Gündem

Eski AB Bakanı Egemen Bağış:"Türkiye reform sürecine yoğunlaşmalı!"

Eski Avrupa Birliği ve Devlet Eski Bakanı, Başmüzakereci, Büyükelçi Dr. Egemen Bağış, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine odaklanarak tam üyelik süreci için reformları yeniden başlatması gerektiğini kaydetti.

Abone Ol

Eski Avrupa Birliği Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış, ABD-AB gerilimi üzerinden Türkiye için tehditler ve fırsatları değerlendirdi. 

ABD'nin NATO'dan ayrılması durumunda Türkiye'nin ittifakın en büyük askeri gücü konumuna yükseleceğinin altını çizen Bağış, ABD'nin çekilmesi durumunda ittifakın güç kaybedebileceğini de söyledi. Bağış, Türkiye'nin reform sürecini yeniden başlatarak AB'ye tam üyelik sürecine odaklanması gerektiğini söyledi. 

Eski Avrupa Birliği ve Devlet Eski Bakanı, Başmüzakereci, Büyükelçi Dr. Egemen Bağış, İstanbul Aydın Üniversitesi Aydın Düşünce Platformunda yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Öncelikle ev sahipliği için IAU Mütevelli Heyeti Başkanı, ağabeyim Prof. Dr. Mustafa Aydın ve Platform Başkanı Prof. Dr. Hızır Tarık Oğuzlu’ya teşekkürlerimi sunuyorum. Bu masa etrafında bir araya gelen çok değerli dostlarımız ile keyifli bir beyin fırtınası yaşayacağımıza inanıyorum. 

Sunumumuzda, Trump sonrası çatırdayan ABD-AB ilişkileri bağlamında küresel gelişmeleri ve Türkiye’mizin bu süreçte karşı karşıya kaldığı tehditler, fırsatlar ve öncelikleri değerlendirmeye çalışacağız. 

Dünya çalkantılı bir dönemden geçiyor.

FETÖ ihanetleri nedeniyle yavaşlayan reform sürecini yeniden hızlandırmak ülkemizi AB sürecinde de NATO içinde de güçlendirir. Türkiye’nin uzlaştırıcı rolüne ABD’nin de, AB’nin de ihtiyacı var. Reformlar AB için değil, Türk insanının yaşam kalitesini artırmak için önemli."

Bağış, 2009-2014 süresi içerisinde kendisinin sorumluluğu döneminde atılan reform adımlarını 100 başlıkta özetledikten sonra bu değişikliklerin AB’yi değil, Türkiye kalkındırdığının örneklerini verdi.

"DÜNYADA AKİL LİDER AÇIĞI VAR"

Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde akil lider açığı var. Reagan’ın koltuğunda Trump, Kohl’un yerinde Scholz gibi yöneticiler bulunmakta.

Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor. 

Suriye’de yaşananlar ortada. 

Avrupa’da bir kargaşa mevcut. Almanya’da koalisyon görüşmeleri sürüyor. Fransa başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde ırkçılık artıyor. 

Trump’ın kapitalizm anlayışı, Amerikan şirketlerine yabacı devletlere rüşvet vermeyi dahi serbest bıraktı. 

ABD'den Hindistan'a "Rus savunma ürünlerini satın almama" çağrısı: ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, Hindistan'ı, Rusya'dan savunma ekipmanlarını satın almamaya çağırarak kendilerinin daha gelişmiş silahlar temin edebileceğini söyledi.

Türkiye açısından en hassasiyetle değerlendirilmesi gereken konu düne kadar yakın müttefiklerimiz olan ABD ve AB arasındaki çatlaklar. Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan geçen gün Financial Times’a verdiği mülakatta bunu “Cin şişeden çıktı” diyerek Amerika’nın Avrupa’yı terk etmesini değerlendirdi. Avrupa bu yeni süreçte “NATO ve Amerika yanımızda durursa ne ala ama dursa bile biz kendi güvenlik şemsiyemizi kendimiz kuracağız” dedi, ve önceki gün Avrupa Birliği güçlü bir karar aldı.

“FİKİRDAŞLIK” AB ÜYELİĞİYLE DEĞİL AVRUPA GÜVENLİĞİYLE İLGİLİ

Bu kararın ertesi günü, Avrupa“fikirdaş ülkeler zirvesi” düzenledi, online yapılan zirveye Türkiye adına Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Aynı zirvede Kanada, Norveç, İzlanda gibi NATO üyesi olup AB üyesi olmayan ülkeler de vardı. Yani “fikirdaşlık” AB üyeliğiyle değil Avrupa güvenliğiyle ilgiliydi.

Önemli bir jeo-politik kırılmaya tanıklık ediyoruz. Amerika’nın Ukrayna’yı yalnız bırakmasıyla başladı. Avrupa ABD’ye güvenini kaybetti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Avrupa’nın Rusya’ya karşı nükleer caydırıcılığa sahip olması gerektiğini söylemesi üzerine yeni bir tartışma çıktı.

ABD’nin olmadığı bir Avrupa savunmasında Avrupalı iki nükleer güç olan İngiltere ve Fransa’nın Rusya’ya karşı yeterli caydırıcılık üretip üretemeyeceğini tartışılır. Almanya hemen karşı çıktı çünkü Almanya, Fransa tarafından korunan bir ülke olmak istemiyor. 

"TÜRKİYE'Yİ ÇAĞIRMAMAK STRATEJİK BİR HATAYDI"

Fransa'nın etkili gazetesi Le Monde'a göre Türkiye zayıflayan Avrupa Birliği için artık "vazgeçilmez bir ortak" haline geldi. Gazeteye göre Paris'te yapılan Avrupalı liderler zirvesine Türkiye'yi çağırmamak stratejik bir hataydı.

Rusya: Brüksel aldığı silahlanma kararıyla tehlikeli jeopolitik oyunlar oynuyor derken, eski Yunanistan Başbakanı Samaras: Batı’nın siyasi sistemi çöküyor tezini savundu. 

Rusya: Brüksel aldığı silahlanma kararıyla tehlikeli jeopolitik oyunlar oynuyor derken, AB, Türkiye'nin de aralarında olduğu 5 NATO ülkesi ile savunmada işbirliğini artırmak istiyor. 

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da davet edildiği Fikirdaş Ülke Liderleri Çevrimiçi Toplantısı'nın ardından, benzer düşünen NATO ortaklarıyla işbirliğinin hayati önem taşıdığını ve koordinasyonun süreceği ortaya çıktı.

Avrupa ile Amerika arasında bir tercih yapmaya zorlanmak Türkiye için tabiiki tercih edilen bir durum olmaz. Rusya ve Ukrayna arasında olduğu gibi bu konuda da arabuluculuk rolü birinci tercihimiz olacaktır. 

Musk’ın NATO’dan çıkma söyleminin gerçekleşmesi durumunda Türkiye olarak bu ittifakın en büyük askeri gücü haline geliriz ama ittifak ciddi güç kaybına uğrar. 

Ancak her halükârda AB tam üyelik sürecine odaklanmak gerekir. Bunun için de ülkemiz içinde reform sürecinin yeniden canlandırılması gerekir.