Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu'nda polis, jandarma, sahil güvenlik personeli ve güvenlik korucuları ile iftar programında bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmasından şunları söyledi:

"Emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatımızın değerli mensupları kıymetli güvenlik korucularımız, saygıdeğer misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Rahmet, mağfiret, ve bereket ayı Ramazan-ı Şerifin bu mümbit ikliminde sizlere sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Kalplerimize huzur, işlerimize bereket ruhlarımıza sekinet veren Ramazan-ı Şerifinizi canı gönülden tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, milletin evine bu gazi mekana sizler hoş geldiniz. Sizlerin vasıtasıyla Türkiye'nin dört bir yanında fedakarca görev yapan ülkemizin güvenliği için çoğu zaman canlarını ortaya çalışan tüm polislerimize, askerlerimize, jandarmalarımıza, bekçilerimize, güvenlik korucularımıza, şahsım, milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum. Büyük dava ve fikir adamı Necip Fazıl'a göre iftarda ilahi misalden bir koku vardır. Davetimize icabet edip iftar soframızı teşrif eden ilahi misalin kokusunu beraberce içimize çektiğimiz her bir misafirimize teşekkür ediyorum. Bu mübarek günlerin bölgemizde ve dünyada barışa, huzura, dayanışma ve kardeşliğe kapı aralamasını, karşımızdaki engellerin tek tek ortadan kaldırılmasına vesile olmasını diliyorum.

Malazgirt önlerindeki ilk akımlardan İstanbul'un fethine, milli mücadelenin en çetin günlerinden 15 Temmuz ihanetinin püskürtülmesine kadar istiklal ve istikbalimiz uğruna can veren alkanlarıyla kara toprağı sulayan tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, tazimle yad ediyorum. Mukaddes kitabımız ve hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim bizlere şehitlerin ölmediğini, yaşadıklarını, bizim bunu hissedemeyeceğimizi Allah katında onların rızıklandırıldıklarını bildiriyor. Biz de bu ilahi müjdeye inanıyor, tüm kalbimizle iman ediyoruz. Biliyoruz ki şüheda yani şehitler peygamberlere özellikle de peygamberimize komşudur. Evliya yurdu, dervişler otağı, şüheda menbaı bu aziz topraklar için bedel ödeyen gazilerimize de ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. İstiklal Marşı şairimiz merhum Mehmet Akif'in ifadesiyle aslında hepimiz şehit torunuyuz. Şehit ahvadıyız. Bu yüksek şuurla şehit ve gazilerimizin emanetlerine tam bir hürmet içinde sahip çıkıyoruz. İnşallah bundan sonra da onların emanetini yere düşürmeyecek uğruna can verdikleri veya bedel ödedikleri idealleri en güçlü şekilde yarınlara taşımaya gayret edeceğiz.

'Türkiye masa başında kurulmadı'

Değerli kardeşlerim bizler üzerinde özgürce yaşadığımız bu toprakların bin yıllık evlatları, bin yıllık ev sahipleriyiz. Kimse buraları bize altın tepside sunmadı. Türkiye masa başında kurulmadı. Birilerinin ihsanı olarak vücut bulmadı. Biz bu toprakları kanlarımızla ve alın terimizle sulayarak kendimize vatan eyledik. En doğusundan, en batısına, en kuzeyinden en güneyine, ülkemizin her bir karışı için gerektiğinde ölümü göze aldık. Devletimiz üzerinde ameliyata kalkışan müstevlilere en güçlü cevapları vererek bugünlere geldik. Şunu bugün bir kez daha açık açık söylemek isterim. Allah ömür verdikçe yine burada bu topraklarda başımız dik, alnımız ak bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.

Karada, havada, denizde, mukaddes vatan topraklarını koruyan siz kıymetli kahramanlarımız bu ülkenin ve millet düşmanlarının aşamadığı hiçbir zamanda aşamayacağı çelikten birer kalesiniz. Gabar'da açamadılar. Cudi'de aşamadılar. Tendürek'te aşamadılar. Besler Deresi'nde aşamadılar. Hep siz oralarda onları inlerine gömdünüz ve şu ana kadar o imanla, o aşkla, yine gömmeye devam edeceksiniz. Ben buna inanıyorum. Polisiyle, jandarmasıyla, sahil güvenliğiyle güvenlik korucusuyla işte bugün burada olduğu gibi yan yana sırt sırta olduğunuz müddetçe Allah'ın izniyle kimse bizi bu topraklardan söküp atamaz. Aynı şekilde mülkümüz, canımız, bayrağımız ve bütün kutsal değerlerimizi, emniyet altındaysa hiç kuşkusuz bunda sizin çok büyük emeğiniz var. Ne denli şartlar altında, vazifenizi getirdiğinizi Türkiye'nin güvenliği için nasıl büyük bir özveride bulunduğunuzu gayet iyi biliyorum. Rabb'im hepinizden razı olsun. Ayağınıza taş değdirmesin diyorum.

'Mazlumları otobüslere doldurup eli kanlı zalimlere teslim etmek isteyenler kaybetti'

Kıymetli kardeşlerim üç kıtanın tam kalbinde yer alan vatanımız stratejik olarak bizlere eşsiz imkanlar sunma yanında zorluklarını da bünyesinde barındırıyor. Küresel güç rekabeti, bölgemizde cereyan ettiği için Türkiye olarak bizde her türlü gelişmeden doğrudan etkileniyoruz. Hadiseleri tribünden seyretme lüksüne sahip değiliz. Her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olmak, bölgemizdeki olayları ülkemiz lehine olacak şekilde yönetmek yönlendirmek mecburiyetindeyiz. Hamdolsun özellikle son yıllarda bu konuda çok başarılı bir sınav verdik. Komşumuz Suriye'de. On üç buçuk sene boyunca bedel ödeme pahasına doğru olanı ahlaki ve vicdani olanı yaptık. Bu milleti ikinci bir Boraltan Köprüsü utancı yaşatmayacağız. Öyle dedik ve her türlü riski göze alarak böyle bir utanç lekesini tarihimize bulaştırmadık. Hatırlayın. Bu süreçte çok ağır baskı gördük, acımasızca eleştirildik. Hatta ihanetle suçlandık. Peki sonuçta ne oldu? Irkçılık yapanlar kaybetti. Mazlumları otobüslere doldurup terör örgütlerine ve eli kanlı zalimlere teslim etmek isteyenler kaybetti. 8 Aralık'ta Suriye halkı 61 yıllık karanlığın ardından zalim rejimi devirdi ve özgürlüğüne kavuştu.

Kent lokantası açılışı miting alanına döndü: Sizlerin hazır olduğunu görüyorum! Kent lokantası açılışı miting alanına döndü: Sizlerin hazır olduğunu görüyorum!

'Devrim'den bu yana 133 bin Suriyeli geri döndü'

Devrim'den bu yana 133 bin Suriyeli misafirimiz gönüllü ve onurlu bir şekilde doğdukları topraklara geri döndü. Bugüne kadar Suriye'ye güvenli bir şekilde dönen kardeşlerimizin sayısı ise 873 bini buldu. Suriye'de düzen ve istikrar inşallah bu sayı daha da artacak. Daha önce de dikkat çektiğim gibi kimseyi zorlamayacağız. Ama dönmek isteyen kardeşlerimize de gereken kolaylığı sağlayacağız.

Aynı durumu Gazze'de de gördük orada da buna şahitlik ettik. Gazze'de 471 gün süren soykırım ve katliamda küresel siyonist lobinin tüm baskılarına rağmen kardeşlerimize cesaretle sahip çıktık. Neticede Gazze'deki insanlık sınavını, alnının akıyla veren birkaç ülkeden biri elhamdülillah Türkiye oldu. Bugün pek çok ülke Filistin halkının yüzüne dahi bakamazken biz Gazzeli kardeşlerimizin samimi dualarına mazhar oluyoruz.

Rusya Ukrayna Savaşı'nda yine benzer tercihlerle karşılaştık. Hemen herkes savaşa odun taşırken biz barışın tarafında olduk. Şimdi bakıyorsunuz geçmişte bize laf söyleyenlerin hemen hepsi bugün hükümetimizin dengeli politikasına hak vermek zorunda kalıyor. İster rakibimiz isterse dostumuz olsun. Hemen herkes Türkiye'nin çok kritik zamanlarda doğru ve öngörülü hamleler yaptığını ifade ediyor.

'En büyük kazanımlarımızdan biri FETÖ'nün tasfiyesidir'

Değerli kardeşlerim, daha burada saymaya kalksak saatlerimizi alacak pek çok meselede biz daima 'önce milletim, önce memleketim' şiarıyla hareket ettik. Türkiye'nin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu kararlılıkla uyguladık. Sadece dış politikada değil iç siyasette de duruşumuz hep bu yönde oldu. Vesayetin ve bürokratik oligarşinin geriletilmesinden terörün her türlüsüne karşı verdiğimiz mücadeleye, milli iradenin güçlendirilmesinden temel hak ve hürriyetlerle ilgili attığımız adımlara kadar her alanda doğru olanı yapmanın derdinde olduk.

Bu süreçte nelerle karşılaştığımızı milletimizin tüm fertleri çok iyi biliyor. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık emniyet, yargı, darbe girişiminde, 15  Temmuz kanlı darbe teşebbüsünde doğrudan istiklalimizi hedef alan daha nice hain saldırıda ülkemizdeki bazı çevrelerin nerelere savrulduğunu hiçbirimiz unutmadık ve unutmuyoruz.

Elini vicdanına koyan şunu kabul etmektedir: Türkiye maruz kaldığı onca ihanete ve saldırıya rağmen bugün güvenlik noktasında herhangi bir zafiyet yaşamıyorsa bunun sebebi, vaktinde atılan uzak görüşlü adımlarımızdır. Bu süreçteki en büyük kazanımlarımızdan biri de FETÖ'nün tasfiyesidir. FETÖ Terör Örgütü devletimizi içeride çökerten hadis bir ur misali yıllarca emperyalistler namına ülkemiz aleyhine tetikçilik yapmıştır. Milli projelerimizin engellenmesinden kimi siyasi cinayetlere, ajanlık faaliyetlerinden, terörle mücadelemizin sekteye uğratılmasına kadar birçok ihanetin kalleşliğin ve operasyonun gerisinde bu örgüt bulunuyordu. Emniyet teşkilatımızı, ordu ve jandarmamızı FETÖ'cü hainler başta olmak üzere hukuk dışı yapılardan temizledik hem kendimize güvenimiz arttı hem de terör örgütleri ve suç şebekeleriyle daha etkin mücadele imkanına kavuştuk.

'"Terörsüz Türkiye" hedefini tüm boyutlarıyla gerçekleştirme noktasında daha güçlü bir konumdayız'

Güvenlik güçlerimizin yıl boyu süren operasyonları sayesinde sınırlarımız içindeki terör, tehdi hamdolsun bitme noktasına geldi. Bir dönem teröristlerin cirit attığı köy, mezra ve yaylalarda artık güven ve huzur ortamı hakim. Irak ve Suriye'deki harekatlarımızla da terör unsurlarını, hudutlarımızdan uzaklaştırdık. Yani son 8-10 yılda bugün "Terörsüz Türkiye" diye tarif ettiğimiz hedefimize giden yoldaki pek çok taşı, mayını, engeli temizledik. Başta sınır ötesi operasyonlar olmak üzere, terörle mücadele irademiz çok sık eleştirildi. Hatta sabote edilmek istendi. Ama biz asla yılgınlık göstermedik, karamsarlığa kapılmadık, hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerledik.

Kıymetli misafirler bakın burada şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek durumundayım. Bugün "Terörsüz Türkiye" hedefini tüm boyutlarıyla gerçekleştirme noktasında daha güçlü daha kararlı, daha avantajlı bir konumdayız. 40 yıldır milletimizin kanını, canını ve kaynaklarını sömüren bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtulmaya hiç olmadığı kadar yakınız. Milletine karşı sorumluluk duygusu taşıyan bir siyasetçinin böyle bir fırsata sırtını dönmesi düşünülemez. Avantajımızı 85 milyonun tamamının hayrına olacak bir sonucun çıkması en iyi şekilde değerlendirmekle mükellefiz.

'Biz kişisel hesaplar peşinde asla değiliz'

Şunu sizlerle birlikte aziz milletimizin çok iyi bilmesini istiyorum: Biz kişisel hesaplar peşinde asla değiliz. Biz sadece ve sadece milletin istikbalini düşünüyoruz. Türkiye için en doğrusunu, en isabetlisini yapmanın derdindeyiz. Amacımız hiçbir güvenlik görevlimizin hiçbir evladımızın burnunun dahi kanamayacağı kalıcı bir güven iklimini içeride ve dışarıda tesis etmektir.

Gayemiz Türkiye Yüzyılını bölgemizde barışın, kardeşliğin, dayanışmanın yüzyılı haline getirmektir. Aklını hırsına esir etmeyen herkes şu gerçeği çok net görebiliyor: Bölgemizin ve dünyanın tarihi bir yeniden yapılanma sürecinde olduğu bir dönemde Türkiye olarak bizim çok dikkatli davranmamız gerekiyor. Soykırım şebekesinin yeni haritalarla bölgemizi bölme niyetlerini ilan ettiği günlerde bizim de politikalarımızı buna göre belirlememiz icap ediyor.

Bir asır önce oynanan oyunun tekrarına izin verirsek ne atalarımız ne de gelecek nesiller bizi affeder. Sultan Alparslan'ın ve Selahaddin Eyyubi'nin torunları olarak el ele, gönül gönüle verecek siyonistlerin bölgemizde yeni ameliyatlar yapmalarına Allah'ın izniyle müsaade etmeyeceğiz.

Şu gerçeği de söylemekte fayda görüyorum. Bin yıllık kardeşliğimizin arasına örülen terör duvarını yıkıp attığımızda demokraside, özgürlüklerde, refahta, bölgesel kalkınmada inşallah daha hızlı yol alma imkanını elde edeceğiz. Elbette bu süreçte asayiş ve güvenlik noktasında hassasiyeti, teyakkuzu asla elden bırakmayacağız. Zehir tacirlerinden çetelere, milletin malına ve canına kasteden canilerden suçta kibirlenenlere kadar kendisi devletten hukuktan, yasalardan üstün gören kim varsa hepsiyle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Rabbim, hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.

İftar soframızı şereflendiren tüm kardeşlerime tek tek teşekkür ediyorum. Sizlerden tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diye ifade ettiğimiz ilkelerimize sahip çıkmanızı istiyorum. Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, gazilerimize Mevla'dan hayırlı ve sağlıklı ömürler niyaz ediyorum. Ramazan-ı Şerifinizi tekrar tebrik ediyor, her birinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum."