Milli Savunma Bakanı Güler, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle 2024 yıl sonu değerlendirme toplantısında açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
'BU YILIN BAŞINDAN İTİBAREN 2 BİN 939 TERÖRİSTİ ETKİSİZ HALE GETİRDİK'
Güler, TSK’nın en çok odaklandığı, enerjisi ve zamanını en çok harcadığı konunun terörizmle mücadele olduğunu belirterek, "Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla; Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hâle getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de teslim olmuştur” dedi. Güler, "Nihai hedefimiz; Irak ve Suriye sınırlarımız boyunca Türkiye’ye tehdit olabilecek tüm terörist faaliyetleri kaynağında yok etmek ve terör belasını milletimizin gündeminden tamamen çıkarmaktır" ifadesini kullandı. Suriye’de yaşanan olayların maddi, manevi, sosyal ve toplumsal yükünü en fazla çeken ülkenin Türkiye olduğuna değinen Güler şöyle devam etti:
'ÜLKEMİZİN BİR DAHLİ OLMAMIŞTIR'
"Malumunuz DEAŞ, ardından PKK/KCK-PYD/YPG-SDG terör örgütü Suriye’deki güç boşluğundan yararlanarak bölgede terör devleti kurmaya çalıştılar. Suriye’de icra ettiğimiz harekâtlarla terör örgütünü engelledik ve sınırlarımızın güvenliğini sağladık. Bölgede yaşayan veya göç etmiş olan Suriye vatandaşları için güvenli ve istikrarlı bir yaşam alanı oluşturduk. Suriye’deki son gelişmeleri en başından itibaren bölgedeki muhataplarımızla iş birliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip ediyoruz. Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünü destekliyor, terörle mücadeleye ise büyük önem ve öncelik veriyoruz.
Yaşanan son gelişmeler ve ortaya çıkan durum; muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması, keza rejimin kendisine iyi niyetle uzatılan eli tutmaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen ve Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardı. Yerel unsurların bu faaliyetlerinin öncesinde veya herhangi bir aşamasında ülkemizin bir dahli olmamıştır. Ayrıca; Suriye Milli Ordusu’nun Suriyeli muhaliflerden meydana geldiğini, BM Güvenlik Konseyi kararlarında Suriye’deki ihtilafın bir tarafı olarak açıkça kabul edilen Suriye Geçici Hükümeti’nin bir parçası olduğunu ve bu hükümetin Savunma Bakanlığı’nın emri altında çalıştığını da vurgulamakta yarar var.
Şimdi Suriye’de ortaya yeni bir durum ve gerçeklik çıktı. Suriye’nin artık istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleşmiş müreffeh bir ülke olma vakti gelmiştir. Bunun için bizler de Suriye’de kapsayıcı bir anayasanın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, tam normalleşme ve güvenlik ortamının sağlanması konusunda elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. Bu çerçevede Suriye’de 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı temelinde kalıcı siyasi çözüme ulaşılacağına da inanıyoruz."
'1 OCAK 2024'TEN İTİBAREN HUDUTLARIMIZDA 93 BİN 349 KİŞİNİN GEÇİŞİ ENGELLENDİ'
Sınır güvenliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Güler, “Hâlen hudutlarımızda 8 hudut tugayımız, 6 hudut alayımız olmak üzere toplam 60 bin personel de görev yapıyor. 1 Ocak 2024’ten itibaren hudutlarımızda 93 bin 349 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 13 bin 551 düzensiz göçmen ile 280 terörist ve 801 kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir” diye konuştu. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarıyla ilgili konuşan Güler, “Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrar için 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafya bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması şarttır” dedi.
Güler, 1 Mayıs-30 Kasım 2024 tarihleri arasında Orman Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine 35 büyük orman yangınına 114 helikopter ile 3 bin 558 sorti ve 7 bin tondan fazla su atımı yapılarak destek sağlandığını kaydetti.
'TALEP EDİLMESİ DURUMUNDA GEREKLİ DESTEĞİ SAĞLAMAYA HAZIRIZ'
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güler, Suriye’deki yeni yönetimle askeri işbirliği olup olmayacağıyla ilgili, "Hâlihazırda birçok ülke ile Askeri Eğitim ve İş Birliği Anlaşmamız bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteği sağlamaya hazırız" ifadelerini kullandı. Güler, terör örgütü PKK/YPG’nin Suriye’deki durumuyla ilgili soruyu şöyle yanıtladı:
'ÖNCELİKLİ KONUMUZ PKK/YPG TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TASFİYESİDİR'
"ABD’nin Suriye’de bugüne kadar belli bir tutumu vardı ancak ortam değişti. Artık herkes istese de istemese de ortaya çıkan gerçekliği kabullenmek zorunda. PKK/YPG’nin ana gelir kaynaklarından biri olan ve petrolün ana bölgesi Deyrizor muhaliflerin kontrolüne geçti. Şu anda PKK/YPG terör örgütü bu gelir kaynağından mahrum kaldı. Zaten TUSAŞ saldırısı sonrası düzenlenen operasyonlarla Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere kaynak sağlayan tesisler vurulmuştu. Örgüt şu anda parasal konuda çok ciddi sıkıntıya girdi. Ayrıca Esad’ı deviren yeni yönetimin vermiş olduğu mesajlara dikkat edersek ülkede kapsayıcı rol oynayacaklarını açık açık ifade ettiler.
Suriye’deki terör örgütünün elebaşı Ferhat Abdi Şahin kendi televizyonuna yaptığı açıklamada ‘Biz yeni yönetimle anlaşıyoruz. Suriye’de bulunduğumuz alanlarda yeni Suriye bayrağından başka bayrak dalgalandırılmayacak’ mesajı verdi. Bu mesaj, terör örgütünün yeni dönemde kendini kurtarmaya yönelik bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor.
PKK/YPG terör örgütünün artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına ne Suriye halkının, ne yeni yönetimin ne bizim müsaade etmemiz söz konusu değildir. Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD’li dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik."
'PROBLEMİMİZ SADECE TERÖRİSTLERLE'
Güler, PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesine dair soruya, "Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek. Bunu hem Suriye’deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz. Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek. Suriye’li olanlar silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak’ta ne de Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle" ifadeleriyle yanıt verdi.
'RUSYA'NIN ŞU ANDA ORADAN AYRILACAKLARINI SANMIYORUM'
Rusya’nın Suriye’deki durumuyla ilgili soru sorulan Güler, şöyle konuştu:
"Rusya’nın Suriye’deki birliklerini tam anlamıyla çektiğine yönelik kesin bir emare yok. Bazı gemileri bakım ve değişim kapsamında Rusya’ya götürebilirler. Şu anda oradan ayrılacaklarını sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus yetkili, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda görüştüklerini açıkladı. Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan değişik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye topladı. Bu süreçte onlara gerekli desteği sağlayabileceğimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir talepleri olmadı.
Bölgedeki son gelişmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı var. Biz savunma ve güvenlikle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve alınması gereken tüm tedbirleri alıyoruz. Ayrıca, Suriye’den kaçan Beşar Esad’ın hava sahamızı kullandığı iddiaları da doğru değildir."
'GEREKLİ ŞARTLAR OLUŞTUĞUNDA TEKRAR DEĞERLENDİRİLEBİLİR'
Güler, Türkiye’nin Suriye’deki birlikleriyle ilgili olarak, "Türkiye’nin Suriye’deki mevcudiyeti, Suriye topraklarının bölünmesine ve orada bir terör koridorunun oluşturulmasına engel olmaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunması, siyasi sürecin barışçıl şekilde tamamlanması ve sınırımızın terör unsurlarından arındırılması temel amacımızdır. Gerekli şartlar oluştuğunda Suriye’nin yeni yönetimiyle bu konular görüşülüp tekrar değerlendirilebilir” ifadesini kullandı.
Güler, Süleyman Şah Türbesi ile ilgili soru üzerine, "Türbenin Karakozak köyündeki eski yerine taşınıp taşınmaması konusu sahadaki duruma göre daha sonra değerlendirilir" dedi.
'2 ADET EUROFIGHTER, 18 ARALIK'TA ANKARA'YA GELECEK'
ABD’den F-16 tedariki, Eurofighter tedariki ve F-35 ile S-400 konularıyla ilgili Güler, şu değerlendirmeyi yaptı:
"40 adet F-16 alımı ile ilgili süreç ve teknik görüşmeler devam ediyor. Eurofighter konusunda görüşmeler olumlu şekilde sürüyor. Katar’da tatbikata katılan Birleşik Krallığa ait 2 adet Eurofighter, 18 Aralık’ta Ankara'ya gelecek ve uçakları görme fırsatı bulacağız. F-35 konusunda almak istediğimizi daha önce söylemiştik. F-16 alım sürecindeki olumlu havanın F-35 sürecine de yansıyacağını düşünüyoruz. ABD’de görevi devralacak yeni yönetimle de müttefiklik ruhuna aykırı CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını konuşacağız. S-400 ile ilgili tutumumuzda ise bir değişiklik yoktur.”
'HİÇBİR TEĞMENE OKUNAN METNİN İÇERİĞİ VEYA NEDEN MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ DEDİN DİYE SORU SORULMADI'
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, teğmenler ile ilgili Yüksek Disiplin Kurulu’nda devam sürece dair ise şöyle konuştu:
"Biz olaya en başından itibaren disiplin açısından baktığımızı defalarca ifade ettik. Konu yürürlükten kaldırılan andı okumak veya ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Disiplin soruşturmasında hiçbir teğmene okunan metnin içeriği veya neden ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ dedin, diye soru sorulmadı. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aşamada kesin kanaat belirtmek uygun değil. Hep birlikte sonucu bekleyelim."