CUMHUR İTTİFAKI EN BÜYÜK KOZUNU KAYBEDİYOR

Abone Ol

2023 Genel seçimleri öncesinde iki büyük ittifakta genişlemeye açık olduklarını ifade etmişlerdi. Cumhur İttifakı'nın hedefinde Yeniden Refah, ANAP, DSP VE HÜDA-Par'ı da içerisine alarak genişleyeceği düşünülüyor. Bu partiler içerisinde HÜDA-Par ayrı bir noktada bulunuyor. Çünkü söylemleri HDP ile aynı, tek bir farkla... HDP solcu bölücü, HÜDA-Par sağcı bölücü.

Cumhur İttifakı’nın yöneticileri, İttifak’a yakın gazeteciler ve seçmenler, Millet İttifakı’na haklı bir eleştiri getiriyorlardı. HDP ile olan ilişkiler…

Bölücü terör örgütü ile arasına mesafe koymayan ve her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okuyan bu parti ile yan yana yol yürümek elbette yanlıştır. Üstelik niyeti belli bazı kişiler tarafından sürekli şişirilen ve şımartılan HDP, ‘bizim istediğimizi yapmazsanız size oy vermeyiz’ söylemleriyle, geçmişte kendisine oy veren kişileri tahakküm altında gösteriyor. Bazı politik dehalar (!) da yüzde 60 sağ seçmenden oy almak ihtimalini bir kenara atıp, muhalefeti, HDP’ye mecbur gösteriyorlar. Bunların eleştirilmesi elbette doğrudur.

Ne var ki, Cumhur İttifakı bu kozunu kaybediyor. Hem de ne uğruna? 

2018 yılında yüzde 0,3 oy almış HÜDA-Par’ın desteğini almak uğruna, HÜDA-Par ile HDP arasındaki fark nedir?

Eyalet ve özerklik isteği, Cumhuriyet’e baş kaldırmış asilerin seviciliği, sözde Kürdistan söylemleri, Kürtçe’nin ikinci resmî dil olması talebi, Türk Bayrağı adının değişmesi, koruculuk uygulamasının kaldırılması isteği, terör örgütlerine terör örgütü diyememeleri… Bu günden itibaren Millet İttifakı’nı HDP üzerinden vurmaya çalışmak havaya sallanmış bir yumruktan ibarettir. 

Vatan Partisi tavrını belli etti. Doğu Perinçek, “PKK’ya evet demek ile HÜDA-Par’a evet demek arasında hiçbir fark yok” dedi.  Bu durumda MHP’nin tavrı ne olacak? Suskun kalmak da bir cevap sayılır.

***

ZAFER PARTİSİ SAVRULUYOR

2022 yaz aylarında İstanbul’da bir gazeteci büyüğümle Zafer Partisi’nin alabileceği oy oranını tartışmıştım. O günlerde sığınmacıların yarattığı toplumsal olayların Zafer Partisi’ne oy olarak yansıdığını görmüş ve tahminimi yüzde 3 olarak açıklamıştım. Ulusal kanallarda haber müdürlüğü yapmış olan gazeteci büyüğüm bu tahminime gülerek karşılık vermişti. Oysa zaman içerisinde anketlerde ve sokakta açıkça görüleceği üzere tahminimde haklı çıktım. Ancak son günlerde bu rüzgâr tersine döndü. 

Zafer Partisi’nin oy kaybına uğramasının sebeplerini sıralamaya çalışacağım.  

  • Bunlardan ilki, bir lider partisi olması ve parti içinde çok güçlü olarak nitelendirilebilecek birisi yok gibi görünüyor. 
  • İkincisi, siyaseti olağan dışı bir üslupla sürdürüyor olmaları.  Zafer Turizm ve ‘mancınık’ metaforları partinin söylemlerini ciddiyet dışı bir noktaya taşıyor. 
  • Üçüncüsü, son zamanlarda medyaya yansıyan, sığınmacı kaynaklı bir toplumsal olay yaşanmaması. 
  • Dördüncüsü, yanlış bir strateji olarak, söylemlerinin neredeyse tamamını sığınmacı sorunu üzerine kurmaları.
  • Beşincisi, Mansur Yavaş’ın aday olması gerekliliği konusunda ısrarcı söylemleri.
  • Altıncısı, bir ittifak yoluna girilmişken, bağımsız bir hareketle Mansur Yavaş’ın adaylığı için açıklama yapma istekleri.
  • Yedincisi, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, deprem alanında ortaya çıkan bir görüntüyü yanlış yorumlaması, bunun ortaya çıkmasına rağmen özür dilemekten imtina etmesi.

Daha birçok sebeple açıkça görülüyor ki Zafer Partisi’nin eski havası yok.

Açıkladıkları Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan'da yüksek bir etki yaratmadı. Yine de siyaset arenası çok hızlı değişiyor. Sürprizlere açık olmak gerekir.