MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Öcalan, meclise gelip terörü lağvettiğini ve silah bıraktıklarını açıklasın’ çıkışı İmralı’dan gelen açıklamalar ile son buldu. Teröristbaşı Öcalan, Bahçeli’nin çağrısını söyleyerek, PKK’ya ‘örgütü lağvedin’ demişti. PKK ise şartlı olarak örgütü lağvedeceklerini açıklamıştı. Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan sürecin bu noktaya gelmesi ise dikkat çekti. Sürece ilişkin değerlendirmeler gelmeye başlandı.
FATİH ALTAYLI: DÖNÜŞÜN NEDENİ...
Ünlü gazeteci Fatih Altaylı ise dünkü ‘Saçmalama yarışmasının şampiyonu bir ülke’ başlıklı köşe yazısındaki ‘Dönüşün nedeni’ ara başlıklı bölümünde çarpıcı ifadelerde bulundu. Altaylı yazısında Bahçeli’nin geçmiş dönemlerdeki terör örgütüne verdiği tepkileri hatırlattı.
Altaylı’nın yazısında dikkat çeken bölüm ise şu şekilde;
Anlamıyorum, anlamıyorum, anlamıyorum. Kimse de anlatamaz. Öcalan 1999 yılında PKK’ya silahları bırakıp, kendini lağvetme çağrısı yaptığında MHP iktidar ortağı idi. Bu çağrının gerçekleşmesini sağlamak yerine hükümeti yıkmayı tercih etti MHP lideri. 2015 yılında benzer bir çağrı, üstelik terörün çok daha etkin olduğu bir dönemde, MHP lideri yine kürsülerden ip atıyor, teröristle pazarlık olmayacağını anlatıyordu. 2023 seçimleri öncesinde de MHP liderinin tutumu farklı değildi. Kürt sorunu denen meseleyi çözmek için yasal bir parti olan HDP ile görüşülebileceğini söyleyen CHP’ye sallıyor, CHP’nin iktidar olması halinde Öcalan’la pazarlık yapacağını, terör sevici dediği Selahattin Demirtaş’ın CHP tarafından serbest bırakılacağını iddia ediyordu. Ve kendini milliyetçi ve muhafazakar olarak tanımlayan bir kitle tarafından alkışlanıyor, CHP ise terörist ilan ediliyordu.
“NE DEĞİŞTİ DE MHP’NİN TAVRI DEĞİŞTİ?”
Şimdi bana birisi, MHP’den birisi, çıkıp anlatsın. Ne değişti de MHP’nin tavrı değişti? Tabii bundan daha önemlisi şu. MHP lideri teröre ve teröriste karşı tavrının yumuşamasını bir şekilde rasyonalize edebilir, bir kılıfa sokup anlatabilir. Ama CHP’nin HDP ile konuşmasını ihanet olarak görüp, MHP’nin hem PKK hem de yıllarca PKK’nın uzantısı olarak gördüğü parti ile uzlaşıp neredeyse Öcalan’ı özgür bırakacak olmasına sesini çıkarmayan ve bunu da alkışlayan kitlenin iki yüzlü sahte milliyetçiliğini kimse anlatamaz. İktidarların kendi politikaları veya üstlendikleri görev gereği ülkelerin geleceğini istedikleri gibi şekillendirmeye çalışmaları mümkündür.
“YA TSK’YA YA DA MHP’YE YAPTIRABİLİRLER”
Bunu cehaletle, bilgisizlikle değerlendirmek büyük hatadır. Dün, HDP’lileri ekrana çıkartmamasını, “Biz bölücüleri, terörle arasına mesafe koymayanları ekrana çıkartmayız” diyerek övünç vesilesi yapan eski mesai arkadaşım M. Akif Ersoy’un bugün HDP’lilerle kol kola girip Devlet Bahçeli’ye Nobel Barış Ödülü istemesini başka türlü değerlendirmek gerekir. Yıllar önce bir siyasetçi, “Türkiye kolay kolay bölünmez. PKK bu savaşı kazanamaz. PKK’nın buna gücü yetmez. Böyle bir şeyi ancak ya TSK’ya ya da MHP’ye yaptırabilirler” demişti. Galiba gün o gün.