Büyük lokma ye büyük söz etme!

Abone Ol

2001 krizi sonrası para, kredi lazımdı birde yasal mevzuatın, bankacılığın düzenlenmesi. Dünya bankası rayından çıkan kurumları toparlaması, yeni yasaların çıkarılması, verilecek kredinin sağlam kazığa bağlanması için Kemal Dervişi görevlendirdi. Derviş adeta sopa ile krizden çıkardı ülkeyi. Derviş programı üzerine AKP iktidar oldu. Dünyada bol ve sıcak ve ucuz para vardı, oluk oluk Türkiye’ye de aktı bu para. AKP beton ekonomisiyle her yere yol yaptı, bina yaptı, köprü yaptı.

İlk 10 yıl balayı tadında geçti. Erdoğan girdiği her seçimin galibi olarak çıktı sandıktan. Ekonomi görece iyi iken sağa sola ayar vermeye başladılar Mesela Davos’ta “One munite” çıkışı efsaneye dönüştürüldü. İsrail’le ilişkiler en alt düzeye indirildi adım adım. Kimse bizden talep etmese de İslam dünyasının lideri gibi davranıyorduk. İsrail’in Filistin’e yönelik her saldırısına Arap ve bölge ülkelerinden önce en sert tepkiyi biz veriyorduk. Mısırda Sisi darbe yaptı, AKP hükümeti bir yandan Mısır’daki İhvancı’lar yas tuttu, öte yandan darbeci Mısır iktidarını topa tuttu, ilişkileri askıya aldı. Üstelik komşularla sıfır sorun diye yola çıkmışken herkesle kavgalı ya da mesafeli hale gelmiştik. Araya 15 Temmuz darbesi girdi onca dert yetmezmiş gibi. Kendi iç hesaplaşmasından başkalarını, daha doğru deyimle DIŞ GÜÇLERİ sorumlu tutmak geleneksel sporumuzdu. ABD darbe destekçisi demek için kanıta ihtiyaç yoktu, bir ülkede darbe varsa ipin ucu okyanus ötesine mutlaka giderdi zaten, ancak Birleşik Arap Emirlerini de darbe finansörü “ ŞEREFSİZ” diye manşete çekti yandaş gazeteler.

Yollar yapılıyor, asfaltlar dökülüyor, yüksek plazalar dikiliyor, köprüler garanti geçişlerle açılıyordu ancak artık işlerin epeydir eski tadı yoktu. Geniş geniş atıp tutmayı hep çok sevdi iktidarımız. Oysa elimizde avucumuzda bir tek beton ekonomisi, bir kaç montaj sanayi, son dönemde “gurur kaynağımız”  İHA, SİHA vardı sadece. Yani efelenmek iyi, güzel, hoş da bunu yaparken barutum var mı?  yeterince hesaplamazsan işin yaş. Bundan iki tam yıl önce, derdi tasası az geliyormuş gibi BÜYÜK İNSANLIĞIN Çin’de ortaya çıkan bir virüs bütün dünyayı kasıp kavurdu. Bütün dengeler bozuldu. Tedarik zincirleri kırıldı, üretim tekledi. 20 yıldır tercihini betondan yana kullanan AKP için de DENİZ BİTTİ.

Ee, Üretim yok. Petrol, doğalgaz yok. Eğitim, otur sıfır Ve kamuya ait ne varsa BABALAR gibi satmışsın, üstüne herkese, her devlete ayar vermeye kalkmışsın. İngilizlerin bir deyimi vardır “No money No honey” Para yoksa canım da yok. Yani para lazım Yapılan İhracat ile çarkı döndürmek mümkün değil. Kredi riskin (CDS) çok çok yüksek. IMF’e yıllarca hakaret ettin (Haklısın da) ona gidemiyorsun, gitsen bile vereceği krediyi nereye harcadın? diye soruyor. Hesap vermeyi çoktan unuttuğun için işine gelmiyor. Geldik mi atasözüne. Büyük lokma ye büyük söz etme! Birleşik Arap Emirliğine ne demiştik? Şerefsizler! Hımm. Unut gitsin. Ne demiştik İsrail’e “Gücü kadın ve çocuklara yeten terör devleti” Onu da unut. İsrail C.B’ı Herzog’u kırmızı halıyla karşıladık. Adam (Herzog) üstüne Nazım Hikmetten Zeytin dikme şiirini okudu törende.
 
Başka bir şey daha var. Belki de en acısı, gurur kırıcı olanı bu. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı İstanbul’un orta yerindeki konsoloslukta basında yer aldığına ve devletin istihbaratına göre kıtır- kıtır kesildi ve yok edildi. Böyle bir cinayet dünyada ilk AKP iktidarına nasip oldu. İktidar önce her zamanki gibi atıp tuttu, soruşturma açtı, belgeleri, raporları uluslararası kurumlarla paylaştı. Zaman geçti soruşturma patinaj yapmaya başladı, cinayet artık gündemde değildi. Ve bir kaç gün önce ajanslara şöyle bir haber düştü. Savcılık Kaşıkçı cinayeti dosyasını Türkiye’deki yargılamanın sonuçsuz kalacağı iddiasıyla Suudi makamlarına devretme kararı aldı. Adalet bakanlığı da bu talebi olumlu buldu. Sızan bilgilere göre bir cinayet dosyası bir kaç milyon dolar karşılığında kapatıldı. 

Koca koca lafları edip sıkışınca o lafları unutmak hadi neyse de mahallinde işlenmiş cinayet dosyasını, yargılama hakkını bir başka ülkeye devrediyorsunuz. Yani EGEMENLİK hakkını devrediyorsun!!!  Bunu  bir hukukçu olarak anlamam mümkün değil!