CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından başlayan protestolara katıldıkları gerekçesiyle İzmir'de tutuklanan gençleri cezavinde ziyaret etti.
Aliağa Şakran ve Menemen T Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan gençleri ziyaret eden Deniz Yücel, gösterilerin ardından tutuklanan 19 gencin 10’unun tahliye edildiğini söyledi.
19 Mart sonrası ülke genelinde meydana gelen eylemlerde 301 gencin tutuklandığını hatırlatan Yücel, gençlerin protesto haklarını kullandıkları için yaklaşık 25 gündür tutuklu bulunduklarını ifade etti.
İzmir’de tutuklanan 19 gencin durumuna ilişkin bilgi veren Yücel, "Ben bugün Şakran Cezaevi'nde, genç kadın arkadaşımız olmak üzere Menemen Cezaevi'nde 8 arkadaşımızla görüştüm. Toplam 9 arkadaşımızla görüştüm. İzmir'de Sayın Ekrem İmamoğlu'na ve İstanbul Büyükşehir belediyesinin bürokratları, belediye başkanlarımıza yönelen hukuksuz operasyon sonrasında yaşanan demokratik tepki ve eylemler sonrasında 19 gencimiz tutuklanmıştı. Bu 19 gencin bir bölümü tahliye edildi ve şu anda 9 genç hala tutuklu. Dün 6 arkadaşımız tahliye edildi" dedi.
"Yasalarımızda gözdağı verme için tutuklama kararı verilebileceğine dair hiçbir düzenleme yok"
Gençlerin tutuklama kararlarının dayanaksız olduğunu belirten Yücel, şunları söyledi:
"86 milyon vatandaşımızın, 86 milyonun üzerinde uzlaştığı toplumsal mutabakat metni diyebileceğimiz Anayasamızın 34. maddesine göre herkes önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilir. Bu gençlerin suçu ne? Toplanmak, yürüyüş yapmak, slogan atmak. Her şeyden önce bu Anayasal hakkın 2911 bir sayılı yasada bir suç olarak tanımlanması anayasaya aykırı. Ayrıca yasada Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 100. maddesinde tutuklama koşulları, tutuklama sebepleri sayılmış. Yani her şeyden önce kuvvetli suç şüphesi, bir tutuklama sebebi olacak. Diğer yandan yasada katalog suç dediğimiz katalog suçlardan birinin varlığı gerekir. Somut olayda bunların hiçbiri yok. Bu peki bu tutuklama kararları neden verildi? Bu tutuklama kararları, demokratik tepkilerini gösteren haksızlığa, hukuksuzluğa itiraz eden gençlere gözdağı vermek, onları sindirmek, onları yıldırmak için verildi. Yasalarımızda gözdağı vermek, yıldırmak, sindirmek için tutuklama kararı verilebileceğine dair hiçbir düzenleme yok. Bazı mahkemeler, bazı yargıçlar, hakimler bu hatadan döndüler. İstanbul'da da İzmir'de de diğer illerde de tahliye kararları verilmeye başlandı dosya üzerinden tensip kararı ile birlikte.
"Şu anda tutuklu bulunan bu gençler de ivedilikle, derhal tahliye edilmeli"
Dolayısıyla bu tutuklama kararlarının keyfi bir şekilde verildiğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Ben şu anda tutuklu bulunan bu gençlerin de genç arkadaşlarımızın da ivedilikle, derhal tahliye edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de bir demokrasi sorunu vardır. Türkiye'de bir yargı suntası vardır. Yargı içerisindeki belli bir yapılanmanın yargı üzerinde bir tahakküm kurma çabası ve gayreti vardır. Türkiye'de bir keyfilik sorunu vardır. Siyasi iktidarın keyfi davranmasının yanında yargıda da keyfi kararlar verilmektedir. Yasalara aykırı bir şekilde ceza kanunu, ceza muhakemesi kanunu ve anayasaya aykırı bir şekilde keyfi kararlar verilmektedir. Bu gençlerimizin tutuklama kararları da bu keyfi kararlara en somut, en güzel örneklerden biridir. Birilerini korkutmak, sindirmek, yıldırmak ve gözdağı vermek için tutuklama kararı verilemez. Tahliye olan arkadaşlar 20-25 gün özgürlüklerinden mahrum bir şekilde bayram tatillerini ailelerinden uzak, eşlerinden, dostlarından, yakınlarından uzak bir şekilde dört duvar arasında geçirmek zorunda kaldılar. Bir çoğu tahliye edildi. Diğerlerinin de en kısa sürede tahliye edilmesini diliyoruz, temenni ediyoruz ve talep ediyoruz."
“Bir an önce buradan çıkmayı ve seslerini yükseltmek için sabırsızlandıklarını benimle paylaştılar”
Hala tutuklu bulunan gençlerin durumuna ilişkin gözlemlerini de aktaran Deniz Yücel, "Hepsinin moralleri çok çok iyi. Bir an önce buradan çıkmayı ve haksızlıklara, hukuksuzluklara itiraz etmeyi, seslerini yükseltmek için sabırsızlandıklarını benimle paylaştılar. Önümüzde 1 Mayıs var. 1 Mayıs'tan önce bir an önce tahliye olup 1 Mayıs etkinliklerine katılmanın heyecanını ve coşkusunu yaşıyorlar. Gözlerinde o parıltıyı görebiliyorum hepsinin" ifadelerini kullandı.