Gündem

Hizbullah'ın siyasi uzantısı HÜDAPAR'dan bölücü talep: Kürtçe, ikinci resmi dil olmalı

Hizbullah'ın siyasi uzantısı HÜDAPAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Kürtçenin ikinci bir resmi dil olması gerektiğini söyledi.

Abone Ol

Hizbullah terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Hüda-par’ın Genel Başkan Yardımcısı Halef Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükmüyle korunan ilk 4 maddesini hedef alarak taleplerini açıklamıştı. Yılmaz’ın ardından, Hüda-par Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı da partisinin taleplerini duyurdu.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu başkanlığındaki parti heyeti, Irak’ta bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Ramanlı, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nde yaptığı ziyaretler kapsamında katıldığı bir canlı yayında anayasa tartışmaları hakkında konuştu.

"KÜRTÇE İKİNCİ DİL OLMALI"

Taleplerinin özerklik veya federasyon olmadığını ileten Ramanlı, “İlk günden beri yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söylüyoruz. Çünkü mevcut anayasa milletimizin örfüyle, adetiyle, kültürüyle ve inancıyla barışık bir anayasa değil. Kürtlerin varlığı kabul edilmeli ve tanımı yapılmalı. Kürtçenin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi gerektiğini inanıyor ve söylüyoruz.” ifadelerini iletti.

(Cumhuriyet)

"CUMHURİYET REJİMİNİ HEDEF ALAN BİR SÖYLEM"

Cumhuriyet’in aktardığına göre, anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Ramanlı’nın taleplerini değerlendirerek bu isteklerin anayasada düzenlenen “yurttaşlık” tanımını aştığını ifade etti. Boyunsuz, konuya ilişkin, “Bu istek mevcut anayasadaki millet tanımını aşıyor. HÜDA PAR, laik ve üniter cumhuriyet yapısını ilgilendiren taleplerde bulunuyor. Bu tamamen cumhuriyet rejimini hedef alan bir söylem” ifadelerini kullandı.

GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HALEF YILMAZ NE DEMİŞTİ?

Hüda-par Genel Başkan Yardımcısı Halef Yılmaz, yeni anayasa tartışmaları hakkında, "Mesele, laiklik adı altında milletimizin dini olan İslam'a düşmanlığa sebep olan bütün yanlışların düzeltilmesidir. İlk 4 maddenin bundan istisna tutulması meseleyi çözecek midir?" ifadeleriyle laikliği hedef almıştı.

"12 Eylül darbecilerinin dayatmalarının hâşa vahiymiş, Allah kelâmıymış gibi kutsal ve dokunulmaz görülmesi akıl, inanç ve bilim zaviyesinden nereye oturtulacaktır? Aksi takdirde ne düzeltilmiş olacak? Neyi değişecek? Neresi yeni olacak? Neye çâre olacak? Niye değişecek?” ifadelerini kullanan Yılmaz, Kemalizm’i de hedef alarak "Mesele; bu millete dayatma ile hile ile çökmüş olan batıl bir ideolojinin ve kişilerin ilahlaştırılması yanlışının sonlandırılarak, bir asırdır milleti batıya gönüllü kul köle yapmaya çalışan ve batının teknik ve ilerlemesini değil, sapıklık ve batıl kültürünü taklit eden Kemalizm zihniyetinden anayasanın arındırılmasıdır" söyleminde bulunmuştu.