Cemaat ve tarikatlar baştan aşağı tüm ülkeyi kuşatmış durumda. Okullardan kışlalara hastanelerden sokaklarımıza kadar her köşe başını tutuyorlar. İktidardan aldıkları güçle palazlanan cemaatlerin en büyük örgütlenme, gelir sağlama aracı ise vakıf ve dernekleri. Hatta bu vakıf ve derneklerin sayısı o kadar fazla ki listesini, haritasını çıkarmak dahi mümkün değil. 

Asıl mesele ise gericilerin bu vakıf ve dernek örgütlenmesine neden bu kadar önem verdiği… Yanıtı çok basit, ticaret dışı gelirlerinin büyük bir kısmını vakıf ve derneklerde bağış adı altında legalleştiriyorlar. Mesela depremlerde para topladılar ve son günlerde Gazze için para topluyorlar. Yani toplumda infial uyandıran ne kadar afet ve çatışma varsa hepsini para kaynağı olarak görüyorlar. 

Birgün'den İsmail Arı'nın özel haberine göre, bunların dışında kurban, zekât ve fitre adı altında da para topluyor. Bu yolla dernek ve vakıflarına oluk oluk para akmasını sağlıyorlar. Her yıl Ramazan döneminde, Kurban Bayramı’nda büyük bağış kampanyaları yürütüyorlar.  

ÖZEL PARA TOPLAMA İZİNLERİ VAR

2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’na göre kişiler ve kuruluşlar, yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamıyorlar. Ancak, İçişleri Bakanlığı’nın önerisi üzerine Cumhurbaşkanı’nın onayı ile özel bir izin veriliyor. Bugüne kadar da 50 dernek ve vakfa izinsiz para toplama hakkı, yani bu özel izin verildi. Bu sayede özellikle cemaatlerin dernek ve vakıfları devletten izin almadan diledikleri gibi para toplayabiliyor.  

KAMU KAYNAKLARINI SÖMÜRÜYORLAR

Ülke genelindeki 363 dernek “Kamu yararına çalışan dernek” statüsünde. Bu statünün dernekler için faydası ise şu şekilde açıklanıyor: “Bu statüye sahip olan dernekler, vergi muafiyeti, bağış toplama kolaylığı, kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği yapma imkânı gibi pek çok avantajdan yararlanabilirler.”  

Yani bu statüye sahip yapılar hem vergiden muaf hem de çeşitli protokoller ile kamu kaynaklarını sömürüyorlar. Tahmin edileceği üzere cemaatlerin dernekleri de bu statüde. İsmailağa Cemaati’ne bağlı İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı, Işıkçılar Cemaati’nin İhlas Vakfı ile AKP’ye yakınlığıyla bilinen Yeni Dünya Vakfı, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı da vergi muafiyeti alan vakıflar listesinde yer alıyor.  

Menzil milyonlarca lirayı Semerkand ile Serhendi Vakfı aracılığıyla yönetiyor. Ayrıca cemaatin Nezir Derneği ve Türkiye Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği yani kısa adıyla TÜMSİAD’ı da var…

BİR DERNEKLE 250 MİLYON TL 

Örneğin Menzil’in en büyük kuruluşlarının başında Beşir Derneği geliyor. Derneğin gelirinin 2015 yılında 24.684.000 TL olduğu açıklandı. Her geçen yıl derneğin geliri katlanarak arttı. 2022 yılına gelindiğinde ise derneğin yönettiği para 247.141.000 TL’yi buldu. Bu bütçe ülkedeki birçok belediye ve kamu kurumunda dahi yok.  

AKP iktidarının her türlü kolaylığı sağladığı Beşir Derneği’ne Bakanlar Kurulu’nca 22 Nisan 2013 tarihinde “kamu yararına çalışan dernek statüsü” verildi. Bu da yetmedi, AKP’li Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı döneminde bir başka kolaylık daha sağlandı. İçişleri Bakanlığı’nın 15 Aralık 2017 tarihli yazısı üzerine, Beşir Derneği’ne Bakanlar Kurulu’nca, 8 Ocak 2018 tarihinde “izin almadan yardım toplama hakkı” verildi. Ancak dediğim gibi bu sadece bir örnek…  

Mesela, Menzil milyonlarca lirayı Semerkand ile Serhendi Vakfı aracılığıyla yönetiyor. Ayrıca cemaatin Nezir Derneği ve Türkiye Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği yani kısa adıyla TÜMSİAD’ı da var…  

Tablonun büyük kısmına bakıldığında aslında bunlar çok küçük örnekler. Mesela İsmailağa Cemaati’nin de onlarca vakfı var; cemaatin vakıflarından biri de Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı. Vakfın ülke genelinde 16 medresesi bulunuyor. Vakfın internet sitesindeki fetva bölümünde ise çocukların evlendirilebileceği ve ergenlik çağından küçüklerin dahi evlenebileceği savunuluyor. Çocuk evliliğini savunan bu vakfa Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, bu ayki Belediye Meclis toplantısında yeni bir medrese arazisi tahsis etmek için yetki aldı.  

AVRUPA BİRLİĞİ'NDEN HİBE ALDILAR 

Saymakla bitmeyecek kadar çok örnek var… Bir başka örnek: İsmailağa, Avrupa Birliği’nden hibe dahi alıyor. Kısa süre önce İsmailağa Cemaati’nin Yavuz Sultan Selim Gençlik Derneği, “İslamofobiyle mücadele” için AB’den 31.455 Avro hibe almıştı. 

Kılıçdaroğlu'ndan 29 Ekim paylaşımı: Cumhuriyet tek adamların değil demokrasinin kalesidir Kılıçdaroğlu'ndan 29 Ekim paylaşımı: Cumhuriyet tek adamların değil demokrasinin kalesidir

Özetle, cemaatler vakıf ve dernek işlerini seviyor. Çünkü rahat rahat para toplayabiliyorlar ve vergi de ödemiyorlar. Kamu kurumları ile protokoller imzalıyorlar, belediyelerinin arazilerine, binalarına çöküyorlar. Vakıf ve dernekler bu karanlık yapıların legal yüzü ve kamu kaynaklarına ulaşmalarını sağlayan çok önemli bir araç…