ÇOCUK İSTİSMARI SUÇU

Çocuk istismarı suçunun Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmiş bir suç olduğunu ifade eden Karataş, çocuk denilen kavramın aslında ceza hukukunda farklı gruplarda değerlendirildiğini şu sözlerle ifade etti:

"9-12 yaş grubu, 12-15 yaş grubu, 15-18 yaş grubu diye üç grup çocuk var. 15-18 yaş grubunda, rızaya dayalı cinsel ilişki diye bir olgu var. 15-18 yaş grubunda değilse zaten rızaya bakılmaz bile. Rıza varsa bile suçtur. Fakat bu suçun adı cinsel istismar suçu değildir, reşit olmayanla cinsel ilişki suçudur. 18 yaş altı bütün çocuklarda cinsel ilişki suçtur. Eğer çocuk 12 yaşından küçükse ceza 10 yıldan az olamaz. Ve çeşitli hafifleştirici, ağırlaştırıcı sebepleri var. Suçun failinin de çocuk olması apayrı bir başlık. "

"PEDOFİLİ BİR KILIF"

Pedofilinin bir hastalık olduğunu söyleyen Karataş, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Önüme gelen vakalardan da gördüğüm üzere; eğer çocuk istismarlarının failleri pedofili olsaydı bu ülke binlerce pedofiliden oluşuyor. Dolayısı ile pedofili bir kılıf. Çocuk istismarı meselesi toplumsal bir mesele. Bu aslında kendisini sadece cinsel istismar olarak göstermiyor. Çocuklar, duygusal olarak da, fiziksel olarak da istismar ediliyorlar. Esas çalışılması gereken konu; çocuğun yerinin yükseltilmesi."

CİNSEL SALDIRI SUÇU İLE CİNSEL TACİZ SUÇU ARASINDAKİ FARK NE?

Kanunlarda cinsel saldırı suçu ve cinsel taciz suçu olduğunu vurgulayan Karataş,  "Herhangi bir temas varsa bu cinsel saldırı suçudur. Cinsel taciz suçunda ise hiçbir temas yoktur. Sizi soyunmaya zorlarsa, cinsel içerikli mesaj atarsa, cinsel organını gösterirse, laf atarsa bu cinsel taciz suçudur. Fakat çocukların mağdur olduğu durumlarda böyle bir ayrım yok, her şekilde cinsel istismar suçu olarak değerlendirilir" dedi.

SAADET ÖĞRETMEN DAVASI

Avukat Karataş, Saadet Öğretmen Davası'nı şu şekilde özetledi: 

"Bir köy okulunda senelerdir istismara maruz kalan çocukların ortaya çıkarılması Saadet Öğretmen'in o köye atanması neticesinde ortaya çıkıyor. İzmir'in bir ilçesine vekil öğretmen olarak atanıyor ve orada hikayenin absürdlüğünü farkediyor. Okul müdürünün çocuklarda yarattığı korkuyu, o çocukların bir şeyler gizlediğini farkettikçe üstüne gidiyor, bir sürü delil buluyor. Ve susmuyor. Çocuklar da susmuyor, Saadet Öğretmen de susmuyor. Çocukların aileleri ile görüşüyor ve ailelerden de hikayenin ne kadar geçmiş olduğunu öğreniyor. O kişinin senelerdir yaptığı şiddetin ne kadar katmanlı, ne kadar eskiye dayanan bir boyut olduğunu görüyor. Kamuoyunun da desteği ile o sanık hakettiği cezayı alıyor. Saadet Öğretmen Davası, çok sembolik bir dava. Türkiye'deki çocuk istismarı gerçeğinin somutlaştığı, insanların konuşmaya başladığı bir dava. Saadet Öğretmen Davası bu derneğin oluşmasına vesile oldu."