CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP’nin ön seçim cumhurbaşkanı adayı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun dün sabah saatlerinde düzenlenen operasyonla gözaltına alınmasına ilişkin değerlendirmede bulundu.
"KAMUOYU DİPLOMA MESELESİNİ KONUŞMAKTA ZORLUK ÇEKİYOR"
Günaydın, şunları söyledi:
“Aslında her şey diplomanın iptaliyle başladı. Diplomanın iptalinden önce de her hafta bir soruşturma var, biliyorsunuz. Pazartesi soruşturma açılıyor, cuma günü ifade veriyordu. Sonra diplomadan da bir soruşturma ve ifade verme süreci oldu. Zaten savcının sorduğu sorular ve yaklaşımı üzerinden biz kendi hukuki alkımımıza göre olması gerektiği gibi gelişmeyeceğini öngörüyorduk. 18 Mart’ta diplomanın iptali gerçekleşti. Diplomanın iptali gerçekleşince bir sonraki güne buranın gündemini değiştirecek bir hamle yapacaklarını bekliyorduk. Çünkü tanıyoruz insanları. Nitekim bir sonraki gün bu operasyonu doğrudan Ekrem Başkan ve 100’den fazla kişinin üzerine yönelttiler. Bugün gerçekten kamuoyu diploma meselesini konuşmakta zorluk çekiyor.
"AKP’YE, MHP‘YE OY VERENLER BİLE..."
Diploma bir açık hukuksuzluktu, izleyen gün yapılanlar ise bunun çok daha ötesine geçen hukuka ve demokrasiye bir darbe niteliğindedir. Bunu ifade edelim. ‘Bu söylenmemeli’ diyenlere yanıtım şu kadar basittir: Türkiye’de keşke bağımsız bir yargı, tarafsız bir adalet olsa ve kimse bu cümleleri kurmayı aklından bile geçiremese. Ama yargının nasıl araçsallaştırıldığını hep beraber biliyoruz. Dolayısıyla kimse bize, ‘Siyasetin yargıyla bir alakası yoktur’ nutukları atmasın. Siyasetin yargıyla alakasını bu memlekette çoluk çocuk biliyor ve adalete güven yüzde 17-18 civarında. AKP’ye, MHP‘ye oy verenler bile yargıya güven duymuyorlar. Bu bağlamda içi boş hamasetlerle kimse bir yere varamaz. Türkiye’nin başına gelenin cumhurbaşkanlığı süreciyle alakalı olduğunu biliyoruz. 23 Mart’ı gölgelemek ve baltalamak için yapılanların farkındayız. Kimse bu arabayı durduramıyor, durduramayacak. 23 Mart’ta seçimlerimizi Türkiye’nin dört bir yanında yapacağız. Ayrıca dün gece Saraçhane‘de ortaya konan millet iradesi ve Türkiye’nin dört bir tarafından halkın ‘Yeter artık’ diye bağırması aynı zamanda yükselen dalgayı, siyaseten ve hukuken bize gösteriyor.”
“İMAMOĞLU 30 SAATTİR GÖZALTINDA VE HUKUKİ BİR AÇIKLAMASI YOK"
Toplam gözaltı sayısının yaklaşık 105-106 olduğunu ve İmamoğlu’nun ifade verme sürecinin başlanmadığını belirten Günaydın, İmamoğlu’nun gözaltına alındıktan sonraki sağlık kontrolü sürecine değindi.
Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre sağlık kontrollerinin kollukta yapılamayacağının çok açık olduğunu anlatan Günaydın, şunları kaydetti:
"Zaten sağlık kontrollerinin amacı, adli kollukta yurttaşın bir kötü muameleye maruz kalıp kalmadığını saptamaktır. Bu saptamanın kolluğun mekanında gerçekleştirilmesinden daha absürt bir şey olamaz. CMK‘nın hem lafzına hem ruhuna aykırıdır. Bunu denediler. Haklı itirazlar yükselince önce bizi dezenformatif davranmakla suçladılar. Sonra doğru yere doğru adım attılar. Olması gereken budur. Ekrem İmamoğlu‘nun 30 saattir gözaltında olmasını açıklayabilecek hukuki bir durum yoktur ama bunun yanında, aynı zamanda eğer sen bir gözaltı yaptıysan her türlü hakkını, hukukunu devlet olarak korumak zorundasın. Bunun takipçisi olacağız. Yalnızca Ekrem İmamoğlu açısından değil, Türkiye’de gözaltına alınan bütün yurttaşlar açısından bu takibin taraftarıyız, muhatabıyız ve sahibiyiz.”
"HALİÇ KONGRE MERKEZİ’NDEKİ TOPLANTIYA YASAKLAMA KARARI”
Günaydın, izleyen günlerde CHP’nin yol haritasına ilişkin ise şöyle konuştu:
“Perşembe ve cuma Saraçhane önünde olmaya devam edeceğiz. Milletvekillerimiz Saraçhane‘de, diğer ilçe belediyelerinde, Vatan Emniyet’in önünde, gerekirse Çağlayan Adliyesi’nde yurttaşlarla beraber olmaya devam edecekler. Pazar günü Nevruz’a izin verdi valilik. Vermelidir, Nevruz önemli bir kutlamadır. Ama Nevruz’a izin veren valiliğin cumartesi günü, Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak toplantıya yönelik yasaklama kararı aldığını ifade edelim. Bu hukuka da aykırıdır adalete de aykırıdır vicdanına da aykırıdır. CHP’yi ötekileştirmeye kalkışmak, İstanbul Valisi’nin, savcısının boyunu 50 kere aşar. CHP 102 yıllık bir partidir, bu memleketin kurucu partisidir. Onu terörize etmeye çalışmak kimsenin haddine, hududuna değildir. Kaldı ki biz hep hukuk içerisinde kalıyoruz, demokrasi içerisinde davranıyoruz. 2911 sayılı yasa açık. O yasanın 4/A maddesine açıp baksınlar bir zahmet. Bu yasaklama kararını veren her kimse, o talimatı veren her kimse açıp baksın. O 4/A diyor ki: ‘Siyasal partilerin kapalı salon toplantıları, her türlü yasaklamanın istisnasını oluşturur.’
"O İRADE GELECEK, SENİ YAKALAYACAK"
Neye dayanarak yapıyorsun bunu? Neye dayanarak internette bant yavaşlaması yapıyorsun? Neye dayanarak WhatsApp görüşmelerini kısıtlıyorsun? Neye dayanarak metroda bazı hatları iptal ediyorsun? Neye dayanarak 19’undan 23’üne kadar toplantı ve gösteri yürüyüşlerini İstanbul’da iptal ediyorsun? Aslında ‘Neden korkuyorsun?’ Soru bu. ‘Neye dayanarak’tan daha önemlisi, neden korkuyorsun? Neden korktuğunu biliyoruz. Milletin iradesinden korkuyorsun ama o irade gelecek, seni yakalayacak. Başka şansın yok.”