Niğde Ulukışla, Altunhisar ve Merkez ilçede üreticilerle görüşen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer “Her yerde süt yemi ve ahır gideri artmasına rağmen çiğ süt fiyatının düşük tutulmasının yarattığı sıkıntıyı anlatıyorlar” dedi. Besicilerin hayvancılıktan kazanamadığını belirten Gürer, "Rafta et ve süt fiyatının yanına da vatandaş varamıyor. Peynir, et ile yarışıyor” diye konuştu.
CHP Niğde Milletvekili Gürer, süt fiyatlarında Ulusal Süt Konseyi'nin belirlediği 14 lira 65 kuruşluk tavsiye fiyatının uygulanmadığını belirterek şunları kaydetti:
“Bölgemizde üreticiye süt toplayıcıları çiğ süt için litrede 11-12 lira civarında bir fiyat veriyor. Saklama ve depolama olanağı olmadığı için hemen sütü satmak zorunda olan küçük aile tipi işletmesi mecbur sütünü veriyor ve zararına satıyor. Süt yemi 50 kilogram, torbası 600 lirayı aşmış bulunuyor. Böyle olunca üretici gerçek anlamda mağdur oluyor. Hayvancılığın sürdürülebilirliği için bir litre süt sattığında 1,5 kg yem almak hayal gibi görülür oldu. Haklı olarak besici piyasada farklı ürünlerle sütü mukayese ediyor. Sakız, su ve de simit fiyatları üzerinden süt fiyatına bakınca bu durumda besiciliği nasıl sürdürecek kara kara düşünüyor. Ahırlar farklı, hayvan sahipleri farklı, dertler ise aynı.”
Besici Süleyman Demirbaş, hayvancılığın içinde bulunduğu krizin boyutlarını anlatarak, “Çok fazla hayvan kesime gidiyor. Geçen yıllarda 485 hayvanımız varken, şimdi 350 hayvana düştük. Üretimden ziyade küçülmeye gidiyoruz. Yılda 80-100 hayvan artırmamız gerekirken düşüşe geçtik” dedi. Süt fiyatlarıyla su fiyatlarını karşılaştıran Demirbaş, “Yarım litre su 10 lira, ben 1 litre sütü 14 liraya satamıyorum. Fabrikalar sütünüzü almayacağız diyor. Hayvanları mı kestirelim diyoruz, evet kestirin diyorlar” şeklinde konuştu.
"Destek istemiyorum, istikrar sağlansın"
Besici Nevzat Genişyürek ise fiyat istikrarının önemine dikkat çekerek “Ben destek falan istemiyorum. Bana 2011 yılında 1 litre sütle ne kadar yem alıyorsam, şimdi de o seviyeyi sağlasınlar, başka bir şey istemiyorum. Destek istemiyorum, bana sadece o günkü fiyatlarla bugünkü fiyatlar arasında istikrar sağlasınlar” dedi.
Tarımın stratejik bir alan olduğunu, yanlış tarım politikalarının ülkeyi dışa bağımlı hale getirdiğini belirten Gürer, şöyle konuştu:
“Eğer tarım olmazsa, ülke mutlaka ilerleyen süreçte dışa bağımlı olur ve sömürgeleşir. Yanlış politikalar nedeniyle bugün ithalat kaçınılmaz hale geldi. Üretmeyen toplumlar kendilerine dayatılanlarla yaşamlarını sürdüremez. Üretici, hayvanına bakamıyor, yem sorununu çözemiyor. Bu sürdürülemez bir durum. 2 yılda 1,5 milyona yaklaşan hayvan ithalatına rağmen hayvan varlığımız azalmaya devam ediyor. Uygulanan yanlış tarım hesabını iktidar vermek yerine yükü vatandaşın sırtına yüklüyor. Dişi ve gebe inekler kesime gitmeseydi bugün bu kadar ithalata kapı aralanmazdı. Son süreçte yerli besiciye destek vermek yerine Ülkeyi yöneten zihniyet hayvancılıkta da ithale döndü. Kimlere bu ithal ile fayda sağlanıyor? Ticari sor diye bakanlar yanıt vermiyor. Bu da ayrı önemli bir soru ve sorun.”