Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreteri Suat Yıldız, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA), Avrupa Birliği’nin (AB) finansal desteği ve TBB ortaklığı ile uygulanacak “Kadın Dostu Kentler 3” programının imza töreninde; “Programın kadınların şehirlerdeki yaşam kalitesinin artırılması, iş gücüne katılımının teşvik edilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına önemli bir başlangıç olduğu inancındayım” dedi. UNFPA Türkiye Temsilcisi Mariam A. Khan ise “25 belediyenin oynayacağı öncü rol ile hem kadın-erkek eşitliği çerçevesinde önemli bir katkıda bulunacak hem yerelde eylem planları oluşturulacak hem sistemler ve mekanizmalar geliştirilecek ve bu suretle de uzun soluklu etkiler ortaya konulacak” diye konuştu.
UNFPA’nın AB finansal desteği ve TBB ortaklığı ile 25 şehirde hayata geçireceği “Kadın Dostu Kentler-3” programı çerçevesinde AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski, UNFPA Türkiye Temsilcisi Mariam A. Khan, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreteri Suat Yıldız ve Dışişleri Bakanlığı’nı temsilen AB Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan’ın katılımıyla TBB’de imza töreni yapıldı. Tören öncesi konuşan TBB Genel Sekreteri Yıldız, bu önemli adımın kadınların şehirlerdeki yaşam kalitesini artırmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmek için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “TBB olarak Türkiye'deki tüm belediyeleri temsil ediyor ve onların hak ve menfaatlerini korumayı amaçlıyoruz. Belediyelerimizin yurt içi ve yurt dışında temsil edilmesi, uluslararası ilişkilerinin desteklenmesi ve belediyeciliğin geliştirilmesi için çeşitli eğitim, danışmanlık ve teknik destek hizmetleri sunuyoruz” dedi.
“Kadın Dostu Kentler Programı’nın bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz”
Yerel yönetimlerin kapasitesini artırmaya çalıştıklarını ve belediyelerin hem yurt içinde hem yurt dışında gerçekleştirdikleri proje ortaklıklarını değerli bulduklarını ve projelerine destek verdiklerini söyleyen Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:
“Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda belediyelerimizin daha kapsayıcı ve adil hizmetler sunabilmesini destekleyen Kadın Dostu Kentler Programı’nın bir parçası olmaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Bu programın kadınların şehirlerdeki yaşam kalitesinin artırılması, iş gücüne katılımının teşvik edilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına önemli bir başlangıç olduğu inancındayım. Bu program, sadece kadınlara yönelik hizmetleri değil, aynı zamanda kentin tüm sakinleri için daha adil, güvenli ve eşitlikçi yaşam alanları inşa etmeyi de hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşabilmek için TBB olarak ulusal ve uluslararası iş birlikleri kurmanın önemine inanıyoruz. Bu değerli ortaklıklar, daha eşitlikçi, erişilebilir ve güvenli şehirler yaratma hedefimizde bize ilham vermeye devam etmektedir. Biz de bu tecrübelerimizi belediyelerimize aktarmaya devam edeceğiz.”
“Kadın-erkek eşitliği çerçevesinde önemli bir katkıda bulunulacak”
UNFPA Türkiye Temsilcisi Khan, kadın dostu kentler vizyonu çerçevesinde hareket etmenin hem Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının hem TBB’nin hem de program kapsamındaki şehirlerin gelişimine önemli katkılarda bulunacağını kaydetti. Projenin önceki iki aşamasında önemli başarılar elde edildiğini anımsatan Khan, “TBB gibi bir ortak birlikte çalışmak, ulusal sistemleri güçlendirir ki bu da kalıcı değişimlerin sağlanması için tek sürdürülebilir yoldur. 25 belediyenin burada oynayacağı öncü rol ile hem kadın-erkek eşitliği çerçevesinde önemli bir katkıda bulunacak hem yerelde eylem planları oluşturulacak hem sistemler ve mekanizmalar geliştirilecek ve bu suretle de uzun soluklu etkiler ortaya konulacak. Herkese çok teşekkür ediyorum. Çünkü değişimi, zihniyet değişikliğini, davranış değişikliğini ve tutum değişikliğini ortaklık ve diyalog yoluyla gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
“IPA kaynakları, işbirliğini sürdürmenin en önemli araçlarından bir tanesi”
AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Özcan, bir aday ülke olarak Türkiye’nin AB ile birçok farklı alanda işbirliği şeklinde çalışmalarına devam ettiğini belirterek, Katılım Öncesi Mali Yardım (IPA) kaynaklarının, söz konusu işbirliğini sürdürmedeki en önemli araçlardan biri olduğunu söyledi. AB-Türkiye ile uyum içerisinde çalıştıklarını kaydeden Özcan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu alanda özellikle yerel yönetimlerimizin farklı konularda kapasitesinin güçlendirilmesiyle ilgili TBB ile yakın çalışma içerisindeyiz. Daha önce şehir eşleştirme, vatandaş katılımı, sivil katılım gibi konularda projelerin çalışmasına başlamıştık. Bugün de Kadın Dostu Şehirler adı altında BM Nüfus Fonu ile TBB’nin beraber yürüteceği çok önemli bir projenin başlangıcını yapıyoruz. Katılım Öncesi Mali Yardımı’nın sivil toplum sektörü altında yaklaşık 5 milyon euro bütçeyle yürütülecek bu proje kapsamında 25 şehrimizde kadın dostu ya da kadın-erkek eşitliğiyle ilgili konularda hem kapasite gelişimi hem de belli hizmetler konusunda altyapının oluşturulması konusunda destek verilecek.”
“Proje yerel, siyasi belediyeler ve sivil toplum örgütleri arasındaki diyaloğun güçlendirilmesine yardımcı olacak”
AB-Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Ossowski ise konuşmasında üç hususa değindi. Ossowski şunları söyledi:
“İlk olarak, Türkiye'deki 25 belediye ile toplumsal cinsiyet politikasının ana akımlaştırılması, kadın hakları ve kadınların yerel düzeyde güçlendirilmesi gibi önemli bir projede işbirliği yapmamız son derece önemli.
İkinci bir husus da TBB’deki belediyelerin bu toplumsal cinsiyet ana akımlaştırmasını kendi yerel yönetimlerine, yerel politikalarına entegre etmeye hazır olduklarıdır. Bu, örneğin bütçe planlaması, sosyal hizmetlerin planlaması ve sosyal hizmetleri planlanması ve uygulanmasında belediyelerin çalışmalarının bir parçası olacak. Bu belediyelerin gerçekten gösterdiği büyük bir çaba ve biz de bunu desteklemekten mutluluk duyuyoruz.
Üçüncü olarak da bu projenin yerel, siyasi belediyeler ve sivil toplum örgütleri arasındaki diyaloğun güçlendirilmesine yardımcı olacağının altını çizmek istiyorum ki bu da çok önemli. Çünkü bu aynı zamanda yaşayan yerel demokrasilerin, özellikle de kadın ve kız çocuklarının haklarının desteklenmesine odaklanılması ve sivil toplum ile yerel belediyeler arasındaki diyalektik sürecin günlük çalışmalara entegre edilmesiyle vatandaşlar ve yerel belediyeler arasındaki etkileşimin bir ifadesi olacaktır.”