Alkol tüketimi genellikle insanlara özgü bir alışkanlık olarak düşünülse de, Exeter Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, bu alışkanlığın hayvanlar arasında sanılandan çok daha yaygın olduğunu gösteriyor. 

DOĞAL ALKOLÜN VARLIĞI 

Doğal ortamlarda alkolün varlığı oldukça eskiye dayanıyor. Çiçekli bitkiler yaklaşık 100 milyon yıl önce doğal olarak fermente olan meyveler ve nektarlar üretmeye başladı. Bu fermente gıdalardaki alkol oranı genellikle düşük seviyelerde (%1-2) olsa da, bazı tropikal meyvelerde alkol oranı olgunlaştıkça %10’a kadar çıkabiliyor.

HAYVAN TÜRLERİNİN ALKOL TÜKETİMİ

Araştırma, alkol içeren gıdaları tüketen memelilerden kuşlara, böceklerden daha farklı türlere kadar geniş bir yelpazeyi gözler önüne seriyor. Örneğin, kalem kuyruklu ağaç fareleri düzenli olarak fermente nektar tüketse de sarhoşluk belirtisi göstermiyor. Öte yandan, meyve sinekleri gibi bazı böcekler ilginç davranışlar sergiliyor: Dişi sinekler etanol içeren ortamlara yumurta bırakırken, erkek sinekler reddedildiklerinde alkole yöneliyor.

AKOM'dan İstanbul'a üst üste uyarı: Fırtına ve kuvvetli yağış AKOM'dan İstanbul'a üst üste uyarı: Fırtına ve kuvvetli yağış

TÜRLER ARASINDA ALKOL TOLERANSI FARKLILIĞI

Fermente gıdaları düzenli olarak tüketen hayvanların, vücutlarının etanole karşı yüksek tolerans geliştirdiği gözlemlendi. Ancak alkolle sık karşılaşmayan hayvanlar için durum farklı. Örneğin sedir balmumu kuşları fermente meyveler yedikten sonra çitlere veya yapılara çarpabiliyor. Ayrıca, araştırmacılar doğu eşekarılarının %80 etanol çözeltisini herhangi bir olumsuz etki olmadan tüketebilen nadir bir tür olabileceğini belirtiyor.

İNSANLARIN ALKOL TÜKETİMİNE DAİR YENİ BULGULAR

Bu araştırma, erken dönem insanların alkol içeren gıdaları tüketme alışkanlığını nasıl geliştirdiğine dair yeni bilgiler sunabilir. Hayvanların alkol tüketiminde evrimsel faydaların olup olmadığını inceleyen araştırmacılar, etanolün enerji açısından zengin bir kaynak sağladığını ve uzun süre maruz kalmanın, bazı türlerde gösterilen yüksek toleransı açıklayan adaptasyonlara yol açabileceğini düşünüyor.