Dışişleri Bakanı Fidan, İngiltere merkezli Financial Times gazetesine gündeme değerlendirmelerde bulundu. "Türkiye'nin dış hedeflerini şekillendiren eski istihbaratçı" başlığıyla bugün yayınlanan söyleşide, Fidan'ın Aralık 2024'te Suriye'de Ahmet Şara ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada "Suriye’de en karanlık dönem geride kaldı. Daha güzel günler bizi bekliyor" dediği belirtildi.
"Bazıları Fidan'ı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın potansiyel halefi olarak bile lanse ediyor"
Devamında, "Bu, son 15 yılda modern Türk güvenlik politikasının başlıca mimarlarından biri olan uzun boylu, kibar istihbaratçı-diplomat için bir haklı çıkma anıydı. Fidan'ın artık gölgelerden çıkması ve ülke içindeki profilinin yükselmesiyle birlikte, bazıları onu uzun süredir yöneticisi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın potansiyel halefi olarak bile lanse ediyor" ifadelerine yer verildi.
Haberde, Fidan'ın 2010'dan 2023'e kadar Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı olarak ülkenin Suriye ve Orta Doğu'daki stratejisini şekillendirmede ve Rusya ve Ankara'nın müttefikleri ile ilişkileri dengelemede merkezi bir rol oynadığı ifade edildi. Fidan'ın Esad sonrası Suriye'nin istikrarına kavuşmasına yardımcı olmak konusunda Ankara'nın rolünün kamuya yansıyan yüzü olduğu ve aynı zamanda Türkiye'nin artan etkisinden çekinen bölgesel komşularla ilişkileri yönettiği kaydedildi. Devamında, "ABD Başkanı Donal Trump'ın transatlantik ittifakı sarsan politikaları nedeniyle NATO içindeki kargaşayı da yönetmek zorunda" ifadelerine yer verildi.
Haberde Fidan için, "Ankara'daki ofisinde otururken, Esad'ın düşüşünü tartışırken Fidan'ın yüzünde bazen bir gülümseme beliriyor, ancak derin düşüncelere dalmış gibi görünürken kaşları endişeyle aynı hızla çatılıyordu" değerlendirmesi de yapıldı.
"Gelecekte birisinin Amerika'nın Avrupa güvenliğine katkıyı azaltmayı düşünmesi mümkün"
Fidan yaptığı değerlendirmede, ABD Başkanı Trump'ın eylemlerinin "Birleşmemiz için ve kendi ağırlık merkezimizi tasarlamamız için bir uyanış çağrısı" olduğunu söyledi. NATO'nun dağılması durumunda Türkiye’nin yeni bir Avrupa güvenlik mimarisinin parçası olmak isteyeceğini belirtti. Fidan, Avrupa güvenliği için "Cin şişeden çıktı ve onu geri koymanın yolu yok" ifadelerini kullandı. Bakan Fidan, "Başkan Trump şu an da Avrupa'dan çekilmemeye karar verse bile, gelecekte benzer görüşlere ve siyasi fikirlere sahip birinin Amerika’nın Avrupa güvenliğine katkısını azaltmayı düşünmesi mümkün" dedi.
Haberde, diğer bölgesel güçlerin Esad ile yeniden ilişki kurmaya çalıştığı dönemde silahlı muhalefeti destekleyen Ankara'nın, Suriye'de Fidan'ın merkezde olduğu en önemli rolü oynamasının mümkün olduğu kaydedildi. Devamında, "Fidan, uzun süredir Erdoğan'ın en güvendiği yardımcılarından biri. MİT karargahının kurşun yağmuruna tutulduğu 2016 darbe girişimi de dahil olmak üzere çalkantılı dönemlerde istihbarat görevinde kalırken, Türkiye'nin yöneticisine yakın diğerleri gemiyi terk etti ya da atıldı" değerlendirmesine de yer verildi.
Haberde, "Fidan, HTŞ'nin saldırısından önceden haberdar olduğunu reddetse de uzmanlar HTŞ'nin Ankara'nın rızası olmadan hareket etmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyor. Türkiye yıllarca örgütün askeri kabiliyetlerini geliştirmesinde çok önemli bir rol oynadı ve Şara'nın yıllarca kontrol ettiği kuzeybatıdaki isyancı yerleşim bölgesi İdlib'in nihai güvenlik garantörü olarak hareket etmesi için asker gönderdi” denildi.
Fidan’ın Şara ile ilişkisinin 2017 yılında gizli bir toplantıya kadar uzandığı belirtilerek, "Fidan militan lidere El Kaide ve IŞİD de dahil olmak üzere ‘aşırılık yanlısı gruplarla tüm bağlarını kesmesini’ tavsiye ediyor" denildi. Fidan’ın "Bu yolu izledi" dediği aktarılarak, "Şara'nın artık 'muhatap olduğu toplumu daha iyi kavradığına' inanıyor" ifadelerine yer verildi.
"İsrail her Arap ve Müslüman ülkeyi bir tehdit olarak görüyor"
Esad rejiminin sona ermesinden bu yana İsrail'in Suriye'nin güneyine yönelik askeri saldırılarının kendisi için giderek artan bir endişe kaynağı olduğu belirtilen Fidan, "Karada devam eden saldırılar ve yeni asker hareketleri açık bir provokasyondur. İsrail her Arap ve Müslüman ülkeyi bir tehdit olarak görüyor ve bu son derece tehlikeli. Tüm sınır devletlerini zayıf tutma stratejisi savunulamaz" diye konuştu.
"Bu insanlar Türkiye’nin düşmanları"
Fidan'ın endişelerinden birisinin de ABD'nin IŞİD'e karşı mücadelede yerel ortağı olarak silahlandırıp eğittiği, Kürtlerin ağırlıkta olduğu güçlü bir grup olan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) akıbeti olduğu belirtilerek Türkiye’nin Suriye’ye düzenlediği operasyonlardan bahsedildi. "Bu insanlar Türkiye'nin yeminli düşmanları" diyen Fidan, PKK’dan yaklaşık 2 bin, Suriye’deki uzantılarından ise 5 bin kadar savaşçı olduğunu söyledi. Fidan, "Devam etmelerine izin veremeyiz" diye konuştu.
Haberde, "Ankara, PKK'nın hapisteki kurucusu Abdullah Öcalan'ın geçen hafta yaptığı silah bırakma ve fesih çağrısının Türkiye'deki isyanı sona erdireceğini ve hatta örgütün Suriye'deki uzantılarını da silahsızlanma konusunda etkileyebileceğini umuyor. Ankara şimdilik Şara hükümetine SDG ile arasındaki anlaşmazlığı çözmesi için zaman tanımak istiyor. Fidan, 'Nihayetinde onlara sorunu sahiplenmeleri için bir şans vermek istiyoruz' dedi" ifadeleri kullanıldı.
Fidan, Suriye’nin komşuları olarak kendi bölgesel platformlarının oluşturulması durumunda, ABD çekilmeye karar verse bile IŞİD'e karşı savaşmaya devam edebileceklerini belirtti. Fidan ayrıca, "Bir terör örgütünü diğeriyle karşı karşıya getirmek doğru bir fikir değil" dedi.