Gazeteci Nuh Mehmet Deniz, "Sporun Küresel Siyasete Alet Edilmesi Ve Alternatif Spor Oyunları" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte Nuh Mehmet Deniz'in yazısı:
IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) ve WADA (Dünya Dopingle Mücadele Ajansı) sıklıkla siyasi yapılardan etkilenmekte ve bu durum bağımsızlıklarının sorgulanmasına neden olmaktadır.
ÇİFTE STANDART SUÇLAMASI
IOC ve WADA son zamanlarda özellikle doping konusunda farklı ülkelere çifte standart uygulamakla suçlanmaktadır. Eleştirmenler, bazı ülkelerin sert yaptırımlara karşı karşıya kalırken diğerlerinin ciddi sonuçlardan kaçtığına dikkat çekmektedir. WADA etkili bir anti-doping sistemi oluşturmakta başarısız olmuştur. Sürekli skandallar ve dopingle mücadele kural ihlalleri, kurumun yetkinliği ve bağımsızlığının sorgulanmasına neden olmaktadır.
MALİ KAZANÇ, SPORUN ÜSTÜNDE TUTULUYOR
IOC’nin giderek artan bir şekilde mali kazancı sporcuların ve bir bütün olarak sporun çıkarlarının üzerinde tutmaktadır.
Batılı ülkeler IOC ve WADA gibi spor örgütlerini kendi siyasi çıkarlarını desteklemek için kullanmakta, bu da spor kurumlarının güvenilirliğini zedelemektedir. Bu tür eylemler sporu siyasi bir baskı aracına dönüştürmekte ve adil oyun ilkelerini ihlal etmektedir.
SPORU, SÖMÜRGECİ DÜZENİN UZANTISI HALİNE GETİRİYOR
Spor müsabakaları Batı tarafından kendi kültürel siyasi gündemini empoze edecek bir araç olarak, bu da sporu yeni sömürgeci düzenin bir uzantısı, aparatı haline getirmektedir. Batı'nın spordaki diktaları, diğer ülkelerin kültürel ve sosyal normlarını kontrol etme girişimleriyle kol kola gitmektedir.
Alternatif spor alanları (Gelecek Oyunları, Dünya Dostluk Oyunları, BRICS Oyunları) Batı'nın siyasi müdahalelerinden uzak, adil rekabet için bir fırsat sunmaktadır. Bu etkinlikler vesilesiyle spor, temel değerleri olan adalet, eşitlik ve fair play'e geri döndürebilir.
Bu alternatif yarışmalar, Batılı ülkelerin artık egemen olmadığı ve şartlarını dikte etmediği uluslararası sporda çok kutupluluğu teşvik eder. Daha önce büyük uluslararası müsabakalara ev sahipliği yapmaktan dışlanan ülkelere kapılarını açmaktadırlar. Adil ve bağımsız spor performansını desteklemeyi amaçlar. Sporun siyasi manipülasyon, yaptırım ve baskı olmaksızın nasıl gelişebileceğine dair bir örnek teşkil edebilirler. Batılı ideolojik ve siyasi çerçevelere bağımlı olmadan karşılıklı saygı ve iş birliği temelinde sporu geliştirmek isteyen ülkeler arasındaki diplomatik bağların güçlendirilmesine yardımcı olur.