişmiş.

Arada geliyor telefonlar falan

Ayyyy napayımmm yaaa

Valla Öyleyim…sorma..

Yok yok yok sağol valla istemem….

Nerdeeee bizde şansmı var.

Hep böyle he :)))

Mesaj okumalar.

Ay buda varya, ben dedim sanki.

Offf yaaa.

Şiştim he.

Sosyal medya.

Ay bu da salakmı ne

Görgüsüzzz.

Oha be oha be

Aaa doğum günüymüş akşam arnavutköyde.

Ay ben hediyeye paramı verecem şimdi.

Karşı eküri.

Cık cık cık hep bi onay.

E sen şunu alacaktın bak.

Yok almam ya dursun para.

E ihtiyacın vardı 

Aman yok kalsın idare ederim.

Doğru doğru…

Nihayet, dünya meselelerine geldiklerin de kaçınılmaz bir sona ulaştılar: “Her şey daha kötüye gidiyor.”

Hesap..

Kuruş kuruş bölüşme.

Puan kullanmalar.

Kasa sırası kilit

Bide buna bak, bide şuna bak.

DOKTOR BU NE ?? :)))

Bu insanlar hep mi böyleydi, yoksa zamanla mı bu karanlık dünyaya adım atmışlardı? Onları sadece hayatın ağırlığı mı bu hale getirdi, yoksa bu bir tür savunma mekanizması mıydı? Çocukluk mu ? Yok olamaz öyle olsa ben yorganın altından çıkmayan bir adam olmuştum şimdilerde .Pesimistleri anlamak kolay değil. Herkesin pembe gözlüklerle bakmayı istediği bir dünyada, onlar kara gözlüklerinden vazgeçmiyor. Belki de karamsarlık, hayal kırıklığından korunmanın bir yoludur. Umut besleyenlerin düştüğü yerden pesimistler, zaten düşeceklerini bekleyerek ayağa kalkıyor.

Ben düşerim mesela sık sık, he bide artık motorum var gerçekten de düşerim artık. :)

Şaka bi yana.

Bu insanların hayatlarında dikkat çeken bir şey var: Her zaman bir son, her zaman bir felaket kapıda. “İyi bir şey olsa bile uzun sürmez,” diyorlar. Olası en kötü senaryoya karşı kendilerini hazırlıyorlar. Peki, haklılar mı? Belki evet, belki hayır. Ancak, bu bakış açısının onları nasıl bir çıkmaza soktuğunu da göz ardı etmemek gerek. 

Her olayı felaketle ilişkilendiren bir zihin, zamanla sadece karanlığı görmeye başlar. Oysa, hayat gölgelerle dolu olsa bile, arada ışık huzmeleri de vardır.

Tamam bende hayalperestim kabul.

Ama böyle mutluyum.

Para kazanmaya çalıştığım her dal,olumsuz en ufak bir sosyol olayda duruyor.

Pesimistleri yargılamak kolay çoook olabilir, ama onları anlamak bir sanattır. Kim bilir, belki onlar yalnızca bizim göremediğimiz şeyleri görebiliyordur. Ya da belki de onların sürekli kötüyü bekleme hali, bizi harekete geçiren, daha iyisini aramaya iten bir güçtür. Pesimistleri değiştirmek değil, belki de onlarla yan yana yürümeyi öğrenmeliyiz. Sonuçta, hayat sadece siyah veya beyaz değil; gri tonlarda, ikisinin arasında bir yerde.