Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin tutuklu milletvekili Can Atalay'ın tahliye kararını engelleyerek Anayasa Mahkemesi'ni suçlamasıyla başlayan tartışma sürerken, iktidarın 'çözüm' adı altında yapacağı hamleler merakla bekleniyor.
Sözcü'den İsmail Saymaz, bireysel başvuru hakkının sınırlanacağı iddiasını yazdı. Saymaz, yazısında şu iddiaya yer verdi:
"İddiaya göre… Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aklında AYM'nin bireysel başvuru hakkını yasa çıkararak, sınırlamak var. Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un bireysel başvuru hakkını düzenleyen 50. maddesinde değişikliğe gitmek istiyor. Bu maddenin 2. fıkrasını değiştirerek, bir hak ihlali durumunda yalnızca tazminata karar verme yetkisi tanınacak. Ancak AYM'nin “İhlal sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir” hükmünün kaldırılması düşünülüyor.
Bu maddenin ikinci fıkrası şöyle: Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılamada hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."
'ANLAŞILAN HÜKÜMET BİREYSEL BAŞVURU SİSTEMİNİ BİTİRMEK İSTİYOR'
Batman Barosu Başkanı Erkan Şenses, Saymaz'ın belirttiği yönde bir değişiklik olması durumunda, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yolunun açılacağına dikkat çekti. Şenses, İsmail Saymaz'ın sosyal medya paylaşımını alıntılayarak şu eleştiride bulundu:
"Böyle bir durumda AİHM, AİHM’e bireysel başvuru öncesi Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunun tüketilmesi koşulunu aramaz.
Zira bireysel başvuru hukukunda esas olan ihlali sona erdirme ve mümkün mertebe ihlal öncesi duruma getirmedir (Restitutio in integrum). Salt tazminata hükmedilmesi bu giderimi sağlamaz.
Ancak anlaşılan Hükümet kanadı AİHM’in en az 3 yılda verdiği bir kararı Anayasa Mahkemesi’nin 3 ayda vermesinden rahatsız ve doğrudan AİHM yolunun açılması riskini de göze alarak bireysel başvuru sistemini bitirmek istiyor.
AZERBAYCAN ÖRNEĞİ
Yani Anayasa Mahkemesi’ni kendi başarısının kurbanı etmek istiyor.
Bu duruma yüksek sesle itiraz etmek gerekiyor.
Benzer bir durum Azerbaycan Anayasa Mahkemesi’nin de başına gelmişti. Halihazırda Azerbaycan vatandaşları Azerbaycan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmadan doğrudan AİHM’e bireysel başvuruda bulunabiliyor.
Türkiye’yi demokratikleşme ve insan hakları liginde Azerbaycan ile aynı sıraya koymak memlekete yapılan bir kötülük olarak tarih sayfalarında yerini alacaktır!"
NE OLMUŞTU?
Can Atalay, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde TİP'ten milletvekili seçilmişti. Atalay'ın, "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle yaptığı başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nce reddedilmişti. Yargılamaya devam edilmesi nedeniyle "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılmıştı.
Gezi davasından mahkum olduktan sonra milletvekili seçilen ve Anayasa Mahkemesi'nin hakkında ihlal kararı verdiği Avukat Can Atalay'ın dosyası Anayasa Mahkemesi tarafından yerel mahkeme olan İstanbul 13. Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Mahkeme, dosyada karar verme yetkisinin Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nde olduğunu belirterek dosyayı bu daireye göndermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise kararı tanımamış, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’yı ihlal ettiğini ve yetkisini aştığını öne sürerek Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulunmuştu.