Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Anadolu Ajansı Editör Masası’na konuk oldu. Fidan, Lübnan’da siber saldırılar sonucu yaşanan patlamalar, Orta Doğu’nun bölgesel meseleleri, Suriye’deki Esad rejimiyle olan ilişkiler, Avrupa Birliği ile olan ilişkiler ve Türkiye’nin BRICS’e üyelik başvurusu hakkında açıklamalarda bulundu.

"İsrail, savaşı adım adım Lübnan’a doğru tırmandırmaya başladı"

Lübnan’da meydana gelen patlamaların yaklaşık 1 yıldır devam eden bir savaşın parçası olduğunu dile getiren Fidan, "Bizim savaşın başından beri gördüğümüz bir İsrail stratejisine ilişkin gerçeklik vardı. O da, İsrail önce Gazze’yle ilgili hesaplarını görecek ondan sonra Lübnan’a bu işi kaydıracak diye, şimdi adım adım Lübnan’a doğru tırmandırmaya başladığını görüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

“Ben ticaret erbabıyım” diyen AKP Milletvekiline dev ihale: Çuval çuval götürüyor “Ben ticaret erbabıyım” diyen AKP Milletvekiline dev ihale: Çuval çuval götürüyor

"Hizbullah ve İran, saldırıya cevap verme dışında bir seçenekle karşı karşıya değil"

Lübnan’daki elektronik cihazlara siber saldırı düzenlenmesiyle oluşan patlamaların, "istihbarat literatüründe ‘fırsat operasyonu’ diye nitelendirilen operasyonlar olduğunu söyleyen Fidan, "Bu istihbarat örgütlerinin çok sık kullandığı bir şey ama burada tabi bir farklılık var. Bu, büyük bir çapta, binlerce insanı etkileyen bir operasyon. İsrail’in yürüttüğü bu operasyonların giderek daha büyük provokatif bir şekle dönüşmesiyle, Hizbullah’ın, İran’ın ve onlara yakın diğer unsurların artık cevap verme dışında da bir seçenekle karşı karşıya kalmamaları gibi bir noktaya geldik" diye konuştu.

"Müstakil bir 'Siber Güvenlik Teşkilatının' kurulması gündemde"

Dışişleri Bakanı Fidan, "siber güvenlik tedbirleri" konusunda Türkiye’nin atacağı adımlarla ilgili soru üzerine şunları söyledi:

"Esas itibarıyla müstakil bir siber güvenlik teşkilatının kurulmasıyla ilgili konu hükümetimizin de gündemine getirildi. Cumhurbaşkanımız, Milli Güvenlik Kurulu’nda da yapılan tartışmalar neticesinde, bunun artık olması gerektiği konusunda bir irade koydular. İnşallah çok yakın zamanda bunun hayata geçeceğini göreceğiz."

"İki devletli çözüm konusunda uluslararası toplumda çok önemli bir bilinç oluştu"

Birleşmiş Millerlerde (BM) dün kabul edilen karar tasarısını da hatırlatan Fidan, "Biliyorsunuz daha önce BM’de hem Filistin’in devlet olarak tanınmasıyla ilgili 150’den fazla üyenin kabul ettiği bir karar tasarısı olmuştu şimdi de 124 tane üyenin Uluslararası Adalet Divanının aldığı İsrail’in işgal ettiği topraklardan bir yıl içerisinde çekilmelidir kararını onaylayan bir Genel Kurul kararıyla karşı karşıyayız" diye konuştu.

Fidan, BM’de iki devletli çözümün tekrar gündeme taşınması konusunda uluslararası toplumda çok önemli bir bilinç oluştuğunu vurguladı. İsrail hükümetinin saldırgan politikalarına da değinen Fidan, "Netanyahu’nun Batı desteğiyle Filistin topraklarının tamamını çalma projesi devam ediyor" dedi.

"Biz Esad yönetimiyle, epey zamandır görüşüyorduk"

Hakan Fidan, Suriye rejimiyle "normalleşme" süreci ve Esad yönetimiyle görüşme konularına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Biz Esad yönetimiyle, epey zamandır istihbari veya askeri ağırlıklı çeşitli çok taraflı formatlarda görüşüyorduk. Özellikle Rusların ve İranlıların olduğu ortamlarda görüşüyorduk. Suriye’nin bizimle normalleşmeden önce kendi halkıyla olan ilişkilerini çözmesi gerekli. Kendi halkıyla, muhalefetiyle problemli olan bir yönetim milyonlarca mülteci üretmiş durumda. 3 milyondan fazlası da Türkiye’ye gelmiş durumda. 5 milyon mülteci de Türkiye ve Türkiye dostlarının Suriye içerisinde etkin olduğu bölgelerde yaşıyor. Biz orada bu sistemi kurmuş olmasaydık 5 milyon insan daha Türkiye’ye gelmiş olacaktı.

Şimdi bu kitle, rejimle barışını ve güven ilişkisini tesis etmediği sürece bizim daha fazla göç almayla ilgili endişelerimizin izale edilmesi mümkün değil. Bırakın var olanların geri gitmesini gönüllü bir şekilde daha fazla mültecinin Türkiye’ye gelmesini engelleyecek bir sistem olmuyor.

Türkiye’nin istediği tarzda bir çözümün olmasının Suriye’nin diğer sorunlarını da daha rahatlıkla çözeceğine inanıyorum."

"Gymlich Toplantısında, AB-Türkiye ilişkileri nasıl ilerleyecek sorusuna bir cevap aradık"

Bakan Fidan, 29 Ağustos'ta katıldığı Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’yla ilgili soru üzerine de, “AB Gymlich Toplantısının, AB’in Türkiye ile dondurulmuş ilişkiler bundan sonra nereye, nasıl gidebilir sorusuna bir cevap arama egzersiziydi” yanıtını verdi.

AB ile söz konusu üyelik ilişkilerine de değinen Bakan Fidan, "Türkiye-AB ilişkileri içerisinde gerek ticari gerek siyasi konularda atılması gereken adımlar var. Yani üyelik konusu ilerlemiyor diye diğer konularda çalışmama olmaz. Fakat son yıllarda bir takım subjektif yaklaşımlar, bazı AB üye ülkelerinin kendi konularını AB’nin merkezi konumu konusu gibi yapma çabaları esas itibariyle AB gündemini Türkiye ile olan ilişkilerde dibe çekti" diye konuştu.

"AB’ye üye olsaydık birçok konuda arayış içinde olmayacaktık"

Öte yandan Fidan, Türkiye’nin BRICS’e adaylığı konusuna ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı:

"AB ile entegrasyonumuz üyelikle taçlansaydı belki biz birçok konuda arayış içinde olmayacaktık. Çünkü AB’nin şöyle bir mekanizması var, kendi ekonomik ve ticari iş birliğinin üye ülkenin ihtiyacı olan geliri üretmediği noktada altyapıyla ilgili özellikle diğer konularda da fonlarla devreye giriyor” dedi. Fidan, BRICS ülkelerinin, AB gibi bir model oluşturmak istiyorlar mı sorusunu, "İçine girip göreceğiz. Yani arayışımız o" diyerek yanıtladı.