Gazeteci Fatih Altaylı, Galatasaray'daki karaborsa bilet iddiasıyla ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
Sarı kırmızılı kulübün eski yöneticisi de olan Altaylı, kendi adını taşıyan internet sitesinde "Dürüst bir yönetim soruşturmayı kendi başlatırdı" başlıklı yazısında önemli iddialarda bulundu.
Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu'nun tüm camia tarafından aylardır konuşulan “bilet yolsuzluğu” meselesindeki sessizliğini koruduğuna dikkat çeken Altaylı, "Galatasaray Spor Kulübü’nün futbol takım maçı biletlerinin el altından karaborsaya satıldığı ve birilerinin bu işten haksız kazanç elde ettiği, hem kulübü zarara soktuğu, hem de vergi kaçırdığı iddiaları aylardır camia içinde konuşuluyordu. O kadar ki, mevcut yönetimin en büyük destekçilerinden biri bile kulüp genel sekreterine “Çok kötü kokular geliyor” demiş, konudan haberdar olduğunu sertçe hissettirmişti. Ancak yönetim içindeki bir ekip aldırış etmeden kulüp üzerinden para kazanmaya devam ettiler" ifadelerini kullandı.
"Olayın önce Divan Kurulu’nda Hayrettin Kozak tarafından gündeme getirilmesi, ardından benim bu meseleye değinmem sonrası ekipte panik başladı. Normal şartlarda “temiz” bir yönetim savcılığa soruşturma var mı diye sormaz, bu konunun soruşturulması yönünde talepte bulunur. Tabii yönetim içinden birileri de bu işin içinde değilse" diyen Altaylı, yazısına şöyle devam etti:
"Olması gereken Başkan’ın bu konuda bir soruşturma açması, Passolig ile de ortak hareket ederek bu meseleyi aydınlatmasıdır.
Ancak Başkan belli ki soyguncuların yanında durmayı tercih ediyor.
O zaman biz de sorularımızı sıralamaya başlayalım:
1. Kulübün bilet satışlarından ve kombinelerden sorumlu kişinin yardımcısı konumundaki Emircan’ın kulüpteki görevi bu konunun gündeme gelmesinden sonra niye aniden değiştirildi? Neden apar topar başka bir departmana kaydırıldı? Emircan adlı bu şahsın banka hesapları bir an önce incelenmeli. Çünkü kulüp içinden gelen bilgilere göre paralar bu kişinin hesabına aktarılıyor. Oradan paylaştırılıyor.
2. Kulüp yönetiminde önemli bir konumdaki bir kişinin şoförü olarak bilinen Ümit Bey’in banka hesapları acilen incelenmeli. Bu hesaba gelen paralar var ise bu paranın kaynağı soruşturulmalı.
3. Galatasaray’ın stadındaki kamera kayıtları incelendiğinde stat güvenlik odasının arka tarafındaki gizli bir oda dikkat çekecektir. Derbi maçlarının ve önemli maçların oynandığı günler bu odayı üç kişinin üs olarak kullandığı görülecek. Bu üç kişi Eray Yazgan, Alper Narman ve eski Adnan Oktar müridi Bora Bahçetepe. Kulüp çalışanlarının bana verdiği bilgiye göre kayıt dışı bilet operasyonu bu odadan idare ediliyor. Güvenlik kamerası kayıtları silinmeden bu kayıtların güvenceye alınması gerek.
Tüm bu yazdıklarım, kulüp çalışanları tarafından bilinen ve yönetim tarafından organize edildiği için içleri kan ağlayarak bunu izlemek zorunda kalan görevliler tarafından bana aktarılan bilgiler.
Tüm bunları ortaya çıkarıp soruşturması gereken yönetim kurulunun “temiz” üyeleri ise sessiz.
Ve bu arada bu rezaleti organize edenler şu anda harıl harıl savcı organize etmeye çalışıyorlar.
Kaçınılmaz hale gelen soruşturmanın hiç değilse Galatasaray Spor Kulübü üyesi ve bu işi kapatacak bir savcıya verilmesi için tüm siyasi güçlerini kullanıyorlar.
Bunun için Federasyon yönetiminde bulunun bir Galatasaraylıyı da devreye sokmaya çalışıyorlar.
Soruşturmanın Savcı A. A.’ya verilmesi halinde bu dosyanın kapatılacağını düşünüyorlar.
Ben ise bu meseleyi sonuna kadar takip etmekte kararlıyım.
Milyonlarca tertemiz taraftarın sevgisini ve ümitlerini, çıkar çetesine dönüşmüş bir taraftar gurubu ve üç beş hırsızın yemesine izin vermeyeceğim.
Bunlardan biri benim için “Bizden değildir” demiş.
Tabii sizden değilim.
Ne sapkın Adnan Oktar tarikatının üyesi oldum, ne de hırsız, karaborsacılarla işbirliği yaptım, ne de yöneticisi olduğum kulübü soydum, ne de kulübümün gizli transfer belgelerini sapkın tarikattan kankam olan rakip kulüp yöneticileri ile paylaştım.
Sizden olsam çok utanırdım."